Dinlemeyeceğim Çeviri İngilizce
436 parallel translation
- Onu dinlemeyecek misin? - Dinlemeyeceğim.
- Are you not going to help this kid out?
- Seni dinlemeyeceğim!
- I'm not gonna listen to you!
Dinlemeyeceğim.
No, you don't.
İğrenç yalanlarını dinlemeyeceğim.
I won't listen to your odious lies.
Dinlemeyeceğim!
I won't listen!
Dinlemeyeceğim, baba.
- I won't listen, father.
- Dinlemeyeceğim işte.
- I don't want to listen.
Daha fazla aptalca ve kötü niyetli imalarınızı dinlemeyeceğim.
I'll not listen to any more stupid, vicious innuendos.
Burada durup bu pis yalanları dinlemeyeceğim!
I won't stand here and listen to these filthy lies.
- Hayır. Dinlemeyeceğim!
No, I will not listen.
Ne olursa olsun seni dinlemeyeceğim.
As both, but not to listen.
Burada oturup elinizde hiç kanıt yokken oğlumu suçlamanızı dinlemeyeceğim.
I'm not going to sit here and hear you accuse my boy without proof.
- Ellie... - Hayır, Bud. Dinlemeyeceğim.
Ellie - No, Bud, I won't listen.
Dinlemeyeceğim.
I won't listen.
Ne aşk hakkında, ne Bill veya olanlar hakkında... veya olacaklar hakkında... çünkü seni dinlemeyeceğim.
Not about love or Bill or what has been or will be or what might have been... because I'm not gonna listen.
Kapının arkasından da sizi dinlemeyeceğim, prensiplerim vardır.
And I won't listen behind the door, I have manners.
- Dinlemeyeceğim. Çık dışarı!
I will not listen to you.
Seni dinlemeyeceğim.
Well, I won't listen to it.
- Seni dinlemeyeceğim.
- I won't listen to you
- Dinlemeyeceğim.
- I won't listen.
Vaazlarını dinlemeyeceğim.
I am not going to listen to your sermons.
Seni dinlemeyeceğim.
I'm not going to listen to you
- Seni dinlemeyeceğim.
- I won't hear you.
Dinlemeyeceğim...
I just won't listen- -
Seni dinlemeyeceğim " diyeceğim.
I shan't listen to you.
Bu yalanları dinlemeyeceğim, Loca'dan para çalmakla eşdeğer bir eylemi gerçekleştiren birinde değil.
I won't listen to such lies, not from somebody who practically stole money from the Lodge.
Şöyle ki kendime bir şey anlatmak istersem, uyanık olduğum zaman dinlemeyeceğim.
as if I must tell myself something I won't listen to when I'm awake.
- Artık dinlemeyeceğim!
- I'm not listening to any more...
- Sonrasını dinlemeyeceğim.
- I won't listen to anymore.
Hayır, deli saçmalarınızı dinlemeyeceğim.
No, I won't listen to a pack of lunatics
Hayır, dinlemeyeceğim.
No. I won't listen.
Dinlemeyeceğim.
I will not listen.
- Çıldırmışsınız, sizi dinlemeyeceğim.
I will not listen to you. Yes, you will.
- O dinleyecek. Hayır, dinlemeyeceğim!
No, I will not!
Hayır, dinlemeyeceğim.
No, I won't listen.
Artık seni dinlemeyeceğim.
I won't listen to you anymore.
O faydasız mırıltılarını çok dinlemeyeceğim.
I will not listen to your useless mutterings for long.
Seni dinlemeyeceğim.
I won't listen to you.
Dinlemeyeceğim.
No, I won't listen.
Seni dinlemeyeceğim!
I'm not going to listen to you!
Sizi daha fazla dinlemeyeceğim.
I don't care to hear more.
Bunları dinlemeyeceğim.
I'm not listening to this.
Yok dinlemeyeceğim derseniz, O zaman kulaklarınızı tıkayın.
And if you cannot, best you stop your ears.
Seni dinlemeyeceğim.
I'm not gonna listen.
Bahanelerinizi dinlemeyeceğim.
I'll have none of your arguments.
- Onu dinlemeyeceğim!
- I will not hear him.
- Onu dinlemeyeceğim!
I will not hear him!
Nora, artık seni dinlemeyeceğim.
Nora, I simply won't listen to you.
Hayır, dinlemeyeceğim.
No, I won't.
Seni dinlemeyecegim.
I won't take any grounding from you.
Bunu dinlemeyeceğim.
I won't hear of it.
dinle 8539
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle dostum 74
dinle baba 21
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinleniyorum 19
dinle onu 25
dinlen 93
dinle ahbap 23
dinle dostum 74
dinle baba 21
dinleme 19
dinleniyor 56
dinleyin 2039
dinle beni 1110
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinlemiyorsun 67
dinlemek istiyorum 18
dinledim 33
dinlenin 36
dinlen biraz 26
dinlenmen gerek 19
dinlenmelisin 59
dinlemek istemiyorum 29
dinleme onu 24
dinlemiyorsun 67