English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turc → Portugais / [ S ] / Sen kaybettin

Sen kaybettin traduction Portugais

560 traduction parallèle
Şimdi... o zaman sen kaybettin.
Agora... e quando perdeu.
Sen kaybettin Carl Miller!
Perdeste, Carl Miller.
Yakışıklı, sen kaybettin.
Estrangeiro, perdeste.
- Demek sen kaybettin.
- Perdeste-a.
- Kuş kazandı. Sen kaybettin.
- Ganha a galinha.
Sen kaybettin.
Perdeu.
Sonny, sıkı bir kavgaydı ve sen kaybettin.
Sonny, foi um combate puxado, mas você perdeu.
Sen kaybettin delikanlı.
Perdeste, amigo.
Sen kaybettin Gordie.
Perdeste.
Sen kaybettin, sen kaybettin!
Cai... cai.
Sen kaybettin ve ben kaybetmedim.
Tu perdeste e eu não! Esperem!
- Ajandanı ben kaybetmedim, sen kaybettin.
Não fui eu que perdi o teu filofax, foste tu!
Ben kazandım, sen kaybettin.
Eu ganhei e tu perdeste.
Sen kaybettin adi herif.
Estás perdido, cabrão.
Sen kaybettin baba ama bu grevlerin arkasındakileri gayet iyi biliyorsun.
Não há nada. É um mau perdedor. Sabe quem está por trás destas greves.
Bu oyunu ben kazandım, sen kaybettin.
Eu ganho, tu perdes, este jogo.
Ben kazandım, sen kaybettin.
Eu ganho, tu perdes.
Bu kez sen kaybettin.
Perdeste desta vez.
Sen kaybettin, ben kazandım.
Perdeste e eu ganhei.
- Sen aklını mı kaybettin?
- Perdeu o juízo? - Perdi.
Sen de bir şey mi kaybettin sanıyorsun?
Acha que perdeu uma coisa?
Sen de macera anlayışını kaybettin.
E você o sentido de aventura. Sente-se.
Sen kaybettin.
Você está derrotado.
Yalnız şunu bil, sen bu kavgayı kaybettin.
A única coisa, sabe, é que perdeu aquela luta.
Sen onun tanrısını aramaya gittiğinde kaybettin.
Perdeste-o quando partiu em busca do seu deus.
Sen karını kaybettin ve biz kişi başı 10,000 $ kaybettik.
Perde a sua mulher e nós perdemos 10 mil dólares cada um.
Çünkü Sam McCord bir serseri ve sen bir altın madeni kaybettin. Alaska'dan ayrılmamalısın.
Só porque Sam McCord seja um vadio... e tenha perdido a mina de ouro, não saia do Alaska.
- Sen ne kadar kaybettin?
- O que precisa? - Um três.
- Sen şansını kaybettin.
- Tiveste a tua chance.
Ama sen kaybedemeyeceğin bir şeyi kaybettin.
Por que... Por que não confiei no meu instinto?
Sen şansını kaybettin.
Deixaste passar a tua oportunidade.
Sen paranı kaybettin, bense hapiste 10 yıl geçirdim.
Perdeu o seu dinheiro. Eu passei 10 anos na prisão.
Sen aklını mı kaybettin?
Enlouqueceste?
Hey, sen işini kaybettin değil mi?
É uma pena que tenhas perdido o trabalho por causa disto.
Sen kaybettin.
É Sabata, perdeste!
Dostum, sen şimdiden kaybettin.
Amigo, já perdeste.
Artık güzel bir karın da yok. Çünlü sen onu da kaybettin.
Mesmo se matares um, o que vai mudar?
Sen de mi aklını kaybettin?
Também enlouqueceste?
Anahtarını mı kaybettin? Sen neden kendi işine bakmıyorsun?
E se fosse à sua vida?
- Sen aklını mı kaybettin?
- Está doido?
Kendini iyice kaybettin sen.
És uma inconsciente.
Sen aklını mı kaybettin?
Valha-me Deus! Perdeu o juízo?
Sen yalnızca bir nakliye kaybettin.
Você só perdeu um.
Ayrıca sen şansını kaybettin.
Além de que tiveste a tua oportunidade.
Ve sen milyonlar kaybettin.
E tu perdeste milhões.
Sen kanapeni kaybettin.
Tu perdeste o sofá.
Sen çoktan kaybettin, Binbaşı.
Já perdeu, Major.
Sen aklını mı kaybettin, keşiş? Asla çiğnemememiz gereken bir yasadır bu.
É a única lei que nunca devemos desrespeitar!
Bu kez sen kaybettin.
Oh, não.
Sen de birini kaybettin.
Também perdeste alguém.
- Bakış açını kaybettin sen.
- Não viste bem as coisas.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]