Bir insan tradutor Inglês
43,610 parallel translation
! Nasıl bir insan bir aileyi kovalıyor?
What kind of person chases a family?
Yani, bu gerçekten de gerçekten kötü bir insanın davranışıdır.
I mean, that's the behavior of a truly, truly evil human being.
Unutma, o da bir insan.
Remember, he's a person.
- Tatlım kör bir insan bile içinde bulunduğun durumu görebilir.
- Oh, my dear. Even a visually impaired man can see what you're all about.
İğrenç bir insan.
He's absolutely repugnant.
- Sence Mark iyi bir insan mı?
Do you think Mark's a good guy? What?
- Ne renkli bir insan. - Evet.
- Quite a colorful character.
İnsanların senden korkması, gerçekten korkması bir insanın haiz olacağı dünyanın en sarhoş edici hissidir.
When people fear you, I mean, really fear you, it is the most intoxicating sensation a man can possess.
İyi bir insan mıyım?
Am I a good person?
İyi kalpli bir insan.
Nice man.
Çünkü inançlarıyla yaşayan bir insanın gerekli, makul kararları alabileceğine güvenilmez.
Because you can't be a person of faith. And be counted on to make qualified rational decisions.
Üstelik o sinyalin içindeki bir insan sesiydi.
And that was a human voice in that transmission,
Çiğniyorum Bir insan gibi.
I'm chewing like a person.
Neredeyse bir insan gibi.
Like a human, almost.
Ama samimi bir insan olduğunu gösteren bütün özellikleri sirf 15 saniyelik zevk için taklit edebilmene daha çok sasiriyorum.
But mainly just amazed, to your ability... to mimic all the qualities of genuine human intimacy... if only for.. 15 seconds?
- Ne? Samimi bir insan olduğumu gösteren bütün özellikleri sirf 15 saniyelik zevk için taklit ettiğimi söyledin.
You told Greenway that I can mimic all the qualities of human intimacy... for 15 seconds.
Ayrica hala bir insan da.
He is also still a man.
Hem de iyi bir insan.
A good man.
Kalabalıklar arasında bir insan.
A single human among your teeming masses.
Sert değilim, çok hassas bir insanım.
I'm not tough. I'm a very sensitive person.
Simon iyi bir insan değil.
Simon is not a good person.
Hepimizden farklı bir insan
Very different from the rest of us
Bizden çok farklı bir insan
She's nothing like the rest of us
Bir insanın "Baba" ve Sarayu ile ilişki kurmasının en iyi yolu benim.
I'm the best way any human can relate to papa and sarayu.
Eve dönüp, işime gidip iyi bir insan olmaya çalışmak.
Back home, I go to work, try to be a good person.
Geçtiğimiz dört yıl boyunca bu okulda bizlere fevkalade bir insan olduğunu kanıtladı.
Over the course of these past four years at this school Andy has revealed himself to be a truly remarkable human being.
12 saat sonra bilinen bir insan ırkı son bulacak.
Human life as we know it will change in 12 hours.
İnan bana, hiçbir şey bir insanı bir kadından daha iyi hissettirmez
Believe me, nothing make a man feel better than a woman
Kötü bir şey yapman, seni kötü bir insan yapmaz.
You did an awful thing, that does not make you a awful person.
Peynirler mükemmeldi, hele o şarap sanki başka bir dünyadandı. İnsan başka ne ister?
The cheese was splendid and the wine was out of this world, so what more do you need?
"Birçok insan içinde koca bir orkestra olmasına rağmen... müziğini dışarıya çıkaramadan ölür."
And you got a whole orchestra inside you.
İnanılmaz İnsan-Örümcek Bir Otobüs Dolusu Çocuğun Hayatını Kurtardı
Uh, yeah. Yeah. Uhh...
İnsanın olamayacağı bir yerde insan oluyor.
A human being out there where there can't be any humans.
Çok haşmetli bir şiir yazarsan insan mutluluktan ölebilir bile.
You compose something so majestic... One could die happy...
Bekleme odasiyla birlesen, insan yapimi bir mağaradayim.
