English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ S ] / Sakini

Sakini Çeviri İspanyolca

380 parallel translation
Bir bölge sakini görüyorum.
Veo a un nativo.
Ama ne mutlu ki, Iverstown'un en sevilen sakini... zarif Bayan O'Neil, eşinin yerine konuşmak üzere şu anda stüdyoda.
Pero tenemos aquí a nuestra mejor ciudadana... la ilustre señora O'Neil... Que hablará esta tarde con nosotros ".
Gördükleriniz arasında en sakini olduğunu düşünüyorum.
Diría que es el más tranquilo que haya conocido.
Bel Air sakini bey, ki kendisi Vernon'daki mobilya fabrikasının başkan yardımcısı olur.
Bueno, es lo único que descubrimos.
Jonas weather mevsimlik bi ova sakini 18 yasında.
Jonas Weatherby, el tejano, un habitante de la llanura.
Plank bizim diğer gercek sert ve acımasız ova sakini 22 lik ayağında pranga gibi lekeler.
Plank, el otro habitante de la llanura, que se encontró con la horca a los 22 años.
İsmen Sakini derler, meslek olarak, tercüman.
Sakini es mi nombre. Intérprete de profesión.
Şimdi albay, Sakini'yi bağırarak çağırır.
Ahora, coronel gritar muy fuerte llamando a Sakini.
Sakini?
¡ Sakini!
Sakini!
¡ Sakini!
- Sakini.
- ¡ Sakini!
- Sakini burada patron.
Sakini aquí, jefe.
Tamamdır Sakini. Dışarıda bekle. - Tamam.
Puedes irte, Sakini, espera fuera.
- Sakini!
- ¡ Sakini!
Sakini burada, patron. Çoraplar yukarıda, uyumuyor.
Sakini presente, calcetines altos, no dormir.
Sakini, bu Yüzbaşı Fisby.
Sakini, el Capitán Fisby.
Hepsi bu, Sakini.
Nada más, Sakini.
Dinle, önce eşyamı toplamalıyım.
Antes tengo que preparar mis cosas, Sakini.
Pekala, O'nu çöz, Sakini.
¿ Sí? Pues desátala, Sakini.
Bin şuraya, Sakini.
Yo iré ahí, Sakini.
Sakini, bu jeep'te başka şey için yer yok, söyler misin.
Sakini, dile que no hay sitio para más cosas en el Jeep.
Söyle geri gelsin.
Sakini, dile que venga.
- Sakini. Sakini.
Sakini.
- Ne?
Sakini.
Sakini, Allah aşkına, sürmek için görmemi nasıl bekler?
Hijo. Sakini... Por Dios, ¿ cómo voy a ver para conducir?
- Sakini, hadi, gitmemiz lazım.
Sakini, vámonos ya.
Bekle.
¡ Sakini!
Söyle O'na, Sakini, Washington gözleri...
Dile, Sakini, que los ojos de Washington están...
Hey, Yüzbaşı Fisby. Sakini. Geri dönün.
¡ Capitán Fisby, Sakini!
Görevdeyiz, Sakini, ada turunda değiliz ki.
Vamos de servicio, Sakini, no a pasear por la isla.
- Sakini! - İnanmıyorum.
No puedo creerlo.
Şimdi, B planına göre buradaki ilk işim bir halk toplantısı düzenlemek, Sakini.
Según el Plan B, mi primera tarea será convocar una reunión pública.
Yani, buraya dostları olarak geldiğimi anlamalarını sağlamak istiyorum. - Tabii.
Sakini, quiero estar seguro de que los habitantes de Tobiki comprenden que vengo aquí como amigo.
Hayır, Sakini, bir dakika, yanlış anlıyorsunuz.
No. Sakini, un momento, estás equivocado.
Bunu yapmak istemem. Kalk Sakini.
No quiero humillarles.
hediyeleri kabul edeceğimi söyle, ama ABD işgal kuvvetleri adına.
Sube, Sakini, diles que acepto sus regalos. Pero en nombre de las Fuerzas de Ocupación de los EE. UU.
- Tut bunları, Sakini. Çok fazla geldi.
Toma esto, por favor, Sakini, son demasiadas cosas.
Öyle mi...? Sakini bu fincanı senin yaptığını söyledi.
¿ Es cierto lo que ha dicho Sakini, que esta taza la ha hecho usted?
Ticarete girdik.
Bien, haremos negocio, Sakini.
Görüyor musun? Bir sürü yapın.
Sakini, haremos sombreros.
Sakini, hediyeleri ertelemelerini söyle.
Sakini, diles que dejen los regalos para más tarde.
Sakini, hayır, öyle mi? Yoksa, değil mi?
Sakini, ¿ no es que sí o no es que no?
Yani, aslında 5 taraflı demek, bilirsin, Sakini.
Bueno, quiere decir cinco lados. ¿ Comprendes, Sakini?
Bir dakika, bu şekilde anlaşamıyoruz.
No, un momento. No nos han entendido, Sakini.
Sakini, sırf güzel buğday resimi çiziyor diye O'nu deneyimli bir çiftçi olduğunu göstermez.
Sakini, el hecho de que pinte cuadros con trigales no significa que sea un cultivador de trigo experimentado.
Pekala, Sakini, hepsine teşekkür edip de ki çamlıkta oturup çay yudumlayarak gün batımını seyredebilirler.
Está bien, Sakini, dales las gracias de mi parte y diles que pueden ir a tomar el té y contemplar la puesta de sol.
- Sağol, Sakini.
- Gracias, Sakini.
Kontes'in malikanesinin bir sakini, takma adı Jacques-Forget-Not olan zat zamanla yükselecek ve bir yolculukta yetimelerle yolu kesişecek.
Jean Setain, apodado "Jacques-no-olvida", casero de las fincas de la condesa.
- Sakini.
¡ Sakini!
- Bu, kayıp bir sanattır, Sakini.
Es un arte desaparecido, Sakini.
Sorsana, Sakini.
Díselo, Sakini.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]