Nasıl olduğunu bilmiyorum Çeviri İspanyolca
759 parallel translation
Nasıl olduğunu bilmiyorum. Barakaların arkasında.
Y lo consiguio... hasta el jardín tras los edificios
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé qué pasó.
Ama yaptı.Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama yaptı.
Pero lo hizo. No sé cómo. Pero lo hizo.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé cómo está.
Şey, nasıl olduğunu bilmiyorum, fakat bir şekilde dışarı sızmış.
No sé como ha ocurrido... pero está en boca de todos.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama o günün tüm gerçekliği, olayların gerçek akışıyla gözlerimin önünde kare kare oluşmaya başladı.
No sé cómo ocurrió pero la clara realidad de ese día se disolvió en unas, incluso más claras, imágenes de la memoria que acabaron apareciendo ante mis ojos con la misma fuerza que una sucesión de hechos reales.
Nasıl olduğunu bilmiyorum, ama bir tanesi içeri girecek olsa... anında anlardım.
No sé por qué, pero si entrara uno ahora, lo reconocería al minuto.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- No puedo. No sé cómo se hace.
Ne olduğunu ve nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé qué era o qué pasó.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé cómo.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé cómo ha sido.
Nasıl olduğunu bilmiyorum...
No entiendo casi nada pero...
Ama nasıl olduğunu bilmiyorum.
- ¡ Pero no se como ocurrio! , ¡ Realmente no lo hice!
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- ¿ Está Ian todavía en el interior? - Bien, yo no veo qué podría ser.
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama haber basına sızmış.
Los Estados Unidos envían UN HOMBRE EN LA LUNA
Neresi ya da nasıl olduğunu bilmiyorum. Bir şekilde bulurum.
No sé adónde pertenece ni como llegó aquí, pero acabaré por averiguarlo.
Neresi ya da nasıl olduğunu bilmiyorum. Bir şekilde bulurum.
No sé a dónde pertenece ni cómo llegó aquí, pero acabaré por averiguarlo.
Bir şekilde, nasıl olduğunu bilmiyorum, dünyanın geleceğinden geçmişine yolculuk ettik.
De alguna manera, aunque no poseo los conocimientos para saber exactamente cómo, hemos viajado del futuro terrestre al pasado terrestre.
- Nasıl olmuş? - Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- ¿ Cómo ocurrió?
- Tam olarak nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé exactamente.
Nasıl olduğunu bilmiyorum. Bu benim için çok fazla.
No sé ni cómo ha sido, me ha sobrepasado.
Cinsel ihtiyaçlarının nasıl olduğunu bilmiyorum ama o işle ilgili her türlü ihtiyacını kendin halledebileceksin.
No sé cuáles puedan ser tus requerimientos sexuales, pero tendremos algo del tipo que resulte para ti.
Ama nasıl olduğunu bilmiyorum.
Y no sé cómo.
Hayır, nasıl olduğunu bilmiyorum.
Y entonces, ¿ qué es? ¿ No son las lágrimas?
Diğer insanların nasıl olduğunu bilmiyorum.
Yo no sé cómo les irá a los demás
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé cómo pasó.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé cómo ocurre.
O gösterişli özel okulların nasıl olduğunu bilmiyorum ama Midtown High'da...
No sé cómo son las cosas en esas escuelas privadas pero en la nuestra...
nasıl biri olduğunu bilmiyorum.
oh, no sé cuál es su aspecto.
Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum ki?
No lo sé. ¿ Cómo es?
Nasıl biri olduğunu bilmiyorum.
Yo ya no sé cómo es.
Nasıl ve niçin olduğunu bilmiyorum ama tahmin yürütüyorum.
No se como o por que, pero me lo imagino.
Nasıl olduğunu inan hiç bilmiyorum.
Nunca supe nada al respecto.
Bilmiyorum, Tom'un nasıl olduğunu bilirsin.
- No sé... - Ya sabes como es Tom.
Calamity ve benim hakkımda nasıl bir fikrin olduğunu bilmiyorum, ama...
No sé que idea tiene Ud. de Calamity y yo pero...
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé firmar.
Eileen, bunun nasıl olduğunu sana anlatabilmem için milyonlarca yıl yeter miydi bilmiyorum.
No creo que pudiera explicarte como pasó esto ni aunque dispusiera de un millón de años.
- Ve nasıl olduğunu da bilmiyorum.
- No sé cómo pasó.
Nasıl ya da nende olduğunu bilmiyorum ama seni sevdim.
No sé cómo ni por qué... pero te quise de veras.
Nasıl birşey olduğunu bile bilmiyorum.
Ni siquiera sé que significa "algo".
Nerede olduğunu ya da ona nasıl ulaşabilirim bilmiyorum.
No sé dónde está ni cómo acceder a ella.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum.
- No lo sé.
- Nasıl olduğunu bilmiyorum...
Yo no quería tener nada con la policía.
Şey, bunun ne kadar ciddi olduğunu, ve size nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum, ama o karmaşada, ben... Söyle.
Bueno, no sé cómo es de grave la situación, y no sé cómo decírselo, pero en la confusión, yo...
Nasıl bir şey olduğunu bilmiyorum.
No sé de qué tipo es.
Tutar mıyım bilmiyorum ama nasıl bir yer olduğunu görmek istiyorum.
No sé si lo quiero, pero me gustaría verlo.
- Ve nasıl olduğunu da bilmiyorum.
- Y no sé cómo ocurrió.
Nasıl olduğunu tam olarak bilmiyorum.
No sé cómo sucedió.
Nasıl olduğunu bilmiyorum.
No sé leer.
Ama nasıl biri olduğunu bilmiyorum.
No sé ni cómo es.
Nasıl olduğunu biliyorum... ama-ama nasıl tarif edeceğimi bilmiyorum.
Sé cómo se siente, Pero no sé como describirlo.
nasıl olduğunu biliyorum 31
nasıl olduğunu bilirim 30
nasıl olduğunu biliyorsun 24
nasıl olduğunu bilirsiniz 27
nasıl olduğunu bilirsin 66
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
nasıl olduğunu bilirim 30
nasıl olduğunu biliyorsun 24
nasıl olduğunu bilirsiniz 27
nasıl olduğunu bilirsin 66
bilmiyorum 18446
bilmiyorum ki 83
bilmiyorum tatlım 28
bilmiyorum ama 31
bilmiyorum dostum 22
bilmiyorum dedim 18
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
bilmiyorum işte 23
bilmiyorum efendim 100
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasılsınız 3074
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın tatlım 38
nasılsın canım 26
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16