Ben hatırlıyorum traduction Anglais
1,434 traduction parallèle
Ben hatırlıyorum.
Well, I do.
Ben hatırlıyorum ilk olduğunu düşünüyorum.
I think it's the first one I remember.
Ben hatırlıyorum.
I remember. Great.
- Ben hatırlıyorum.
- I remember.
Ama ben hatırlıyorum.
Oh, no. You know what?
- Ama ben hatırlıyorum!
- Me, I remember!
Ben hatırlıyorum, son soygunun yaşandığı gündü.
I remember it, though ; it was the day of the last burglary.
Ben benimkini kaybettiğimi hatırlıyorum da, babanı kaybetmek zor olsa gerek.
Tough thing to lose a father. I remember when I lost mine.
Ben de seni hatırlıyorum.
I remember you too.
Biliyorsun, ben onu zor hatırlıyorum.
You know I hardly know him.
tabiki hatırlıyorum. annen ve ben öldüğünü sanmıştık.
You bet I remember, your mother and I thought you had died.
Biarritz'den dönerken, Bel Air'e gelmeden önce kaza yaptığımı söylüyorlar. Ama ben Bel Air'e vardığımı ve eve girdiğimi çok net hatırlıyorum.
They say I crashed just short of Bel Air, coming from Biarritz, but I clearly remember reaching Bel Air and going into my house.
Ve ben, o bakışları çok iyi hatırlıyorum.
And I do, I remember that look.
Sen benden çok ufaksın Osman, ben senin bebekliğini hatırlıyorum...
You're much younger than me, Osman. I remember you as a baby.
Ama ben seni hatırlıyorum!
But I remember you!
Ben olduğu gibi hatırlıyorum.
I remember it the way it really was.
Çocukken hatırlıyorum da, Annem ve ben o çirkin maskeleri görmemek için kasabayı terkederdik.
I remember when I was a child, Mother and I used to leave the country so we wouldn't have to look at those ugly masks.
Ben bir şeyler hatırlıyorum, ama buna pek benzemiyordu.
I remember some things but it was not like this...
Ben o gün düşündüğümü hatırlıyorum... nihayet yolculuğumuzun sonuna ulaşmıştık.
I remember thinking that day... we had finally reached the end of ourjourney.
Evet, ben Mitsuko'yum Şimdi hatırlıyorum.
Yes, I'm Mitsuko. I just remembered that.
Ben hatırlıyorum.
I do.
Ben ilk atışımı hatırlıyorum...
I remember my first shooting...
Ben büyü etkilenmez çünkü Her şeyi hatırlıyorum. Bunu kırdı çünkü Her şeyi hatırlıyorum.
See, I remember everything because I was unaffected by the spell, and you remember everything because you broke it.
Sanki tuhaf, ben eski yolu hatırlıyorum.
It's weird, I remember the old way.
Ben küçük embriyo kısmı hatırlıyorum düşünüyorum.
I think I would remember the small embryo part.
Ben, hatırlıyorum endişe?
I worry, remember?
Ben bir araba ile çivilenmiş almak hatırlıyorum. Bundan önce.
Well, I remember gettin'nailed by a car.
Bill emin, ama ben sadece gözlerini hatırlıyorum.
Bill was sure of it, but I... I only remember his eyes.
- Evet, hatırlıyorum da... Ben, Kadeem Hardison ve CT Howell Hef'in masasında oturuyorduk. Etrafımız Playmate'ler ile doluydu.
Yeah, I remember back in the day... me, Kadeem Hardison and C.T. Howell used to sit at Hef's table surrounded by Playmates.
- Ben o bölümü hatırlıyorum.
- I remember that part.
Hayır, ben iyiyim. Karşı kaldırımda bir banka gördüğümü hatırlıyorum. Marty'ye yetişeyim.
I just think I remember seeing a bank across the street... so I'll go catch Marty.
Ben de genç olup, bu duyguları yaşadığımı hatırlıyorum.
I remember being young and having all those crazy feelings.
Ama ben liseden İspanyolcayı biraz hatırlıyorum.
A little.
Evet, hatırlıyorum, en son ben çektim Ve sona bir tek isim kalmıştı
[Stottlemeyer] Yeah, I remember. I was the last one to choose, and there was one name left.
Ben her şeyi hatırlıyorum.
I remember everything.
Ben de hatırlıyorum.
I remember that, too.
Ben de sadece yirmilikler vardı, hatırlıyorum çünkü,
I had nothing but twenties. I remember'cause I, uh,
Hayır, Ben... arkasından getirdiklerini hatırlıyorum. Ne gibi?
No, I... remembering that brings back other stuff.
Evet, ben bunu hatırlıyorum.
Yes, I... I remember that.
Bir keresinde Charlie ve ben kamptaydık. Ben mayomu kaybetmiş ve Charlie'nin eski mayosunu giymek zorunda kalmıştım. Havuzun keyfini bir türlü çıkaramadığımı hatırlıyorum.
For example, once, when Charlie and I were at camp I lost my swim trunks, and I had to wear an old pair of Charlie's, and I just couldn't enjoy the pool at all.
Hatırlıyorum da onun yaşında ben de bir kere böyle bir şey hissetmiştim.
I remember feeling like that... -... when I was his age. - Really?
Shelly'nin partisinde ne kadar sarhoş olduğumu biliyor musun? Ben bile zor hatırlıyorum.
Do you know how wasted I was at Shelly's party?
Ben de orada çalışıyorum hatırlıyor musun?
I work there, remember?
çok eskiydi ama ben onları gördüğümü hatırlıyorum.
It's been a few decades but I remember seeing them there.
Onu ben de hatırlıyorum.
I remember him. He was a real asshole.
Ben de bilmiyorum, ama ısırdığımı hatırlıyorum.
I don't know why either, but I remember I bit you.
- Ben de hatırlıyorum.
- I remember too.
Ben arabada olduğumu da hatırlıyorum.
I, I... remember being in the car.
Ve ben... içki içtiğimi de hatırlıyorum.
And I... I remember taking a drink.
Ben gerçekten atıfta bulunduğunuz kişi olarak İngiliz Kral Henry'yi hatırlıyorum.
I can only assume you're referring to the English King Henry.
Ben son gösterimi hatırlıyorum da, zar zor yürümüştüm.
I can remember coming off stage after a performance, barely able to walk.
hatırlıyorum 715
hatırlıyorum da 89
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
hatırlıyorum da 89
ben hep 23
ben hallederim 867
ben hamileyim 39
ben her zaman 32
ben hastayım 37
ben hallettim 28
ben hala 17
ben hazırım 348
ben helen 20
ben hemen geliyorum 46
ben hemşireyim 16
ben halledebilirim 31
ben hiç görmedim 20
ben hasta değilim 23
ben harry 18
ben haklıyım 16
ben hiçbir şey bilmiyorum 42
ben hiç 55
ben hemen geliyorum 46
ben hemşireyim 16
ben halledebilirim 31
ben hiç görmedim 20
ben hasta değilim 23
ben harry 18
ben haklıyım 16
ben hiçbir şey bilmiyorum 42
ben hiç 55