Iki gün oldu Çeviri Fransızca
261 parallel translation
Geleli henüz iki gün oldu, bu sebepledir ki izlenimleri doğal olarak biraz bunaltıcı. Onu akvaryuma götürdüm. Flatiron Binası'ndaki asansör ile yukarı aşağı yapıp durduk ve haliyle de kendimizi en sonunda Grant'ın mezarında bulduk.
On a visité l'aquarium, un gratte-ciel, et bien sûr, le tombeau du général Grant.
- Daha iki gün oldu. - İş için mi buradasınız? - Evet, bilirsiniz.
Vous voyagez pour affaires?
Döneli iki gün oldu, tenim açılmaya başladı bile.
On est rentrés il y a deux jours et j'ai déjà perdu mon bronzage.
Evet, iki gün oldu.
Oui, depuis l'autre jour.
Çok umrumda değil ama iki gün oldu.
Ca ne me gêne pas, mais ça fait 2 jours.
Kaybolalı iki gün oldu ve ondan henüz hiçbir haber alamadık.
Cela fait deux jours que nous sommes sans nouvelles.
- Sadece iki gün oldu biliyorum...
Je sais que ça ne fait que deux jours...
Evleneli daha iki gün oldu.
Nous avons été mariés deux jours.
Bak iki gün oldu. Belki başına bir iş geldi.
Il lui est peut-être arrive quelque chose.
Kuzenim onunla tanışalı yalnızca iki gün oldu!
Je te dis qu'elle ne le connaît que depuis deux jours.
Muz teknesinden falan mı düştün? Ben muz teknesiyle seyahat etmiyorum. Şehri dolaşmaya başlayalı iki gün oldu bile.
Dans cette ville? T'es tombé du cargo de bananes, ou quoi? Je voyage pas avec les bananes. ça fait déjà deux jours que je suis dans le coin.
Daha iki gün oldu.
Ça fait deux jours seulement!
Biraz yavaşım. İşe başlayalı iki gün oldu.
Je suis pas rapide, ça fait que deux jours que je suis là.
Şimdiden iki gün oldu.
Ça fait déjà deux jours.
Ama, Odo iki gün oldu.
Mais cela fait deux jours.
- İki gün oldu. - Ne yapıyorsun?
Quand es-tu sorti?
Kafam kazan gibi oldu. Koca iki gün!
Ma tête est sur le point d'exploser.
Sadece iki gün hasta oldu.
Il n'a été malade que deux jours.
Nolan ailesinin aynı gün iki diploması birden oldu.
Deux diplômes le même jour dans la famille de Nolan!
Koskoca iki gün boşa gitti, heba oldu!
Deux jours gâchés.
Bu ay bir iki gün erken oldu, değil mi?
En avance ce mois-ci?
Birkaç gün hesap tutabilirim. Ama bununki iki hafta oldu.
Je peux faire crédit un ou deux jours, mais là, ça fait plus de deux semaines.
İki... üç gün oldu. Kendinizde değildiniz pek.
Pendant deux ou trois jours... vous n'avez cessé de délirer.
Eski günlerin hatırına mı? İki gün oldu.
Le bon vieux temps d'il y a deux jours?
Durmadan yürüyoruz ama hep aynı tas aynı hamam. İki gün oldu.
Ça fait deux jours qu'on marche sans arręt... qu'on tourne en rond.
İki gün iki gece oldu ve... İçerim diye korkup seni çağırdım.
Deux jours et deux nuits sans nouvelles.
Ve daha çalışmaya başlayalı birkaç gün oldu. Eğer bir, iki, üç, on yıl bu şekilde devam edersen ne kadar zengin oluruz, bir düşünsene.
Ce qu'on sera riches dans un an, deux ans...
Geçen sene temmuzda iki, ağustosta 3 gün yaz oldu.
Surtout pour moi qui vis à Londres. L'année dernière, l'été a duré 2 jours en juin et 3 jours en août.
İki gün oldu, değil mi?
Ça fait bien deux jours?
Bu son iki hafta buradaki en korkunç günler oldu ama siz ikiniz her gün daha sevinçlisiniz.
La semaine qui vient de passer est la plus misérable qu'on ait jamais eue. Et vous êtes plus gais chaque jour.
İki gün oldu.
Ça fait deux jours, maintenant.
İki gün oldu yoldayız. Sen iniyorsun.
On voyage depuis deux jours.
iki gün önce, pazartesi gecesi bunlar oldu.
C'est arrivé il y a deux jours. C'était lundi soir.
- Evet Alf, senle konuşmayalı... bir iki gün oldu. Nasılsın?
Bonjour, vous êtes à l'antenne.
Heidegger'ın çalışacak iki saati daha var ve uzun bir gün oldu.
Heidegger a encore deux heures de travail devant lui. La journée a été longue.
- Ne? - İki gün oldu.
- Ça va faire deux jours.
- İki gün önce bir şey oldu.
Il y a quelque chose qui s'est passé il y a deux jours Quoi?
Aynısı iki gün evvelde oldu.
Comme quand il s'est réveillé à Miharayama. C'est impossible.
Fakat o gün bunu neredeyse imkansız hale getirecek iki beklenmedik şey oldu.
Mais deux incidents imprévus ont rendu cela impossible.
Buraya geleli henüz beş dakika oldu. Ben genelde gözetlediğim insanlarla - tanışmak için iki üç gün beklerim.
Je n'avais pas l'habitude de parler si vite avec ceux que je surveille.
Arayali iki gün oldu.
Mais deux jours que vous venez pas.
İki, üç gün erken oldu ama...
C'est dans un jour ou deux, mais j'ai confiance.
İki gün sonra. - Çok uzun zaman oldu. - Biliyorum.
Il fallait un meneur.Quelqu'un pour ouvrir la voie.
İki gün oldu.
Ça fait deux jours.
İddialara göre polisin iki gün önce yaptığı,... vahşilik, olayların başlamasına neden oldu. Yerel halktan Abdel lchaha, sorgu sırasında feci şekilde dövüldü. Polis müfettişi görevinden uzaklaştırıldı.
Ces émeutes font suite à la bavure d'un inspecteur qui a blessé un jeune pendant une garde à vue.
- İki gün oldu.
- Mais ça fait deux jours.
İki gün önceki kadına ne oldu? Küçük bir kızı olan.
Et cette femme, il y a deux jours, avec la petite fille?
İki gün oldu.
Phoebe, ca fait 2 jours...
- İki gün oldu. - Kaçtığını düşünüyorum.
- Ca fait déjà 2 jours.
İki gün oldu ve Lennox bir ilerleme kaydedemedi.
En deux jours, Lennox n`a fait aucun progrès.
İki gün oldu peder bey.
Deux jours, mon Père.
iki gün sonra 30
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gündür 16
iki gün içinde 17
iki gün mü 20
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
iki gün 84
iki gün önce 62
iki gündür 16
iki gün içinde 17
iki gün mü 20
oldu 1287
öldü 1127
oldu mu 547
öldü mü 447
öldüm 57
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
öldür 344
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
oldum 49
oldukça 284
öldün 58
öldürdü 16
öldür 344
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
olduğunu biliyorum 33
öldürürüm 37
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516
oldu bil 39
öldüğünde 37
öldürür 25
öldürmek 62
öldürülmüş 50
öldük 27
oldu o zaman 19
öldürecekler 16
olduğun yerde kal 516