English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Espagnol / [ K ] / Kötü bir şey mi

Kötü bir şey mi traduction Espagnol

1,448 traduction parallèle
Kötü bir şey mi var?
¿ Cómo estás?
Farkında olmadan kötü bir şey mi yaptım?
Qué fue eso? Qué?
- Bu kötü bir şey mi?
- ¿ Es eso algo malo?
Bu bu kadar kötü bir şey mi?
¿ En realidad fue tan malo?
Kötü bir şey mi bu?
¿ Eso es tan malo?
Bu gerçekten kötü bir şey mi?
¿ Es algo malo eso?
- Bu kötü bir şey mi?
¿ Es malo eso?
Sevmediğim bir erkeğin teklifini kabul ederek... insanların bana oy vermesini sağlamak kötü bir şey mi?
¿ Te parece mal aceptar a un hombre al que no amo... para que la gente me vote?
Kötü bir şey mi?
¿ Algo malo?
Kötü bir şey mi yedin?
¿ Comiste algo que estaba mal?
Köpeği alsam, bu kötü bir şey mi olurdu?
¿ Eso es malo? ¿ Que me llevara al perro?
Bu kötü bir şey mi?
- ¿ Y eso es malo?
Bu kötü bir şey mi?
¿ Es algo malo?
O kadar kötü bir şey mi? Senin için endişelendim diye korkunç bir insan mıyım?
¿ Soy tan mala persona por estar preocupada por ti?
Bu kötü bir şey mi?
¿ Y ahora eso es tan malo?
Bu o kadar kötü bir şey mi?
¿ Es algo tan malo?
Mutlu olmak o kadar kötü bir şey mi?
¿ Es tan malo ser feliz?
- Kötü bir şey mi var?
- ¿ Pasa algo malo?
Özel hayatında kötü bir şey mi yaşadın?
¿ Tienes algo en contra de tener una vida personal?
- Olamaz. Bu kötü bir şey mi?
- Oh, no. ¿ Eso está mal?
Hayatını riske atacak kadar kötü bir şey yapmadan, benim haberim olsun. Benim yöntemimle, zamanında işi halledebilelim. Yoksa problem var demektir.
Si tienes algo que quieres hacer tanto, que arriesgarías tu vida, me lo dices, lo hacemos, a mi manera, en mi tiempo o vamos a tener un problema.
Yani buraya geliyorsun, bana yardım etmiyorsun, elimdeki tek planın kötü olduğunu söylüyorsun, benim zihnimin yarattığı bir şey olduğunu iddia ediyorsun ve asla tahrik edici giyinmezsin sen.
En serio, vienes aquí, no me ayudas dices que el único plan que tengo es malo. Afirmas ser una creación de mi mente y aún así no te vistes provocativamente.
Beni iyi başlayıp kötü biten bir şey gibi mi gösterecektin?
¿ Convertirme en Costner?
Sende benim karım hakkında kötü bir şey söylemek istiyorsan söyleyebilirsin.
Vamos. Puedes decir algo malo de mi esposa, si quieres. No me importa.
Hakkımda kötü bir şey söylemedi mi?
¿ Está segura, Sra. Miroux?
Harbiden kötü biri, adamım. ve eğer Sam bir şey yapmaya kalkarsa...
ÉI es peligroso. Y si Sam hace algo... mi tío lo liquida de inmediato.
- Bu kötü bir şey, değil mi? - Evet.
- Eso es malo, ¿ verdad?
Değil mi? O bir hırsız, bu kötü bir şey.
Es un ladrón, ése es su problema.
Çok kötü bir şey, değil mi?
Se trata de algo terrible, ¿ no?
Kötü bir şey mi oldu?
¿ Qué... ¿ Pasa algo malo?
Sorun şu ki, sen orada benim arkamdan konuşmanın kötü bir şey olduğunu düşünmüyorsun.
El problema contigo es que hablas basura de mi cuando no estoy alli.
Evet, bu kötü koku... Kötü koku giderden geliyor. Daha değerli bir şey bulduğunda yine gel.
Exacto, el mal olor... el mal olor, es de la cloaca... pero vuelve cuando tengas algo más valioso... porque "mi casa, tu casa", y siempre estaré aquí...
Sanırım mülküme izinsiz girmiş olmasından daha kötü bir şey yaptı.
Pero supongo que hizo algo peor que invadir mi casa, ¿ no?
Bu iyi bir şey mi yoksa kötü mü bilmiyorum.
No sé si eso es bueno o malo
Polis kahvesinden daha kötü bir şey olabilir mi?
¿ Estás descansando? ¿ Hay algo peor que el café de las comisarías?
Kardeşimin yaptığı kötü bir şey.
Lo que hizo mi hermano... es malo.
Geçen yıl kardeşim kötü bir şey yaptı ve annemle babam bunu örtbas etti.
El año pasado mi hermano hizo algo verdaderamente atroz, y mis padres lo encubrieron.
Ne, kötü bir şey mi dedim?
¿ Qué, fue algo que dije?
Bak, Çok fazla kötü şey yaptım. Bunun için bir liste yaptım.
He hecho muchas maldades, por eso hice mi lista.
Babam bir sürü kötü şey yaptı. Sarhoş oldu, annemi, abimi ve beni dövdü...
Mi padre hizo muchas cosas malas bebía, pegaba a mi madre, a mi hermano y a mi.
Kötü bir şey mi?
¿ Y es algo malo?
Daha şimdiden seni özlemiş olmam kötü bir şey mi?
Hola. ¿ Estará bien que ya te extrañe?
Sezgilerime güveniyorum ve kötü bir şey olmadığını söylüyorlar. Tamam, güzel.
Confío en mi tripas, y mis tripas me dicen que no hay nada malo ahí.
Bu kötü bir şey, değil mi?
Y eso es malo, ¿ no?
Kötü bir şey değil. Sana böyle karşılık vermesi, değil mi ufaklık?
No, es bueno que te responda así de bien, ¿ verdad amigo?
Kötü bir şey değil, değil mi?
No te parece mal, ¿ no?
Başımıza kötü bir şey gelmesinden korkuyorlardı, Beni dedem ile birlikte bıraktılar... Ve onlar da Donovic gitti.
Tenían miedo de que nos pasara algo malo aquí, así que me llevaron con mi abuelo y se fueron... a Donovic.
Hayatta kaçınılmaz olan üç şey vardır, ölüm, vergiler ve en kötü zamanda gribe yakalanan bir asistan. İşim bitmek üzere.
Las únicas cosas inevitables en la vida son la muerte los impuestos, y mi asistente resfriándose en el peor momento posible.
İnsanların iyi mi kötü mü olduklarını göremem. Ama kabızlık çektiğini görebilirim ki bu onun yaşlarında pek sıra dışı bir şey değil.
No puedo ver si los hombres son buenos o malos, pero puedo ver que sufrieron estreñimiento, lo que no es comun a esa edad.
Gerçekten kötü bir şey var, değil mi?
Es muy malo, ¿ verdad?
Sonra düşündüm ki, aslında kötü tepki vermeleri, benim için bir yol gösterici gibidir, bilirsin, eğer yapacağım şey onları kızdıracaksa, onu yapmam gerekir.
Y entonces pensé : "quizás sus alteraciones son como una especie de brújula para mi, ¿ sabes? Como que sé que hago lo que quiero hacer si se alteran".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]