Gitmeyin Çeviri Fransızca
1,060 parallel translation
Gitmeyin!
Ne partez pas!
Üzerlerine fazla gitmeyin, Vaiz.
Ne soyez pas trop dur!
Sizi de. Hayır, gitmeyin.
Ne partez pas!
- Lütfen, gitmeyin.
Mme Anna, toi pas partir!
Sevgili arkadaşımız ve öğretmenimiz iyi kalpli meleğimiz lütfen uzaklara gitmeyin.
Chère amie et maîtresse : mon Dieu, Seigneur... ne pars pas.
- Gitmeyin, Bayan Anna. - Lütfen gitmeyin.
Nous supplions, pars pas!
Bu randevuya gitmeyin.
N'allez pas a ce rendez-vous.
- Gitmeyin.
- Maintenant, ne partez pas.
Şerife gitmeyin diye. İnin.
Ça t'empêchera de courir chez le shérif.
- Bayan sakın bir yere gitmeyin.
- Mademoiselle, ne bougez pas.
Bay Holden! Gitmeyin, Bay Holden!
Ne partez pas, M. Holden!
- Benim yüzümden gitmeyin. - Gitmemiz gerekti zaten.
Rentre vite chez toi.
Lütfen kaçıp gitmeyin, Bayan Webster.
Ne vous détournez pas.
- O tarafa gitmeyin bence.
- Je vous déconseille de passer par là.
- Gitmeyin.Beni yalnız bırakmayın.
- Ne me laissez pas!
Kızlar, bir süre eğlenin. Gitmeyin ama.
Vous, mesdames, amusez-vous un peu mais surtout attendez-nous patiemment.
Gitmeyin.
Ne partez pas.
Ona gitmeyin.
N'y allez pas.
Katiyen Devonshire'a yalnız gitmeyin.
Ne vous rendez pas seul au Devonshire.
Sakın televizyon izlemeye gitmeyin.
Ce ne serait pas plutôt la télé? Je ne veux pas vous y voir.
- Gitmeyin, bekleyin.
- Non, attendez.
Ben acıktım! Taze yiyecek arayacağım. Çok uzağa gitmeyin.
on est dans une serre ici je vais chasser de la viande fraîche ne t'éloigne pas c'est pour quand?
Gitmeyin.
Vous n'avez pas oublié.
Çok hızlı gitmeyin.
N'allez pas trop vite!
İstemiyorsanız siz gitmeyin.
Partez avec eux si vous voulez.
Lütfen gitmeyin.
Ne partez pas!
Tanrı bunları görmüyor sanma! Lütfen gitmeyin gerçekten sizi gücendirmek istememiştik! Hayır bırak beni!
Personne n'a voulu vous offenser!
Lütfen gitmeyin Bayan Jekyll.
Non, ne partez pas, Mme Jekyll.
Birbirimize destek olmalıyız Shirai üzerine çok sert gitmeyin.
Vous devez rester solidaires. N'embêtez pas Shirai avec ça.
Gitmeyin!
Oh non, je vous en prie!
Gitmeyin o zaman.
Alors, n'y allez pas.
Asker arkadaşlar! Ne olur yiyecek aramaya gitmeyin artık.
Ne parlez plus de nourriture!
- Daha çok erken, gitmeyin. Hirayama?
Restez encore un peu.
Boşuna oraya gitmeyin.
Le voyage est inutile.
Oraya gitmeyin.
N'y allez pas.
Eğer hayatınıza değer veriyorsanız, oraya gitmeyin.
Mais si vous tenez à votre vie, n'y allez pas.
Bu gece burada kalın, hiçbir yere gitmeyin.
J'aimerais que vous n'alliez nulle part et restiez ici ce soir.
Hemen gitmeyin!
Ne partez pas!
Gitmeyin lütfen Bayan Anderson.
Restez, Mlle Anderson.
Siz bir dolaşın, ama çok uzağa gitmeyin.
Oh, euh, regardez autour de vous, mais ne vous éloignez pas trop.
- Gitmeyin Bay Martinez. - Başka bir yerde randevum var.
J'ai un rendez-vous ailleurs.
Buen Retiro'ya gitmeyin.
N'allez pas ce soir au Buen Retiro.
Gitmeyin.
Ne bougez pas.
- Gitmeyin!
- Lâchez-moi!
Imagawa nakliye yerine nehirden gitmeyin.
Il ne faut pas aller au relais d'Imagawa par la riviére.
Lütfen hemen gitmeyin!
Ne t'en va pas.
Oh, hayır. Sakın gitmeyin.
Ne partez pas!
Lütfen gitmeyin.
Non.
Gitmeyin.
Restez à vos postes! Revenez à vos postes!
Gitmeyin.
Restez.
Sizin gibi bir kızı yüzüstü bırakmaya kimsenin hakkı yok. Gitmeyin.
On ne peut pas abandonner une fille comme vous.
gitmemi mi istiyorsun 48
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmek 43
gitme 1049
gitmedim 39
gitmem lazım 361
gitmelisin 203
gitmek istiyorum 180
gitmem gerek 808
gitmeyeceğim 167
gitmek istemiyorum 210
gitmedi 39
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102
gitmem gerekiyor 305
gitmen gerekiyor 24
gitmem 53
gitmeni istemiyorum 71
gitmeliyim 1495
gitmek istiyorsun 19
gitmek mi 131
gitme zamanı geldi 35
gitmeden önce 102