I am in a large men-made cavern adjoining the antechamber.
Eğer insan bir tarafi kaldiysa laneti bozmanin bir yolunu bulmak için bütün dünyayi arayacak.
Whatever human part of him remains... will search the world over... for a way to break the curse.
İnsan ilişkisinin indirgendiği nokta dijital bir veriden fazlası değil.
Human interaction reduced to nothing more than data.
Evet, ama gece görüşümüz bile olsa bu şekilde bilinmeyen bir adada olan iki kayıp insanı bulabilmemiz imkansız.
Yeah, but it's virtually impossible to spot two unconscious people on an unknown island in the dark, even with night vision.
Dünyada açlıktan ölen bir sürü insan var.
Well there's people starving all over the world.
Doktorun da doktoru, konuşmayı kesmeden önce ortaya bir teori attı. Neredeyse sonumuzu getiren o virüs yaşayan her insanın taşıdığı o virüs birdenbire değişmişti.
Their medic had a theory, before he stopped speaking, that the virus that almost wiped us out, the virus that every human survivor still carries, had suddenly changed.
Bugün tamamen android bir ekiple ilk sivil uçuşun beşinci yıldönümü. 207 insanın ölümüne neden olan bir felaket ve yeni sanayi eğilimleri için şüphe doğuran.
Today is the 5th anniversary of the first civilian flight with a completely android crew, a catastrophe that left 207 people dead and a shadow of doubt over new industry trends.
Yani bu iş için 10 insanın feda edilmesinde bir mahzur görmedin?
So... you put it all on a scale and didn't mind sacrificing ten people?
Sen bir bilim insanısın ve bir fareye aşık olmuşsun.
You're a scientist and you fell in love with the mouse.
Yani, bir sürü insan... Yemek alışkanlığı ve çalmak.
So, you got a whole lot of people stealing to feed habit.
İnsan psikolojisine dair kapsamlı bir kavrayışa ve ilgili kişinin bilinen eğilimlerine yerleştirilmiş ileri seviye bir olasılık matematiği değişkenlerin sayısını hatırı sayılır derecede azaltabilir.
An advanced grasp of the mathematics of probability, mapped onto a thorough apprehension of human psychology and the known dispositions of any given individual, can reduce the number of variables considerably.
İnsan böyle yakınlarını kaybedince içinden bir parça da kopuyor.
You lose people like that, you lose... Pieces of yourself.
Benim adım Alfa 5. İnsan kişiliğinde bir Android'im. - Ne?
I am Alpha 5, persona Android.
Üssünde bulacağın tek şey, bir sürü insan cesedi olacak.
All you'll find on that base is the lot of dead bodies.
- Biz de bir sürü insan kaybettik.
- We've all lost people here.
Randa beni işe aldı çünkü çoğu insanın delice bulduğu bir fikri destekleyen bir tez yazmıştım.
Randa hired me because I wrote a paper substantiating what most people think is a crackpot idea.
Insan beyninin Esas olarak bir Elektrikli cihaz.
- Scientists have known for years that the human brain is essentially an electrical device.
insan 293
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insanları 60
insanın 25
insanlar 521
insanların 77
insanlık 30
insanlar var 17
insanlara 46
insanoğlu 51
insanlar bekliyor 18
insan değil 37
insanlar değişir 33
insanlar ölüyor 21
insan mı 32
insanlar mı 19
insanlar ölür 20
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir iki üç 38
insanlar değişir 33
insanlar ölüyor 21
insan mı 32
insanlar mı 19
insanlar ölür 20
bir isim 33
bir işim çıktı 20
bir iyilik yap 46
bir iki üç 38
bir işim var 34
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir iş buldum 29
bir ihtimal 36
bir içki ister misiniz 16
bir italyan 17
bir işe yaramaz 50
bir itirazın mı var 16
bir ipucu 16
bir iki 72
bir ingiliz 36
bir iş buldum 29
bir ihtimal 36
bir içki ister misiniz 16
bir italyan 17
bir işe yaramaz 50
bir itirazın mı var 16