English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir bak bakalım

Bir bak bakalım Çeviri Fransızca

627 parallel translation
Bir bak bakalım ne istiyormuş, Cora.
Essaie de savoir ce qu'il veut.
Bir bak bakalım izler Danny Leggett ile uyuşacak mı, New York'lu gangster.
Vérifiez les empreintes de Danny Leggett. Une intuition que j'ai.
- 10 dakikadır görmedim. - Önde mi, git bir bak bakalım.
Désolé, je veux mon argent.
Uyanık mı diye bir bak bakalım.
Allez voir s'il est réveillé.
Sen şiire bayılırsın. Şuna bir bak bakalım.
Toi qui es férue de poésie, aide-moi donc.
- Hey, Gus. - Ne var? Bu adam işimize yarar mı, bir bak bakalım.
Gus, vois si ce gars peut nous être utile à quelque chose.
Git bir bak bakalım.
Essayez d'éteindre.
Wilson, etrafa iyice bir bak bakalım.
Pourriez-vous inspecter cet endroit de fond en comble?
- Yancy, dışarı bir bak bakalım.
- Yancy, jette un coup d'œil autour.
Doktor iyi bir uyku çekmeni sağlayacak bir şey veremez mi, bir bak bakalım.
Voyez si le toubib peut vous donner quelque chose pour dormir.
Hey çenesi düşük, sen kuyuya bir bak bakalım içinde neler yapabilirsin?
Hé, baratineur. Cours donc jusqu'au puits pour voir si tu y arrives.
Git bir bak bakalım.
Va voir.
Otopsi için izin verecekler mi bir bak bakalım.
Voyez si vous pouvez les persuader de nous laisser faire une autopsie.
"Sam, şu isime bir bak bakalım." Baktım ve çok güzel olmuş dedim.
"Sam, regarde le nouveau papier à lettres." J'ai regardé et j'ai dit : "Très joli."
Önce bir bak bakalım.
Ça vous permettra de vous faire une idée.
Alec, git bir bak bakalım. Hans - -
Alec, allez voir.
Hey ufaklık. Şuna bir bak bakalım.
He, ma puce, regarde ca!
Hadi, kuzucuğum. Bir bak bakalım.
Vas-y, côtelette d'agneau.
Billy yarın bu iki yere bir bak bakalım.
Demain matin, Billy, tu iras voir ces deux endroits.
Git bir bak bakalım, neden durmuşuz.
Allez voir pourquoi.
Bir bak bakalım, Scotty.
Voyez ce qui se passe, Scotty.
Tamam Champ, bir bak bakalım.
Regardez Champ.
Git bir bak bakalım delirmiş mi.
On y va, pour voir si c'est un dingue.
Donald, bak bakalım dışarıda bir adam görebilecek misin.
Donald, voyez s'il n'y a pas un homme devant la maison.
Kafamın içine girdiğinizde bir bakın bakalım içinde hiç mantık var mı?
Voyez dans mon crâne si vous y trouvez un peu de bon sens.
- Bak bakalım Wally bir şey istiyor mu?
- Wally te demande. - Impossible.
Bir de bak bakalım Charleston adlı eski bir hırsızla ilgili ne bulabilirsin.
Essayez de me retrouver un vieux truand du nom de Charleston.
Dairelerine bir bahaneyle falan gir. Bak bakalım neler öğrenebileceksin.
Trouve un prétexte pour entrer chez eux et vois ce que tu peux trouver.
Ben sözü geçirirken bak bakalım bu çılgın fikrine bir onay getirebiliyor musun.
Essayez d'avoir confirmation pendant que je transmets votre idée.
Ve Stella, bir tutam suni menekşe olacaktı kutuda, bak bakalım bulabilecek misin? Yakama iğne ile beraber takacağım!
Regarde aussi si tu trouves quelques violettes artificielles pour aller avec.
Bir tane aşağı birleştirme yerine bak bakalım yemekhanede çalışıyor mu.
Mets-en un autre à l'angle de ces couloirs. Vérifie le mess.
Şehir Lisans Bürosuna gitmeni istiyorum... ve Henry Jarrod adında bir adam var mı yok mu bak bakalım.
Passez-moi Shane. Je veux que vous alliez au bureau des permis de la ville... et fassiez des recherches sur un dénommé Henry Jarrod.
Bak, Bobby. Bu neymiş bir tahmin et bakalım?
On va voir si tu arrives à trouver celui-là, Bobby.
Hale bak, şeklimi bozdular. - Evet, şimdi bir bakalım, 4 gazoz, 6 kola, 2 meyvalı gazoz ve bir bira.
Vous me devez quatre orangeades, six coca, une bière.
Bak bakalım ecza dolabında bir şey var mı.
Allez voir dans l'armoire à pharmacie ce qu'il y a.
Kızlara bakmaktan başka bir şey yapamadığına göre... tamam, köle, hadi bak bakalım.
Puisqu'il ne peut rien faire d'autre que regarder les filles... allez, esclave, regarde.
Bak George söyle bakalım, keskin bir ağrı mı, hafif bir ağrı mı... -... yoksa kötü bir ağrı mı? - Evet.
Alors, Georges, est-ce une douleur aiguë, une douleur diffuse ou plutôt un serrement?
Kontrol et, etrafı yokla ve bak bakalım eksik bir şey var mı.
Vérifiez si tout est bien là.
- Bak bakalım bir şey olmuş mu?
- Il y a rien?
Alın. Bakın bakalım bir şey var mı.
Regardez si vous pouvez tirer quelque chose de ça.
Norman, sen ve Earl bir bakın bakalım çoban görebilecek misiniz?
Norman, avec Earl, va voir si tu trouves un berger.
Bir bakın bakalım. Biliyorum. Eminim sadece okuma gözlüğü kullanıyorsunuzdur.
Vous ne les utilisez que pour lire, hein?
Bones, bak bakalım bitki örtüsü ve parazitinle ilgili bir şey bulacak mısın.
Bones, essayez d'en savoir plus sur la végétation et son parasite.
Bir bakın, bakalım orada mı?
Regardez s'il est à l'intérieur.
Bakın bakalım, oradan bir şey görebilecek misiniz?
Essayez de repérer quelque chose.
Bir bakın bakalım.
Touchez-la.
Önümde iki haftalık bir tatilim var kendi kendime dedim ki : "Uzan oralara, araziyi incele, bak bakalım" "Belki bir kulübe kiralarsın."
Je vais avoir deux semaines de congés, alors je me suis dit : "Va jeter un coup d'œil dans le coin. " Tu pourrais y louer un chalet. "
Bak bakalım, bir şey bulabilecek misin?
Tu arriveras peut-être à y comprendre quelque chose.
Cuma günü bir hücum antrenmanı var, bak bakalım nasıl gidecek.
On fera une mêlée vendredi et on verra s'il résiste au contact.
Bir adama bir amfi, bir de synthesizer ver, bir şey oluyor mu, bak bakalım.
Donnez à n'importe qui un micro, ça ne fera pas de lui une star.
Şimdi, söz gelimi, işte bir tane daha. Bakın bakalım bundan ne çıkarabiliyorsun.
En voilà un autre, dites-moi ce que vous en pensez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]