Sorun sen değilsin Çeviri İspanyolca
230 parallel translation
Çünkü bebek bakamam, sorun sen değilsin.
Porque yo debo llevar el bebé, no tú.
Sorun sen değilsin. Sen de sorun yok.
No es culpa tuya, eres bonita.
Sorun sen değilsin.
No eres tú.
Sorun sen değilsin.
No eres tú. No me importa.
Tina, sorun sen değilsin.
No es culpa tuya.
Sorun sen değilsin, benim.
No eres tú, soy yo.
Sorun sen değilsin.
No tiene que ver contigo.
Sorun sen değilsin.
No tiene que ver contigo...
Hayır, sorun sen değilsin.
No, no eres tú.
Sorun sen değilsin, benim.
No sos vos, soy yo.
Sorun sen değilsin.
- Nada. No eres tú.
Sorun sen değilsin.
No se trata de ti.
- Sorun sen değilsin.
- No eres tú. Es ella.
Sorun sen değilsin, olmuyor.
Tú no tienes nada que ver, soy yo, que voy con retraso.
Sorun sen değilsin, Peg, Ben böyleyim.
No eres tú, Peg, es simplemente la manera que soy.
Sorun sen değilsin, benim.
No... no eres tu, soy yo.
Aslında sorun sen değilsin.
Bueno, de ti.
Sorun sen değilsin...
No tú.
Gördün mü Sally, sorun sen değilsin, erkekler ahmaktır.
Sally, tú no eres el problema. Los hombres son cretinos.
Hayır, hayır, sorun sen değilsin.
No eres tú. Es...
" Sorun sen değilsin, Sam. Bunu anlamanı nasıl sağlayabilirim?
" No eres tú, Sam. ¿ Cómo explicártelo?
Sorun sen değilsin. Benim.
No eres tú, soy yo.
Sorun sen değilsin.
No eres tú, Ray.
Sorun sen değilsin. Sorun bende.
No es por ti, es por mí.
- Sorun sen değilsin.
No, no es eso, Ray.
Bak sorun sen değilsin.
Mira, no eres tú.
Sorun sen değilsin Marty!
No ha sido por ti, Marty
- Yalnız mı kalmak istiyorsun? - Sorun sen değilsin.
- ¿ Quieres estar solo?
"Sorun sen değilsin, benim."
"No se trata de ti, soy yo".
Sorun sen değilsin.
- Tú no tienes nada que ver.
Sorun sen değilsin, Bryan.
Es sólo, que no eres el correcto, Bryan.
Bak, sorun sen değilsin.
Mira, no eres tú, ¿ de acuerdo?
Sorun sen değilsin.
No,... no es por tí.
Sorun sen değilsin, Rev
No eres tú, Rev
Sorun sen değilsin.
Mira, no es por ti.
Sorun sen değilsin.
No es tu culpa.
Zaten sorun şu ki..... sen senaryoya aşık değilsin.
De todas formas, el problema es,..... no te gusta el guión.
- Sorun sadece sen değilsin.
No es sólo su responsabilidad.
Hayır sorun sen değilsin.
No, no eres tú.
Oh. sorun değil. Sen sadece bir ruhsun, Tanrı değilsin.
No importa, sólo eres un espíritu, no un Dios.
Sen sorun değilsin ama...
Eres tú, está bien, pero...
'Sorun sende değilsin'klasiğini sen bana mı söylüyorsun?
¿ Me estás diciendo la frasecita "no eres tú, soy yo"?
- Sorun da bu, sen artık kanun değilsin.
Pero ya no eres la ley.
Sorun sen değilsin, benim.
- No es eso.
Hayır, sorun sen değilsin.
No es por ti, hombre.
Çalışan başarılı kadınlara karşı bir kompleksim var. Sorun sen değilsin.
- ¿ Un juguete?
" Tatlım, sorun sen değilsin, Debra!
Querida, no eres tú, es Deborah...
Belki de asıl sorun sen sevgili olmaya uygun biri değilsin.
Es solo que... quiza no tienes madera para novio.
Sorun sen değilsin Thomas. Benim.
Creo que las manos de Dios me hicieron darme cuenta de que tenía que sobre vivir mi pesadilla para reunirme con mi hermano un día.
- Ne oyun ama...... sorun yok, hayatımdaki tek kişi sen değilsin.
- Qué exagerado... estoy bien, no eres la única cosa en mi vida.
- Sorun sen değilsin.
- No se trata de ti.
sorun sende değil 19
sen değilsin 122
değilsin 303
değilsiniz 26
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sen değilsin 122
değilsin 303
değilsiniz 26
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorun bu mu 22