Я больше не играю перевод на турецкий

Я больше не играю. Играл, но теперь завязал с этим.

Artık kumar oynamıyorum.

Я больше не играю в азартные игры.

Kumarı bıraktım.

Мне не нужен кэдди, я больше не играю.

Peki, bir yardımcıya ihtiyacım yok çünkü ben oynamayacağım. Ben artık asla oynamıyorum.

- Я больше не играю, Тэд.

Artık bu işin içinde değilim, Ted.

- Я больше не играю.

Artık oynamıyorum.

Я больше не играю Если кто-то хоть чт -

Oyun oynamıyorum. Herkes çok yapabilir —

Я больше не играю на этой стороне, забыл? Даже если мистер Смерть исполнил бы обещание, я доверяю ему не больше, чем ты мне. И потом...

Artık o tarafta oynamıyorum, yoksa bunu duymadın mı?

И... я больше не играю в гольф.

Ve Artık golf oynamıyorum.

- Я больше не играю.

- Ben oynamıyorum.

Мне очень жаль, но я больше не играю в вашу игру.

Üzgünüm, senin küçük oyununu artık oynamıcam.

Я больше не играю.

Artık oynamıyorum.

Я больше не играю.

Artık oyun oynamıyorum.

Я больше не играю в Барби.

Artık Barbie'lerimi pek kullanmaz oldum.

- Я больше не играю за Чифс.

- Artık Chiefs'de değilim.

Я больше не играю в карты, Терри.

Artık kart oynamıyorum, Terry.

Я больше не играю!

Artık olmayacak.

И я больше не играю в хоккей.

Ve artık hokey oynamıyorum.

Нет, Я больше не играю в эту игру.

Hayır, bundan sonra ben yokum.

Я больше не играю.

Rol yapmaktan sıkıldım.

Я больше не играю Рокки.

Ben artık Rocky'yi oynamıyorum.

Я больше не играю с тобой!

Artık seninle oynamıyorum.

Я больше не играю.

Artık katılmıyorum.

Я больше не играю в команде.

Artık takımda oynamıyorum.

- Я больше не играю!

- Artık oynamıyorum.

Я больше не играю!

Artık oynamıyorum!

В любом случае все люди играют в игры, мне больше нравится та, в которую я играю с ней, чем та, что я играл с Миленой.

Gerçi herkes kendine verilen rolü oynar. Ona kestiğim rol, Milena'ya kestiğimden daha iyi sonuçlandı.

Я с тобой больше не играю.

Artık seninle oynamıyorum.

Я в эту игру больше не играю.

Bu oyunu oynamıyacağım.

Мне достаточно достается и за то, что я не курю и не играю в футбол... и что мой IQ больше 25.

Beni her yerde yeterince sikerler, çünkü sigara içmem, futbol oynamam... ve I.Q.'um 25'in üzerinde.

Тогда я больше так не играю!

O zaman artık oynamayacağım.

Я с вами больше в игрушки не играю!

Sizinle daha fazla oyun çevirmeyeceğim!

- Я с ним больше не играю.

- Artık onunla kumar oynamam.

Больше я не играю!

Bir daha oyun oynamayacağım!

Я в твои игры больше не играю!

- Seninle bu oyunu oynamayacağım!

Я в это больше не играю.

Beni bu işe bulaştırma.

Я больше на них не играю.

Zaten artık çalmıyorum.

- Поедешь на Юг? Я там больше не играю.

Bunu bir daha yapmayacağım.

И чем больше я играю с этими фальшивыми компаниями, тем больше думаю... что может быть это не просто задание.

Bu oyuncak işletmelerle oynarken düşünüyordum da, belki de bu sadece bir plân olarak kalmamalı.

Я больше так не играю.

Daha fazla oyun oynamıyorum.

Тебе предлагали полный пакет, включая хромированные колеса, за игру, которую ты обожаешь... а ты сказал - "Спасибо, но нет?" Я не играю в футбол больше.

Artık futbol oynamıyorum.

Я на самом деле больше не играю.

Artık oynamıyorum.

Я разве не говорил, что больше не играю?

Profesyonel oynadığımı söylemiş miydim?

Грэтхен, я больше не играю...

- Yanlarında değil.

Как бы я не любил играть, и того, кто я, когда играю, я больше люблю быть мужем и отцом.

Çünkü her ne kadar bu oyunu oynamayı ve oynarken büründüğüm kişiliği sevsem de bir eş ve baba olmayı daha çok seviyorum.

- Он все это сказал? - Я больше не играю в эту дурацкую игру.

- Hepsini söyledi mi?

Но больше я в эти игры не играю.

Tabi benim artık o taraklarda bezim yok.

Знаешь, Лиз, я рад, что больше не играю в бейсбол.

Biliyor musun Lis, iyi ki artık beyzbol oynamıyorum.

Я не играю с ней больше.

Artık oynamıyorum onunla.

Я с ней больше не играю.

Artık onunla oynamıyorum.

Но больше я в эти игры не играю.

- Ama artık bunu yapmak zorunda değilim. Neden biliyor musun?

Если ты о Мэгги Бидерхоф, ты я ее уже неделю не видел. Да она для меня просто партнер по рамми, в который я играю, когда больше нечем заняться.

Maggie Biederhof'dan bahsediyorsan şayet onu neredeyse bir haftadır görmedim ve benim için hiçbir anlam ifade etmiyor sadece yapacak bir şeyim olmadığında remi oynadığım birisi işte.