English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir bakalım

Bir bakalım Çeviri Fransızca

10,677 parallel translation
Bir bakalım.
Voyons ça.
Pekâlâ, bir bakalım...
Voyons voir ça...
Haydi dostum, ne varmış bir bakalım.
Allons voir ce qu'on a.
Unuttuğum bir şey var mı? Bir bakalım.
Est-ce que j'oubli quelque chose?
Şimdi, bir bakalım.
Maintenant, voyons.
Bir bakalım, hadi!
Prends-le! Aller!
Bir bakalım.
Voyons voir...
Pekâlâ, şu taş parçasına bir bakalım o halde.
Bon... voyons voir cette pierre que vous avez.
Raven iki gün öncesine bir bakalım.
Raven, reculons de deux jours.
Öğleden sonra 2 : 53'e bir bakalım.
Voyons voir à 14h53.
- Dutch... - Tamam, bir bakalım... Standart şirket kodu çalışıyor mu?
D'accord, voyons si le code par défaut de la Compagnie fonctionne.
Şimdi gidip Todd'un arabasına bir bakalım.
Maintenant jetons un coup d'œil à la voiture de Todd.
Önce ne diyeceklerine bir bakalım.
Nous entendons d'abord ce qu'il voulait dire.
"Ne diyeceklerine bir bakalım."
'Ecoutons ce qu'elle a à dire.'
Bil bakalım kim üst katta şnorkelle dalma da bir altın madalya daha kazandı.
- Devine qui est là à ronfler comme un sonneur?
Bilin Bakalım Yemeğe Kim Gelmedi? - Sadece bir defa arasa iyi olur diyorum.
Je dis juste que ça serait sympa que, juste une fois, il appelle.
Dairesine bir gideyim bakalım.
Il faut que j'aille à son appartement.
Bir daha bas bakalım!
Appuyez encore!
Böylece deneyebilirsiniz? Ne düşündüğünüze bir bakalım.
Voir ce que vous en pensez.
Bir bira verin bakalım.
Une bière.
Hadi bakalım uzun, mutlu bir hayata ve hızlı, kolay bir ölüme! Güzel, dürüst bir kıza ve sert bir viski ve bir diğerine!
Trinquons à une vie longue et heureuse, à une mort rapide et facile, à une jolie et honnête fille, à un whisky fort et un de plus.
Önce bir toplantının nasıl gittiğine bakalım.
On verra après la réunion.
Tamam, East Bay'e bakalım bir de.
Nous pouvons vérifier l'East Bay.
Çizimi bir çok departmana göndermeliyiz. Bir şey bulabilir miyiz bakalım.
On pourrait envoyer le portait dans nos différents services et voir si on a une ressemblance.
Bakalım şuradan bir fikir çıkarabilecek miyiz?
Ok... voyons voir si l'on peut y caser une idée comme ca.
- Başla bakalım, Bayan bir buçuk katı.
Tient, madame heures supp.
Narkotikten bir kaç arkadaşımla konuşurum... bakalım ne çıkacak.
Je vais parler à mes collègues des narcotiques... voir ce que j'apprends.
O bölgede aracımız olup olmadığına bir bakalım.
Je regarde s'il y a une voiture dans les alentours.
Bir bakalım.
Laisse-moi voir.
Bir dene bakalım.
Essaye de m'expliquer.
Üst katta bir kliniği var. Bakalım test için onay verecek mi...
Elle dirige une clinique dans une pièce là haut.
Bir ara galerime bakalım derim.
On devrait aller à ma galerie.
- Bir saniye durun bakalım orada!
Attendez une seconde.
Benim için ne bulabileceksin bir bak bakalım.
Pour moi.
Bakalım bir şeyler bilen birileri var mı?
Voir si quelqu'un sait quelque chose.
Bakalım açacak mı? Belki bir buluşma ayarlayabilirim.
Voir si elle me répondra ou si je peux la rencontrer quelque part
Hadi bir de Sue'nun sözde sevgililerinden başka bir tanesinin ne diyeceğine bakalım.
Ecoutons un autre amant présumé de Sue pour voir ce qu'il a à dire.
Oku bakalım bir tane.
Alors on va en écouter un.
Bir öpücük ver bakalım.
M'embrasser?
Haydi bakalım Marshall-Kenner Hanım artık yanınızda bölgenin gerçek bir yerlisi olduğuna göre nereden başlamak istersiniz?
Mme. Marshall-Kenner, maintenant que vous avez un vrai lieu pour vous montrer dans le quartier, par où voulez-vous commencer?
Onları benden almak istiyorsan gel de bir dene bakalım.
Si tu aimerais les essayer et les prendre, par tous les moyens, vas-y.
Bir sonraki sefere at falan bakalım bence.
La prochaine fois, il faudrait vraiment penser à prendre des chevaux.
Bir bakalım.
Voyons voir.
Bakalım birinin çalınmaya değer bir sırrı var mı.
Vois si quelqu'un a un secret qui mérite d'être volé.
Bak bakalım odayı temizledikleri zaman, alışılmadık bir şey fark etmişler mi?
L'heure où elles ont nettoyé la chambre et si elles ont remarqué quelque chose.
Nero'yu bir ziyaret edelim. Bakalım neden ABADDON'un saldırı listesinde.
C'est le moment de rendre une petite visite à Nero pour découvrir pourquoi ils sont sur la liste d'ABADDON.
Gidip vericiyi bulacağım. Sonra göreceğiz, bakalım. Eğer bir şey kalırsa da Dutch'tan önce toplayacağım.
Je vais récupérer le transpondeur, et puis on ira voir si on peut trouver quelque chose avant que Dutch mette la main sur tout.
Bir vuruş evet, iki vuruş hayır falan filan bakalım böyle neler elde edeceğiz.
Un coup pour "oui", deux pour "non", par exemple, et nous verrons ce que nous pouvons obtenir.
DMV'den plaka bilgilerini al LeFrak'le irtibata geç ve bak bakalım Ruiz saklanırken arabası herhangi bir kameraya falan yakalanmış mı.
Demande la plaque d'immatriculation à partir de le DMV et contact la direction du LeFrak pour voir si la voiture est apparu sur une des caméras de sécurité pendant que Ruiz était enfermé là, ok?
- Tamamdır. Ben bir arayayım. - Dur bakalım.
Bon, j'appelle.
Hadi bakalım, devam etmeli ve sokağa çıkan bir yol bulmalıyız.
Il faut avancer, trouver un accès vers la rue.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]