English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Inglês / [ B ] / Bir içki alın

Bir içki alın tradutor Inglês

352 parallel translation
Bakın, siz bara gidin, kendinize müesseseden bir içki alın.
Look, you guys go out to the bar, get yourselves a drink on the house.
Bart, sen ve Blackjack kendinize bir içki alın, ha?
Bart, you and Blackjack get yourself a drink, huh?
Bir içki alın.
Have a drink.
Bir içki alın Bayan Shmeeler.
Let's go, Claire.
Bununla kendinize bir içki alın.
Buy yourselves a drink.
Bir içki alın!
Have a drink!
- Bir içki alın Yüzbaşı.
- Have a drink, Captain.
- Bir içki alın.
Have a drink.
Kendinize bir içki alın.
Fix yourself a drink.
Eyaletin birinden alamazlarsa sınırı geçip bir diğerinden alıyorlar. Bu herifler içki kaçırır gibi silah kaçırıyor.
If they can't get them in one state, they get them in another.
- Bir içki alır mısınız?
- Thank you.
Bir içki daha alır mısınız?
How about another drink?
- Bir içki alır mısınız?
- Have a drink?
- Bir içki alır mısınız?
- Do you want a drink?
- Evet, onu kovdum.Bir içki alır mısınız?
- Yes, I got rid of him. Have a drink?
Benimle bir içki alır mısınız Bay Beaumont?
Will you have a drink with me, Mr Beaumont?
- Bir içki alır mısın?
- Will you have a sherry?
- Bir içki daha alır mıydınız?
Another drink, monsieur?
Bir içki alır mısınız?
Would you like a drink?
- Bir içki alır mıydınız?
- Would you like a drink?
Bir içki alır mısın?
Will you have a drink?
Bir içki alır mısın?
Will you take a drink, Bill?
Hadi, zorundaysan bir içki daha al ama kendini topla ve ağzını kapalı tut.
Come on, have another drink if you must, but get hold of yourself and keep your mouth shut.
Arkasından sinsice yanaşır ve elimi... boğazına sarılır ve etrafında döner... ve şöyle derdim "Yüzbaşı, bir içki alırmısın?"
I'd sneak up behind him, and I'd put up my hand and grab him by the throat, and I'd whirl him around, and I'd say, "Captain, have you got a drink on you?"
Bir içki alır mısınız?
Will you...? Will you have a drink?
- Bir içki alır mıydınız?
- Please accept a toast.
- Gitmeden bir içki alır mısınız?
- Sir, you'll have a cocktail before you go?
Bir içki daha alır mısın?
Would you like another drink?
- Bana bir içki alır mısın?
- I wonder if you'd buy me a drink.
Bir içki alır mısın lütfen sevgilim?
A drink, please, darling.
- Yumuşak bir içki alır mısın?
- Would you like a soft drink?
- Bir içki alır mıydın?
- Care for a drink?
Bir içki daha alır mısın?
Will you have another drink?
Otur. Bir içki alır mısın?
Care for a drink?
Bir içki alır mısın?
Would you like a drink? Would you like a cigarette?
Dostum bir içki alır mısın diye sordu.
- I'll see you, Pat. - Sure.
Sana bir içki alır mısın diye sordu. Alacak mısın yoksa almayacak mısın?
Come on, Joe, settle down.
- Bir içki alın.
- Good evening, ladies.
Acaba bir içki alır mıydınız?
Would you like a drink?
- Bir içki daha alır mısın?
- How about another drink?
Onlara bir içki alırım, çocuklarının resimlerini görmek isterim.
I'll buy them a drink, ask to see pictures of their children.
Bir içki alır mısın?
Care for a drink?
Bir içki alır mısın?
Would you like a drink?
Bir içki alır mısın?
Do you want a drink?
- Bir içki daha alır mısınız hanımefendi?
- Another touch, ma'am?
- Bir içki alır mısınız?
- Pastis for you?
Bir içki daha alır mısınız?
Shall we have a drink?
Yeah, Şanslıydım.Burda dışarıda bir içki alırmıydınız?
Yeah, I was lucky. Would you like a drink out here?
- Son bir içki alır mısın?
A last drink?
- Bir içki alır mıydın?
- Can I offer you a drink?
Bir içki alır mısınız?
Would you like to have a drink?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]