Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ S ] / Seninle

Seninle перевод на португальский

81,873 параллельный перевод
Bunu seninle sonsuza kadar konuşmaya hazırım ama baş başa olacağız.
E falarei contigo de bom grado, só os dois.
Seninle bir daha konuşmak istemediğimi açıkça söylediğimi sanıyordum.
Deixei claro que não queria falar consigo.
Tamam. Axe hazır olursa seninle buluşmak için iletişime geçecek.
O Axe liga-te quando estiver pronto.
Ama o zamana kadar... Seninle işim bitmiştir.
Mas até lá estás morto para mim.
Eğer seninle konuşmayacaksa, izin istemenin anlamı nedir?
Para quê pedir permissão quando ele nem fala comigo?
Şuan seninle birlikte olamam, tamam mı?
Não consigo estar contigo neste momento, está bem?
Sana inanmayı isterdim, ama seninle çok zor.
Gostava de acreditar em ti, Joe, mas é difícil.
Esas seninle çok zor, çünkü bana güvenmiyorsun.
É difícil porque não queres ter fé em mim.
Seninle tanışmak gibi.
Encontrar-te.
Şimdi tanıştık seninle.
Conheço-te agora.
Seninle konuşmalıyız.
Tenho de falar contigo.
Seninle birlikte oraya gideceğiz.
Vamos entrar juntos, tu e eu.
Washington'dan birilerinin seninle konuşması gerekiyor.
Algumas pessoas em D.C. precisam de conversar consigo.
Geri zekalı! Seninle konuşulmadan konuşma.
Idiota, não fales, a não ser que falem contigo.
Seninle de dedikodu bile yapılmıyor.
Nem se pode cortar na casaca com este tipo.
Seninle vakit geçirmeyi çok isterim.
E adorava passar algum tempo contigo.
Bu konuda ortalık birbirine girdi ama seninle hiç oturup bu kaset hakkında konuşmadık.
Tem havido muito alarido acerca disso, mas nunca falámos sobre a cassete.
Seninle iş yapmak istiyorum. Eskisi gibi.
Quero fazer negócios, como antes.
Seninle öyle konuşmak istemedim.
Não devia ter falado consigo daquela maneira.
Seninle öyle konuşmanın bir bahanesi olamaz.
Não há desculpa para ter falado assim consigo.
O da seninle konuşmayı çok istiyor. Montana, Big Sky'ı görmenizi tavsiye ederim.
Sei que ele adorava falar consigo.
Güvenli eve geç. Elimden geldiğince çabuk irtibata geçeceğim seninle.
Entro em contato contigo assim que puder.
Bak seninle çalışacaksam aklının başında olduğundan emin olmak isterim, senin...
Se eu vou trabalhar contigo, preciso saber se tens a mente limpa.
Bak seninle çalışacaksam aklının başında olduğundan emin olmak isterim, senin...
As suas negações são um insulto.
İşte benim çok ahlaksız olmayan teklifim. Seninle bireysel bir çalışma yapmak istiyorum, sabahları vakit ayırabildiğin kadar, ve yeminle hepsi bu kadar olacak.
Então, eis a minha proposta não muito indecente : quero aulas privadas contigo, todas as manhãs que puderes.
- Seninle gelebilir miyim? Onu bulmaya çalışmalıyız.
- Bolas, a Betty tem o telemóvel desligado.
Annem seninle tekrar konuşmamamı söylüyor.
A minha mãe diz que nunca mais devo falar contigo.
Seninle oynuyor dostum.
Ela anda a brincar contigo, meu.
O iblise karşı geldiğin için seninle gurur duyuyorum.
Estou tão orgulhosa da forma como enfrentaste aquela dragona.
Ellerim seninle dolu olacak gibi, ha?
Vais dar-me trabalho, não vais?
Ve sonra... biliyorsun... Seninle tanıştım.
E depois bem, depois conheci-te.
- Bak, seninle bir ölüm dövüşüne kilitlenip kalmak istemiyorum.
Não quero envolver-me numa briga de mulheres até à morte contigo.
Bunu duymak zor ve benim için de söylemek ama sanırım o seninle bir şekilde bağlantılıydı. Ama bizde öyle bir şey görmüyorum.
É difícil ouvir isto, e custa-me dizê-lo, mas ela deve ter tido uma ligação contigo que não imagino a acontecer entre nós.
Seninle oturup üzülmemi mi istiyorsun?
Queres que me lamente contigo?
Bazen seninle birlikte büyür.
Às vezes, cresce connosco.
Tamam, peki, babanla sorunların olduğu için üzgünüm fakat en azından baban seninle aynı odada olabilir.
Lamento que tenhas problemas com o teu pai, mas, pelo menos, o teu pai pode estar na mesma sala que tu.
Çünkü eğer orada seninle olacaksam aynı sayfada olmamız gerek.
Porque se vou cantar contigo, temos de estar em sintonia.
Misafirin olarak itiraf etmeliyim ki, seninle gelsinler diye birkaç adamımı sana göndermeme izin verirsen çok daha iyi olur.
Mas, como teu convidado, confesso que estaria mais confortável se me permitisses que enviasse uns homens contigo.
Yemin ederim, ben seninle ilgilenirim.
Eu prometi que tomava conta de ti.
Seninle konuşmak istiyor.
Quer falar contigo.
Pekala, artık bu sadece seninle ilgili değil.
Bem, não se trata mais só de ti.
Seninle çıktım.
Namorei contigo.
Seninle konuşmalıyım.
Preciso de falar contigo.
Seninle Jason ve Alice hakkında konuşmak istedim...
Queria falar contigo sobre o Jason e a Alice...
Seninle konuşmak hoşuma gidiyor.
Gosto de falar contigo.
- Seninle ben...
- Então, eu e tu vamos...
Seninle öyle konuşmasına izin verdiğim için özür dilerim.
Desculpa por o ter deixado falar contigo daquela maneira.
Seninle ilgilenebilir.
Relacionar-se contigo.
Çünkü komşumsun ve seninle arkadaş olmak istiyorum.
Porque sou tua vizinha e quero ser tua amiga.
Eğer Nolan hakkında yanıldıysan ve yardımıma ihtiyaç duyarsan, Yonk'un önündeki direğe bir ayakkabı bağcığı bağla, Seninle bağlantı kurarım.
Se estiveres errada sobre o Nolan e precisares da minha ajuda, amarra um cordão no poste de luz em frente do Yonk, e eu entrarei em contacto.
Seninle halka söylemek için sabırsızlanıyorum.
Mal posso esperar para a cantar contigo em público.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]