English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aşağısı

Aşağısı Çeviri Fransızca

7,405 parallel translation
- Sizin salonun aşağısında olacağım.
- Je serai au tribunal quelques heures. - Pour quoi?
Fotoğraf 10 dolar, öpücük 15 dolar. Belden aşağısı yasak.
10 pour une photo, 15 pour un bisou, rien en dessous de la taille.
Üstü başı yerinde, yerin yaklaşık 15 cm aşağısına gömülmüş.
Entièrement habillée, enterrée à environ 30 cm
Bir ara köyün aşağısına beni ziyarete gelmelisin.
Vous devriez venir me rendre visite en bas du village parfois.
Babam seni madenin aşağısına yollayacak ve asla oradan çıkamayacaksın.
Papa va te coller au fond d'une mine, et tu vas plus jamais en sortir.
Sokağın aşağısında.
C'est à côté.
Belden aşağısı yasak.
Rien en dessous de la taille.
Çünkü aşağısı hiç güvenli değil.
Parce que ce n'est pas sûr par ici.
Tam Greenwich Village *'ın aşağısında bir yer biliyorum.
je connais juste l'endroit près de Greenwich Village
İsyancıların koyun aşağısında sevgili ihtiyar babasını aldıklarını ve sıranın bizde olduğunu söylüyor.
Il dit que les rebelles ont capturé son cher père à la crique et qu'ils viennent pour nous ensuite.
Koridorun aşağısında boş bir dolap var.
Il y a un placard vide dans le hall.
Ben de onu sokağın aşağısındaki Lübnanlı dükkana gönderdim.
Je l'ai donc envoyée à l'épicerie libanaise.
Sokağın aşağısındaki ortaokul, değil mi?
Vous allez au collège en bas de la route, n'est-ce-pas?
Caddenin aşağısındaki otele bırakır mısın?
Pouvez-vous la conduire à l'auberge sur la route?
Aşağısı.
Ici.
Nedimeyi 4. travma odasına alın, koridorun aşağısında.
Emmenez la demoiselle d'honneur en trauma 4, en bas.
Oda numarası 204, koridorun aşağısında solunuzda.
Chambre 204, au fond du couloir. - À gauche.
Koridorun aşağısındaki 204 nolu odada?
Au fond du couloir, la chambre 204?
Aşağıdaki kablolar karmakarışık ama evet.
Le câblage est pourri ici, mais oui.
İkisinin de şansına, aşağıda bir havuz varmış.
Heureusement, il y avait une piscine en bas.
Bir kat aşağısı.
C'est l'étage du dessous.
Fakat onu buraya getirmeye çalışırken kaçmış ve Kyoshi Köprüsü'nün üzerine tırmanmış, aşağı inmiyormuş.
il a grimpé en haut du pont Kyoshi et il ne veut plus descendre.
Ama temin ederim sizi o aşağılık adamdan ayırmak sıradan bir yardımseverlikti.
Je peux vous assurer que vous avoir séparé de ce personnage peu recommandable était un simple acte de charité.
Aşağıda sıkıştım.
Je suis coincé en bas.
Senin için çok sıcaksa aşağıdaki basamağa geçebilirsin.
Si c'est trop chaud pour toi, tu peux aller sur le banc plus bas. Je vais surement le faire un peu.
Bir kaç ev aşağıdaki komşu bir yarış arabasının saat üçte sokaktan hızla geçtiğini görmüş.
Un voisin à quelques maisons d'ici a vu une voiture roulant très vite vers 3 heures du matin. Avec Kelly sur le siège passager.
Ardından aşağıya inip birer kadeh Porto şarabı alırız ve birbirimize tüm sırlarımızı anlatırız.
Et nous pourrons descendre prendre un verre de porto et se dire tout nos secrets.
Biraz daha aşağı sıkıyorsun.
On le pulvérise un peu plus bas.
Evet. Eğer beni daha çok aşağılamaya ve kalbimi kırmaya çalışıyorsan, ben payıma düşeni çokdan aldım.
Si votre but est de m'humilier à nouveau ou tester ma valeur, j'ai eu ma dose.
