English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ N ] / Ne yapacaksın

Ne yapacaksın Çeviri İspanyolca

18,218 parallel translation
Ne yapacaksınız?
¡ Abran la puerta, ahora!
İkiniz bu yaz ne yapacaksınız?
¿ Qué harás en el verano?
Çok uzak. - Orada ne yapacaksın?
- ¿ Y allí, qué harás?
- Ne yapacaksın?
¿ Qué les cocinas? Un pollo.
Biliyoruz. Kutlamak için ne yapacaksın?
Lo sabemos. ¿ Qué harás para celebrar?
Ve bana ne yapacaksın?
¿ Y qué vas a hacerme?
İzole bant ve endüstriyel yağlayıcı ile ne yapacaksın?
¿ Eso es cinta, y lubricante industrial?
Şimdi ne yapacaksın? Ha?
¿ Qué vas a hacer ahora?
Özür dilerim ama ne yapacaksınız?
Lo siento. ¿ Usted qué es?
Silahı ne yapacaksın Chico?
¿ Para qué es la pistola, Chico?
Ne yapacaksın?
¿ Qué diablos vas a hacer?
Cage sana bodoslama dalarsa ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer si Luke Cage te ataca?
- Ne yapacaksın? - Hiçbir şey.
- ¿ Qué vas a hacer?
- Ne yapacaksın?
- ¿ Qué harás?
Silah ve mermiyi ne yapacaksın?
¿ Por qué necesitas una pistola y balas?
- Ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer?
Peki ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer?
Gelecek ay gittiğinde ne yapacaksın?
¿ Qué hará cuando este se vaya el mes que viene?
- Ne yapacaksın öyleyse?
- Lo sé. - Entonces, ¿ lo harás?
Ne yapacaksın?
¿ Qué va a hacer?
Dışarıdaki delileri ne yapacaksın peki?
¿ Qué hay de esos malditos lunáticos ahí afuera?
Bana ne yapacaksınız, Guy?
¿ Qué vas a hacer, Guy?
Hemen burada ölmeni istersem ne yapacaksın?
¿ Y si quisiera que murieras ahora?
Ne yapacaksın kızım?
¿ Qué vas a hacer, niña?
Hey, şimdi ne yapacaksın?
¿ Qué harán ahora?
- Sen ne yapacaksın o kadar büyük odada.
No necesitas todo ese espacio. - No.
Siz ne yapacaksınız?
Bueno, ¿ qué haces?
- Ne yapacaksın, öldürecek misin beni?
¿ Qué vas a hacer, matarme?
Diyelim ki zanlıyı buldun, ne yapacaksın?
Por lo tanto, a encontrar el culpable, ¿ entonces qué?
Onu bulunca ne yapacaksın peki?
¿ Qué vas a hacer si lo encuentras?
Bunlarla ne yapacaksın ki?
¿ Qué vas a hacer con estas cosas?
Tabii ki, boğazını kesebilirsin ama onca kanı ne yapacaksın ki?
Claro, podrías cortarle el cuello, pero... ¿ qué hacer con la sangre?
Noor, şimdi ne yapacaksın?
Noor, ¿ que vas a hacer ahora?
- Başka şeyler de kır hadi! - Peki. Ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer?
Ne yapacaksın? Resmi seçiyorsun.
Vas por la foto.
Ne yapacaksın, bütün gün uyuyorsun? "
¿ O qué van a hacer, dormir todo el día? "
Bir arkadaşımla. Ne yapacaksın sen?
Con un amigo. ¿ Qué importa?
- Pasaport işini ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer para conseguir un pasaporte?
- Ne yapacaksın?
- ¿ Qué harás al respecto?
Ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer al respecto?
Fazlasıyla yeter. - Ne yapacaksın peki?
¿ Qué harás?
Biz ne diyorsak onu yapacaksın?
Tú nos vas a obedecer a nosotros.
- İlk ne yapacaksın?
Esta noche, voy a hacer una fiesta.
Ne yapacaksın?
Entonces, ¿ qué?
Bu esprileri ne zaman yapacaksınız?
Entonces, ¿ cuándo contarán esos chistes?
Çünkü ben senin dayınım ve ben ne dersem onu yapacaksın.
Porque soy tu tío, y haces lo que yo diga.
Önümüzdeki 24 saat içinde size ne talimat verilmişse onu yapacaksınız.
En las próximas 24 horas hará exactamente lo que se le ha indicado.
Şimdi ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer ahora?
Ne yapacaksın?
¿ Qué vas a hacer?
Ne yapacaksın?
¿ Qué hará?
- Onunla ne yapacaksın?
¿ Qué harás con él?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]