English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Anglais / [ N ] / Ne var yani

Ne var yani traduction Anglais

949 traduction parallèle
Ne var yani?
So what about it?
Ne var yani sevgilisi onu terk etmişse?
So what if his girl's left him?
Ne var yani fıstıksa?
What's wrong with that?
Ne var yani gülecek?
What the hell are you laughing at?
Ne var yani?
So! So!
Küçük bir hata olmuş ne var yani?
Don't you pop corks all the time?
Ne var yani burada?
So, what's up here?
Ne var yani, eğlenmeye hakkım yok mu?
- What! We haven't the right to amuse ourselves any more?
Ne var yani? Zaten o da kızı seviyor.
She loves him and he loves her.
Ne var yani... 4üncü kardeşi kurtaralım hemen hadi
Anyway... we should rescue 4th Brother. Come on
Ne var yani?
So? !
Ne var yani yapamazsam, Gordon?
So what if I can't, Gordon?
Yani ne anlamı var ki?
I mean where does it get you?
Yani, eğer onlar seni göndermediyse, o kasaplarla senin ne işin var?
Well, if they didn't send for you, what business have you got with those butchers?
Bir adamın hayatı mı dediniz yani bu konunun şapkayla ne ilgisi var?
Did you say, "a man's life?" What does that to do with the hat?
Yani şimdi sana ne yapsam hakkım var.
After all, I am entitled to something.
Yani... Geçen gün eve dönerken oradan geçtim ve anne o pazarın birkaç blok ötesinde ne var biliyor musun?
I mean, well, the other day, I passed that way on my way home and, well, Mom, you know what's just a couple of blocks away from that market?
Yani? Bunların ne alakası var?
What has all this got to do with the price of eggs?
Ne olmuş yani, başka kadınlar var.
There's other women.
- Yani, bir bakayım, burada ne var!
So show me your bed!
Ne var ki yani?
What's the big deal?
Yani ne anlamı var?
So what's your point?
Yani istemediğimiz kadar kar var, ama sıcaklık ne durumda?
I mean, we've got snow... plenty of it... but how about the heating?
Yani o kadar çok sevilecek ne var ki bende?
I mean, what is there to love all that much?
Yani bu dünyada sıkıntı görmemiş, yani nazlı büyütülmüş yani yokluğun ne olduğunu bilmeyen bir insan var karşımızda.
She hasn't experienced hardship in this world. I mean, she's spoilt. She doesn't know what poverty is.
Yani, sen öldükten sonra onurun ne anlamı var?
The point is that what good is honor if you're dead?
Yani başka ne var ki zaten?
I mean, in the end, what else is there?
Kendi kuşağının geri kalanı, yani ülkemizin en iyileri,... ilk kez yürüyüşe geçmişken, o sırada ne yapmaya niyetli olduğunu söylersen,... niyetinin kendi hamaset anlayışımdan daha hamasi olma şansı da var, Julian.
If you tell me what you're going to do while the rest of those your generation, the best in our country, will be marching for the first time, I'll be more heroic than my heroism, Julian.
Yani aklım hafızam almıyor dostum ya, ne kadar çok insan var burada dostum ya.
I don't know if you, I don't know how many of you can dig how many people there are, man!
Yani evinizde bir yerde bir bohça var... ve ne olduğu hakkında bir fikriniz yok.
Well, take a look. It's a bundle of something. Do you know what's in it?
Bence parça başı önemli bir kazanım, yani yastığı kaldırdığımızda orada 20,000 liretimiz var, bunda ne problem var?
I think the piecework is important, I mean... When we open up the bag and there's 20,000 lire in there, don't you like it?
Senin neyin var? Yani, yani. Şimdi ne yaptım?
What's wrong, what've I done wrong now.
Yani, her zaman benimle ilgilenen biri var gibi hissediyordum... ve şimdi ne yapacağımı bilmiyorum.
I mean, it's like I always felt that he was taking care of me... and now I just don't know what to do.
Yangın söndürücünün ne anlamı var ki yani?
I mean, what is the point of a fire extinguisher?
Yani eğer Billy'nin canı konuşmak istemiyorsa ne diye üstüne varıyorsunuz?
You know, if Billy doesn't feel like talking... I mean, why are you pressing him?
Yani, işlerin ne yönde ilerleyeceği hakkında bir fikriniz var mı?
What I meant is, do you know where you're heading?
Ne var yani?
So?
Burada tam olarak ne işim var bilmiyorum... Yani, aslında ben politik bir komedyen değilim.
I don't know why they would have me at this kind of rally...'cause I'm not essentially a political comedian.
Yani başaramadın. Bunda büyütecek ne var?
So you fail. what's so terrible about that?
Yani, dikkat çekmek için daha olgun davranışlar var, Ne dersin, Gillian?
I mean, there are more mature ways to get attention, don't you think, Gillian?
Yani, Des Moines'te yapılacak başka ne var?
I mean, what else is there to do in Des Moines?
Yani, şimdi yola koyulsam, sonraki durağa ne zaman varırım?
I mean, if I go now, when will I get to the next stop?
Yani buradan tek başına gitmenin ne anlamı var?
What the hell's the sense of goin'away by yourself?
Ne demek yani... aramızda bir kara koyun mu var?
Are you saying that we have black sheep among us?
Ne yani, orada üstünde adım ya da adresim olan bir şey mi var?
Uh, what, was there something with my name on it, or my address?
Ne olmuş yani, bizim bir anlaşmamız var?
So what, do we have an agreement?
Ne kadar ilginç bir durum değil mi, Basty? Unutmadan, açıklanması gereken birkaç şey daha var. Bu durum bir sır olarak kalmalı, yani birlikte görünmemelisiniz.
Seeing that we still have certain things to clear up and secrecy being the order of the day,
Kilo vermiş, ne var yani?
She lost weight.
Evet, ne önemi var ki? Yani eninde sonunda öleceğimizi biliyorsak?
Yeah, I mean, what does it matter if you know that you're gonna end up dying anyway?
Yani onca şeyden sonra elimizde ne var?
I mean, after all of this, what have we got?
Yani ne kan, ne silah, ne de boğuşma belirtisi var.
So there's no blood, no weapons, no signs of violence.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]