Yalandan sırıtıyorum diye sizi merdivenlerden aşağı fırlatmayacağımızı mı sanıyorsunuz?
Vous pensez qu'avec ce faux sourire je vous jetterais pas dans les escaliers?
Neredeyse bir saat oldu ve aşağıda konuklar sabırsızlanıyor.
LANIE : Ça fait déjà 1 h, et les indigènes en bas, s'impatientent
Hala aşağıda bir kadın cesedi var. Elinde barut izi kalmış ve ön koltuğunda silah olan bir kumarhane patronu.
J'ai toujours une femme morte en bas, un magnat des casinos avec de la poudre sur ses mains, et un pistolet sur un siège avant.
Çin mafyasına bulaşmak istemiyorlar. Cermak çetesinden birinin Çin mafyasından birinin kızına sulanırsa ekonomisi al aşağı olur.
On sait tous les deux que si quelqu'un du Cermak Crew s'approche d'une fille de la Triade, l'économie passe en second plan.
Hemen şu sokağın aşağısında.
C'est en bas de la rue.
Ama, çenemden aşağı süzülen sıcak tereyağı, benim yapış yapış ödülümdü.
Mais le beurre fondu dégoulinant sur mon menton était ma récompense gluante.
Yani eğer tüm sürünüz bir tür şey ile "sığır soykırımı" ile yok edilseydi 2.68 milyon $ dolar alacaktınız, aşağı yukarı.
Si tout votre cheptel était dilapidé par un genre... d'extermination bovine, vous toucheriez 2,68 millions, plus ou moins.
Aşağıda neler oldu Mills?
Qu'est-ce qui s'est passé?
Daniel, aşağı yukarı kaç yıldır birlikte çalışıyoruz, 5 yıl mı?
On a travaillé nuits et jours sur cette affaire pendant quoi, cinq ans?
Aşağıdaki kutu 4 top içeriyor. 1'den 4'e kadar numaralandırılmış.
L'urne ci-contre est composée de quatre boules... numérotées de 1 à 4.
Baron beni aşağıladığında aynı zamanda sizi de aşağılamış oldu, Kral Henry.
Mais quand le baron m'insulte, il vous insulte aussi, Roi Henri.
- Nerede? Vadi'nin aşağısında.
Où ça?
O aşağılık heriften profesyonel bir anlaşma bekliyorsanız yanlış yoldasınız demektir.
Mais si vous êtes entrés dans ce métier sans penser devoir faire avec des salauds, vous vous êtes mal renseignés.
Daha sonra su atının karısı ısınıp mutlu olmuş ve akşam yemeği için bir sürü balık kızartmış ama adam aşağı geldiğinde...
La femme du cheval des eaux avait enfin chaud, et était heureuse, avec le poisson qu'elle cuisinait pour le souper, mais quand l'homme...
Boynundan aşağısı tepki vermiyor.
Aucune réponse du cou jusqu'aux jambes.
Biz burada yukarıdayız, atlar aşağıda yarış alanında başlangıç pozisyonu için zorlanıyor.
Nous ici, en haut, les chevaux en bas sur la piste forcés d'entrer dans les portes de départ.
- Haley, aşağıda mısın?
Haley, t'es en bas?
Jeff Hickman üst katta Nina'dan haber bekliyormuş. Sigara içmek için aşağıya indiği sırada vurulmuş.
Jeff Hickman était en haut à attendre de parler à Nina et il est descendu pour fumer une cigarette.
Avustralyadayız... burası dünyanın altında, yani burada benim dışımdaki herkes baş aşağı duruyor.
On est en Australie... c'est de l'autre côté de la terre, donc tout le monde ici a la tête à l'envers, sauf moi.
Yukarıdan çıkış yok ve tekrar aşağıya inemeyiz.
Il n'y a pas d'échappatoire et on ne pas redescendre non plus. Qu'est-ce que tu es en train de dire?
Biraz daha aşağıdan taşımalısın.
Baissez un peu votre côté.
Zan altında bırakıldığı aşağılık dedikodularmış.
Dont il est victime. Des ragots sans fondements.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]