English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aşağıda mı

Aşağıda mı Çeviri Fransızca

1,870 parallel translation
Seymour'un anne ve babası aşağıda mı yaşıyor?
Est-ce que les parents de Seymour doivent y être?
Onu aşağıda mı bıraktınız?
Vous l'avez laissé là dessous?
Evet, burada gözlemlemem gereken birşey var, ama şimdilik aşağıda olacağım.
Je dois encore faire quelques observations, - mais j'arrive bientôt.
Bu da ne demek oluyor "aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık" mı?
Qu'est-ce que ça veut dire, maudit si tu essaies, maudit si tu n'essaies pas? Oui.
Stuart'ın bu kadar aşağılandığını görünce farkettim ki adamın sadece rozetini değil, saygınlığını da almıştım.
En voyant Stuart humilié, j'ai compris que j'avais pas simplement emporté son insigne, j'avais aussi emporté sa dignité.
Aşağıda gözetimimiz altında.
Je m'en occupe. Il est avec nous en bas.
Tüm çocuklarım sezaryenle doğdu, bu yüzden aşağıda her şey yerli yerinde.
J'ai eu des césariennes pour chaque enfant, alors tout est pareil, en bas.
- Araba mı? - Aşağıda.
- La voiture?
Aşağıda hazır mısınız?
Vous êtes prêts en bas?
- Yarım saat içinde aşağıda buluşalım. - Tamam.
On se retrouve en bas dans une demi-heure.
Lütfen ona deyin ki, Alex Garrett onun aşağılık bir insan olduğunu düşünüyor ve umarım, Shea Hamilton'da uçuk kapar.
Alex Garrett pense que c'est un crétin parce qu'il m'a blessée, et j'espère que Shea Hamilton lui a refilé l'herpès.
Çavuşa sorun. Aşağıda çocuklar da beni bekliyor.
Demandez au sergent les enfants m'attendent à l'entrée.
- Amir Yardımcısı Johnson. Az önce aşağıda olan şey, salakça bir hata mıydı yoksa bana söylemediğin bir şey mi var?
Chef adjoint Johnson, ce qui est arrivé en bas, était-ce juste une erreur stupide ou me cachez-vous quelque chose?
Racnoss nesli tükendi. 4.000 mil aşağıda, sana yardım edecek şey ne?
Les Racnoss sont éteints. Qu'est-ce qui va vous aider, 6500 km plus bas?
Sanırım siz aşağıda bekleseniz daha iyi olacak.
Je pense que ce serait mieux si vous attendiez en bas.
Ben aşağıda olacağım.
Je serai en bas.
Eğer sana saldırmış olsaydım, Sağ ya da sol elle kullanılsın, testere aşağıya doğru inerdi!
Si je t'attaquais, la tronçonneuse se déplacerait vers le bas qu'elle soit tenue par un gaucher ou un droitier.
Amir bey, haydi ama! Aşağıda bir Latke-Bar'ımız var.
Oh allez chef, on a un bar à Lakas au sous-sol.
Hey aşağıda hiç boncuk var mı?
Hey, il y a-t-il des perles vers vous?
Tanrım, tüm bunlar sırasında onun cesedi aşağıda duruyormuş.
Ça veut dire qu'il était mort depuis tout ce temps.
Tamam 7 : 00'de aşağıda buluşalım.
Ok. Rendez-vous en bas à 7 : 00.
Gitmeden birkaç gün önce, erken kalktım ve bilgisayarı kullanmak için aşağıya indim. Dışarıda oturuyordu.
Quelques jours avant qu'elle... s'en aille... je me suis levé tôt, je suis descendu pour aller à l'ordi et... elle était assise dehors.
Aşağıda bekliyor olacağım.
Je t'attends en bas.
Aşağıda grev kırıcıların olduğunu duydum Donny, seni uyarayım dedim.
J'ai entendu dire qu'il y avait des briseurs de grève en bas.
Bu konuyla ilgili bize yardımı olabilecek bilgisi olanların aşağıda görülen numaradan yetkili özel ajan Gideon'la temasa geçmesini rica ediyoruz.
Si quelqu'un a la moindre information qui pourrait nous être utile, contactez l'agent Gideon au numéro qui apparaît sur votre écran.
Tracy aşağıda bütün hafta yazdığımız en iyi şeyi prova ediyor.
Ouais, Tracy répète en ce moment même la meilleure chose qu'on a faite cette semaine.
Birazdan aşağıda olurum baba, tamam mı?
J'arrive tout de suite, papa.
Ona aşağıda rastladım. Asansörde.
