Sanırım var tradutor Português
5,804 parallel translation
Tanrım, sanırım var.
Meu Deus, acho que tenho.
Sanırım elimizde güzel şeyler var.
Acho que temos algo bom.
Homer, sanırım aşağıda biri var.
Homer, acho que está alguém lá em baixo.
Sanırım aralarında birşey var.
Acho que estão a ter um caso.
Sanırım hoşuna gitmeyen şeyler var.
Acredito que existam coisas das quais não gostas.
Sanırım sizde bana ait bir şey var.
Creio que têm uma coisa que é minha.
Sanırım etrafımızda yeterinde suç var.
Acho que há muita culpa para andar por aí então.
Sanırım bazı efsanelerde az da olsa gerçeklik payı var.
Bem, acho que alguns mitos têm algum fundo de verdade.
Olağandışı bir fiziğim var ama kafaya mermiyi yersem kurtulamam sanırım.
Estou em muito boa forma, mas não sobreviveria a uma bala na cabeça. Está bem.
- Sanırım köpek savaşı var içeride.
Acho que é uma luta de cães.
Geçtiğimiz birkaç aydır bir teori üzerinde çalışıyordum. Sanırım bir cevabım var.
Há alguns meses, eu testava uma teoria, que acho é a resposta...
Evet sanırım. Ama bunun cennetle ne ilgisi var onu anlamadım.
Mas não entendo o que isso tem a ver com o céu.
Sanırım bazı fikirleri var.
Mas ele tem alguma ideia?
Demir Adam. Sanırım her zaman olduğu gibi senin kendi planın var?
Homem de Ferro, assumo que tenhas o teu plano, como sempre?
Çocuklar sanırım demir habercinin bir çeşit planı var.
Pessoal! Acho que o Arauto de Ferro tem um plano ou qualquer coisa assim.
Sanırım aramızda bir iletişim problemi var.
Muito bem, acho que estamos com um problema de comunicação.
Sanırım hafıza kaybı falan var.
Acho que tenho amnésia, ou alguma coisa parecida.
Sanırım arada bir bağlantı var.
Acho que há alguma ligação.
Sanırım benim de sana güzel haberlerim var.
Mas, tenho boas notícias.
Sanırım benim çok ciddi bir sorunum var.
Acho que há alguma coisa muito errada comigo.
Sanırım yapacak daha iyi işleri var, anne. Evet.
Acho que ela tem coisas melhores para fazer, mãe.
Sanırım binada yangın var. Ne?
Pode ser o prédio a pegar fogo.
Tatlı için her zaman yer var sanırım.
Acho que há sempre espaço para a sobremesa.
Yardıma ihtiyacınız var sanırım.
Parece que precisam de ajuda.
Vücuduna tapınak gibi davranan bir tek ben varım sanırım.
Acho que sou o único que trata o seu corpo como um templo.
Sanırım bir düzenleri var çünkü anca işleri böyle yürütebilirler.
Pois.
Sende hâlâ hesap numaram var sanırım.
Suponho que ainda tem o número da minha conta.
Sanırım şimdi kurbanlık bir koyuna ihtiyacı var.
Pelos visto precisava de sacrificar um cordeiro.
Mm, Hayır, Sanırım içinde, mango gibi birşey var.
Não, acho que serve para tirar a casca da manga.
Sanırım biraz beyaz liköre ihtiyacımız var.
Acho que preciso de um pouco do pó branco.
Sanırım yüzümde hak ettiğim bir ifade var değil mi?
Imagino que tenha acontecido o que mereci.
Benim biraz ateşim var sanırım.
Eu... Estou-me a sentir febril, devia...
Sanırım benim bir çıpaya ihtiyacım var.
Acho que preciso... preciso de uma âncora.
Sanırım verilmiş bir karar var.
Tomaram uma decisão.
Sanırım şimdi bunu düşünecek kadar çok zamanı var.
Imagino que vai ter agora muito tempo de solidão para reflectir sobre isso.
- Sanırım epey iyi bir fikrim var.
Acho que faço ideia.
"Bisikletten düşmek kadar kolay" tabiri bu yüzden var sanırım.
Daí o ditado : "É tão fácil como cair de uma bicicleta."
Bize yardım etmek isteyeceğini söylemedim zaten ama benim adımdan bahsetmelisin bana borcu var, sanırım memnuniyetle yardım eder.
Eu não estou a dizer que ele nos vai querer ajudar, mas se lhe disseres que eu estou envolvido e que... de uma certa forma me deve um favor, penso que ele irá ajudar com todo o gosto.
Sanırım üç seçeneğiniz var.
Ele é bastante astuto. Bem... parece que você tem três opções.
Sanırım bir sorunumuz var.
Creio que temos aqui um problema.
Evet. Langley'deki gibi bir durum var sanırım.
Acho que é do tipo que trabalha em Langley.
Sanırım bir tek o var.
Acho que ele está sozinho.
- Sanırım bir yükümlülüğüm var.
- Acho que tenho uma obrigação.
Evet sanırım bir toplantı için daha zamanım var.
Sim, acho que tenho tempo para mais uma reunião.
Sanırım içerisinde fındık var.
Acho que é feito com nozes.
Ortak bir dostumuz var sanırım.
Creio que temos um amigo em comum.
Sanırım ikinizin de yakalanma mevzusundan haberiniz var.
Tenho a certeza que ambos ouviram falar da apreensão.
Biliyorum. Sanırım bunu gerçekleştirmek için kafamda bir şey var.
Penso que tenho uma forma de fazer isso acontecer.
Evet, evet biliyorum. Sanırım Midwest'te fırtına var.
Isso, por causa da tempestade no centro do país.
Sanırım Claire'in bu işle sandığımızdan daha fazla alakası var.
Acho que a Claire tem mais a ver com isto do que pensamos.
- Sanırım ciddi bir sorunumuz var.
Acho que estamos com problemas. - Não me digas...
var mısın yok musun 30
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
vardık 38
varsa 36
varenka 16
varşova 132
var tabii 24
var mıydı 25
varyemez amca 23
var efendim 22
varsayalım ki 19
varvara vasilyevna 23
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım öyle 707
sanırım buldum 30
sanırım 5390
sanirim 35
sanırım öldü 20
sanırım oldu 18
sanırım olur 20
sanırım ben 59
sanırım bu 88
sanırım öyle 707
sanırım buldum 30
sanırım anladım 39
sanırım o 59
sanırım evet 122
sanırım öyle oldu 17
sanırım bu kadar 32
sanırım hayır 76
sanırım yok 57
sanırım buraya kadar 19
sanırım anlıyorum 35
sanırım bu doğru 26
sanırım o 59
sanırım evet 122
sanırım öyle oldu 17
sanırım bu kadar 32
sanırım hayır 76
sanırım yok 57
sanırım buraya kadar 19
sanırım anlıyorum 35
sanırım bu doğru 26