English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İngilizce / [ S ] / Senin hayatın

Senin hayatın Çeviri İngilizce

4,931 parallel translation
Yaptığın hata onun canına mal olsa da babamın senin hayatını kurtarması gibi mi?
Like my dad saved your life even though your fuck-up cost his.
Senin hayatın önemli, her hangi bir insan hayatı benzerliği.
Your life is important, any semblance of a human life.
Kabiliyetim haricinde, ki bu senin hayatını değiştirdi yani...
Apart from my gift, which has changed your life so...
O kız, yani kızın Eloise o senin hayatında güzel olan tek şey.
The girl, your daughter, Eloise, she's the only decent thing you have going.
Onları sırf senin hayatını kurtarmak için vurdum.
I shot them to save your life.
Ama yine de senin hayatını kurtardım.
But, I also have been saved by you.
Onlar senin hayatının işi.
They're your life's work.
O senin hayatın.
That's your life.
Senin hayatını yaşadım.
I've been your life!
Senin hayatını aldım çünkü sen kendininkini yok ettin. Karının ölmesine izin verdiğin zaman.. Çünkü seçme şansın yoktu.
I took you because you ended yours when you allowed your wife to die, because you couldn't make a choice.
Ters anlamışsın be çocuğum, ben senin hayatını kurtardım.
No, you have this backwards, kid, I saved your life.
Sonra da ben senin hayatını kurtardım.
But then I saved your life.
Akhil, sen bir köpeğin senin hayatını çalmasına izin verecek ve sen bir köpek gibi yaşayacaksın, öyle mi?
Akhil, yöu are going to let a dog live yöur life.. .. and live like a dog yöurself.
Senin hayatın onun iki çenesinin arasında.
Sir, yöur death's between his jaws.
O senin hayatını kurtardı.
He saved yöur life.
Sanırım senin hayatın sakin olmayacak ama bari uzun olsun.
I think your life will not be easy, but it should be long.
Senin hayatın bitmedi
Your life isn't over
Senin üç çocuğunun olması senin hayatını bitirdi.
Then you have three kids. And that's the end of life!
Sanki bu sırf senin hayatın ve biz de içindeki yan karakterleriz.
It's... This is your life, and we're just all these supporting characters.
Hayat senin hayatın.
It's your life.
Kardeşimi öldür diye mi senin hayatını kurtardım?
I saved your life so you could murder my brother?
Senin hayatın şu an bu.
Your life right now.
Senin hayatın roman, dostum.
It's a storied life, gov.
Senin hayatın mahvolmadı mı?
I mean, ain't your life messed up?
Bu senin hayatın, Kaz.
It's your life, Kaz.
Eğer bir polis senin hayatını mahvetmek isterse yapabileceğin hiç birşey yoktur.
When a cop wants to make your life miserable, there's not much you can do.
Ama ben senin hayatınım.
But I am your life.
- Tamamdır. Ve bu senin yeni hayatının başlangıcı olabilir.
And, uh, this could be the beginning of you turning your life around.
Kızımın hayatı senin ellerinde.
My daughter's life lies in your hands. Hands!
Senin gibi, kafası hayatın anlamını aramakla meşgul.
Like you, he was preoccupied with the meaning of life.
Sonra benim gibi bir adamı tanıdın, onun hayatında yapabileceği tek şeyin senin onunla birlikte gidersen, bu yol olduğunu biliyordun.
And you knew a guy like me, only way he's going to make Something of his life out this way is if you went with him.
Senin bir hayatın var Mathias.
You have life left, Mathias.
Bak, görünen o ki senin ve Mathias'ın hayatına mutsuzluk dışında hiç birşeye sebep olmamışım.
Look, it seems I've caused nothing but unhappiness in your life, and in Mathias's life.
- Senin hayatın değil bu.
- It's not your life.
Senin yanında uyanmayı seviyorum ve hayatımın geri kalanında da yanında uyanmak istiyorum.
I love waking up next to you, and... and I want to keep waking up next to you for the rest of my life.
Tüm hayatını senin için önemli olan tek şeye adıyorsun.
Dedicate your entire life to one thing that really matters.
Çünkü hayatımı geri istiyorum ve senin bunu yapmaya hakkın yok.
Because I want my life back and you don't have the right.
Senin bir hayatın yok.
You have no life.
Benim gelişim, daireni görüşüm, senin Jack ile olan hayatın, bir araya gelmemiz.
So me coming over, seeing your apartment, your life with Jack and reconnecting...
Beynin ikiye bölünecek ve senin kızın benim hayat ortağım olacak.
Yöur mind will get divided.. .. and yöur daughter will get added in my life.
Senin sadece hayat kurtarmaya mı hakkın var?
Do yöu have the right to saving lives?
İnsanlıktan beri aşk hayatımızı seçiyoruz insanların asıl sikine taktığı bu ve bir sanatçı olacaksın çünkü gerçekten yeneklisin... eğer bu senin için katlanılmazsa, o zaman atlamalısın.
So choosing a life of love from the people that actually fucking matter and be an artist because you're actually talented... if that's unbearable to you, then you should jump.
Senin Yudi hayatını, Yudi'nin yaptıkları sağlamadı mı?
Don't Yudi your life " That's a Yudi move?
Senin sıkıntın benim hayatımı sıktı.
Your depression made my life boring.
Hayat senin ağzına sıçarken elini tutacak bir arkadaşının olması ve sana sahip olduğun bedenin kiralık olduğunu hatırlatması.
You know, having a friend to hold your hand while life kicks you in the ass and reminds you that that body of yours is just on loan.
Senin de hayatın diğer insanlar kadar değerli.
Your life is as worth as other people's lives.
- Kaç tane hayatın oldu senin?
How many lives have you lived?
Sadece yapman gereken hayat pisliğinin içine girip onlar senin kıçına tekme atmadan sen onlarınkine atmalısın.
You just have to get in the dirt with life anyway And kick its ass more than it kicks yours.
- Senin bütün hayatın yalan.
- Your whole life is a lie.
Senin sorunun, tüm hayatını kuralları düşünerek geçiriyorsun. Kural yoktur.
Your problem is you spent your whole life thinking there are rules.
Doğruyu söyleyerek zaten senin karışmış hayatını daha fazla karıştırmak istemiyorum.
I don't wanna mess up your life more than it's already been messed up, to tell you the truth.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]