Je l'ai retrouvé en bas, à l'ascenseur.
Aşağıda geriye kalanları arabaya yüklüyor olacağım.
Je descends charger la voiture.
Önümüzdeki birkaç gün çoğunlukla aşağıda olacağım.
Je serai de retour dans 2 jours au plus.
Bir dakika izin verin lütfen, ama bu fatura hatalı aşağıdaki ayrıntıda :
Excusez-moi un instant... Mais cette facture est incorrecte dans le sens où vous m'avez facturé un repas au restaurant... mais je n'y ai jamais mangé.
Bir şeye ihtiyacın olura aşağıda olacağım.
Je travaillerai en bas, si tu as besoin de moi..
Eğer beni aşağı götürmüyorsanız, kendi başıma da inerim.
Si vous ne voulez pas m'y emmener, j'irai en bas par moi-même.
Ancak hâlâ açlar ve arkadaşım da aşağıda bir yerde.
Mais ils sont toujours affamés et mon amie est en bas.
Şayet arkadaşım hala hayattaysa, aşağıda sıkışıp kaldı.
Des Macra, et mon amie est coincée en bas.
Bay Donaghy aşağıda sizi bekliyorlar.
M. Donaghy... Ils vous attendent en bas.
Büyükannemlere söyleyince bile çok aşağılanmışım gibi hissettim. Sana da bu yüzden söylemedim.
Le dire à grand-père et grand-mère m'a rappelé la honte et l'humiliation, c'est pour ça que je ne voulais pas te le dire.
Aptal intörnler aşağıda benim kliniğimde, benim kanım, gözyaşım ve terimle kurduğum klinikte, Grey, ve onlara beceriksizlikleriyle kliniğimi yakmama konusunda güvenmiyorum, hem de hiç güvenmiyorum.
Tu comprends, Grey? J'ai des idiots d'internes dans ma clinique, une clinique où je sue chaque jour du sang et des larmes. Et je ne suis pas convaincue, mais alors, pas du tout, qu'ils ne vont pas la brûler par inaptitude.
Seni bekleyip durdum ve bu aptal, utanç verici, aşağılayıcı, duygusal saçmalığı yaptım ve sana şuranın bizim mutfağımız olacağını şuranın oturma odamız şuranın da çocuklarımızın oynayacağı yer olduğunu anlatacaktım.
Je t'attendais et t'attendais, et j'ai fait ce truc stupide, tout à fait humiliant. Et j'allais te dire que ça, ici, c'est notre cuisine, et ça, notre salon, et que ça, c'est la chambre où nos enfants pourront jouer.
Aşağıda beni bekleyen bir taksi var.
J'ai un taxi qui m'attend de toute façon.
Eşyalarımı almaya gidiyorum. Tamam, on dakika sonra aşağıda buluşalım.
Je vais aller chercher mes affaires.
Tanıdığımız herkesin aşağıda eziliyor olma ihtimaline rağmen güzel bir gece.
Même si... Ils sont peut-être tous morts là au fond, et c'est... une belle nuit... là-dehors.
Aşağıya bakarak adım attığımı hatırlıyorum. Tam da "Abbie'nin bahsettiği bir hendek vardı" derken bam!
Je me rappelle être en train de marcher et puis j'ai regardé en bas, et au moment où je me dis, "Tiens, ce doit être la fosse dont parlait Abbie."
Başını böyle aşağıda tutarak boynunu kırmaya mı çalışıyorsun?
Tu vas te casser le cou en gardant ta tête si basse.
Aşağıda 2 adamımız var.
On a deux blessés.
Mahzendeki adam, benim aşağıda olduğumu söyledi mi?
Le gars de la chambre forte m'a vu?
Tekrar inşa ederken kalkanları aşağıda unutmuşum. Titanik'e çarptım ve işte buradayım.
J'étais en train de le réparer, défenses baissées, il s'est cogné dans le Titanic, et me voilà.
Aşağıda hayranlarımı gördüm
J'ai vu mes fans en bas.
Biraz araştırma yaptım. Yaşam alanları deniz dipleri yani suni resiflerden en az 30 metre daha aşağıda.
Maintenant, en regardant de plus près ils vivent dans la région Benthic, qui est au moins 30 mètres plus profond que ce récif
Bir dalgıcımız aşağıda kaldı.
Nous avons un plongeur à terre.
Rezil arkadaşının da sizden aşağı kalır yanı yoktu. Beceriksiz, iğrenç bir kurbağa ve cani.
J'ai pas quitté mon village pour frémir, blêmir ou m'enfuir!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]