Dostum benim Çeviri İspanyolca
2,582 parallel translation
Dostum benim!
¡ Hombre!
- Dostum benim!
- Usaremos estampillas de verdad. - ¡ Dios mío, amigo!
İşte dostum benim sorunum bu.
¡ Ese es mi problema!
- Benim o taraklarda bezim yok dostum.
Eso no me va, amigo.
- Benim saatim dostum!
Es mi reloj, tío.
Jo, bu da benim eski dostum Liz Castaldo.
Joe, esta es mi vieja amiga, Liz Castaldo.
Dinle, dostum.Üzgünüm ama benim hatam değildi.
Escucha, tio, lo siento, pero no es mi culpa
O benim en iyi dostum.
Es mi mejor amigo.
FBI'dakiler benim dostum değil.
Los del FBI no son mis amiguitos.
O benim buralardaki tek gerçek dostum.
Él es el único compañero de mierda que tengo por aquí.
Şu aralar benim işler biraz karışık, dostum.
Está todo un poco complicado en este momento, amigo.
Dostum, benim burada olmamın tek sebebi Jenny'i kıskandırmak.
Amigo, la única razón por la que estoy aquí es poner a Jenny celosa.
Bunların her biri benim için birşeyler ifade ediyor dostum.
Cada uno de estos tatuajes significa algo para mí, amigo.
Senin ve benim yarım kalmış bir işimiz var eski dostum.
Tú y yo tenemos asuntos pendientes, viejo amigo.
Odaya geri dönebiliriz dostum. Benim cüzdanı alırız.
Podemos volver al cuarto por mi billetera es...
Olmaz, siktir et. Benim telefonuma ve cüzdanıma ihtiyacım var. Anlaşmamızı unuttum sanma dostum.
- Pero no, al diablo con eso, necesito mi billetera y mi celular no creas que olvidé mi trato.
Öyle bir şey olmuyor dostum. Yemin ederim. Ayrıca, benim için bir şey yapmak istediğini söylemiştin, değil mi?
No volverá a pasar, lo prometo, además dijiste que querías hacer algo por mí, ¿ cierto?
Hatta o kişi benim bu hayattaki en iyi dostum olsun ve ben bunu kimse öğrensin istemiyor olayım. Ee?
Asumamos incluso que es mi mejor amigo en todo el mundo, y no quiero que nadie lo sepa. ¿ Entonces?
Dostum, umarım benim yaptığımdan daha iyisini yaparsın.
Oye, tío espero que vaya mejor que a mí.
Ama ilgilendiriyor çünkü onlar benim de dostum ve ben onları korumak için ne gerekirse yaparım.
Pero sí me conciernen, porque son mis amigos también y haré lo que sea que sea necesario para protegerlos.
Benim bir dostum var zaten.
Tengo un amigo.
Afedersin ama o benim en iyi dostum.
Lo siento. Él es mi mejor amigo.
Benim neyim var dostum?
¿ Qué hay de malo conmigo, hombre?
Ben de gelmeliyim nasıl olsa benim dostum.
Deberia ir, solo por que él es mi... Tu sabes, él es mi contacto
Ve en iyi dostum oda arkadaşım benim küçük kuzenimi düzsün
mi compañero de apartamento... se coge a mi maldita primita.
Oyun sahasını sana göre dengelemeye karar verdik, benim hızlı ve öfkeli dostum.
. Sí. Hemos decidido compensar tu nivel de juego, mi amigo "fast furious".
Benim de eş-dostum var.
Tengo conocidos.
Biliyorum ama o da benim tek dostum.
Lo sé, pero es el único amigo que tengo.
Her neyse beraber yemek yeme fırsatı bulabildiğimiz için çok mutluyum. Yani eski dostum ve benim...
Muy bien, me alegra mucho que hayamos podido hacer esto, mi viejo amigo y mi...
Dostum, bu benim fantezimdi.
Muchacho, ésta es en verdad mi fantasía.
Yemeğin benim dostum.
¡ Su comida es mi amigo!
Ah, benim söylediğimi hiç dinleme, dostum.
Oh, no hagas caso de lo que dice, muchacho.
Aşık olduğum kız bu, dostum. Ve sen benim akıl hocamsın, Balthazar.
Esa chica, ella es la única, y tú eres mi mentor, Balthazar.
İşte biz burada zıt düşüyoruz dostum, Benim başarıma yardım edecek çok gizli bir silah.
Bien, allí es donde tú y yo diferimos, amigo mío, porque yo tengo un arma secreta, un arma muy secreta, que ayudará en mi éxito.
Yoko'yla birlikte benim dairemde kalan John'a giderek : " Bak dostum!
Así que fui a ver a John - que vivía con Yoko en mi apartamento - y le dije, "Mira, tío,"
- Paul benim dostum.
Paul es amigo mío.
Benim zulamdı, dostum.
Este es mi escondite personal.
- Kulağa iyi geliyor dostum, ama benim...
- Suena bien, pero tengo...
Dostum, benim de Lyme hastalığım var.
Amigo, yo he tenido la enfermedad de Lyme.
Benim hayvan dostum burada olmadığına göre seninkini de göndermeliyiz.
Pero, ya que mi animal de compañía ya no está aquí lo justo es que nos deshagamos del tuyo también.
Dostum, Keystone sana sordu. Orada benim için bir yer yok.
Amigo, en Keystone te quieren a ti.
Bu adam benim dostum.
Este hombre es mi amigo.
Duydun mu benim kedi dostum?
¿ Oyes, gatito de compañía?
Benim iyi bir dostum Weiyangshang.
Mi buen amigo, Wei Yangshang.
Daima benim dostum olarak kalacaksın. Sam.
Usted siempre será mi amigo, Sam.
Ama bir de benim açımdan bak, dostum.
Pero ponte en mi lugar, amigo.
Ufaklık, benim en iyi dostum konuşan bir araba.
Pequeñito... mi mejor amigo es un auto que habla.
- İşte benim dostum! - Selam.
- ¡ Allí está el hombre!
Hemen için rahatlamasın dostum. Gitseler bile benim seninle işim var.
No te pongas cómodo, Vladi, terminaré contigo cuando se vayan.
Çalan benim, dostum.
Yo te lo robé.
Dostum, bu benim en sevdiğim tişörtüm!
Esa es mi camiseta favorita.
benimle evlenir misin 227
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim 5594
benim için fark etmez 98
benimle 208
benimsin 41
benimle kal 183
benim de yok 54
benim için uygun 18
benim için üzülme 18
benimle gelir misin 93
benim için bir zevkti 58
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benim için önemli 63
benim için zevkti 116
benim için sorun değil 83
benim adım 192
benimle gel 1086
benim için farketmez 29
benim gibi 258
benim için öyle 32
benimdi 32
benim için önemli 63