English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ N ] / Ne olduğunu

Ne olduğunu Çeviri Fransızca

89,018 parallel translation
Polis ne olduğunu düşünüyor?
Que dit la police?
Jason'a ne olduğunu biliyor mudur sence, öldürüldüğünü?
Tu crois qu'elle est au courant pour Jason?
Bunun ne olduğunu biliyor musun?
Tu sais ce que c'est?
Ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce que vous faites.
Şimdi ne olduğunu biliyorsunuz.
Maintenant vous savez ce qu'il se passe.
Her konuda en iyisinin ne olduğunu bildiğini sanıyor ama öyle değil.
Elle croit savoir ce qui est... le mieux pour tout, mais elle se trompe.
Madeleine ne olduğunu öğrenince öfkeden gözü kör geldi.
Quand Madeleine a appris ce qu'il se passait, elle... est arrivée enragée. Et laissez-moi vous dire, c'était une sacré scène.
Peki bir süre sonra bu suçlamaları ona kendiniz aktarabilirsiniz. Ama önce, bütün bu tartışmaların ne olduğunu duyalım.
Vous pourrez lui en parler directement dans un moment, mais pour l'instant, écoutons l'objet de toute cette polémique.
- Yalnızlığın ne olduğunu bilirim.
- Je sais ce que c'est que d'être seul.
Küçük bir miktar parayla yapıyorum Ülkenin her yerinde onu takip ediyorum. Onun ne olduğunu açığa çıkarmak için elimden geleni yapıyorum.
Avec le peu de moyens dont je dispose, je la suis partout dans le pays et je fais le maximum pour dénoncer ce qu'elle est.
Gizli virüsü aktifleştiren bir şey var ve ne olduğunu bilen tek kişi Arias.
Quelque chose active ce virus en sommeil, seul Arias sait ce que c'est.
Biz bunun ne olduğunu bulana kadar hepimiz, yaşayanlar ve ölüler onun potansiyel silahlarıyız.
En attendant, tout le monde, mort ou vivant, peut devenir une arme.
Ne olduğunu biliyorum.
Je sais ce qui s'est passé.
Hastanede ne olduğunu sordular.
À l'hôpital, ils m'ont demandé pourquoi.
Geyşanın ne olduğunu biliyor musun ki?
Tu sais ce que c'est, une geisha?
- Keşke ne olduğunu söyleyebilseydim.
J'aimerai pouvoir en dire autant.
- Ne olduğunu bulmana yardım edeyim mi?
Besoin d'aide pour trouver?
Bunun ne olduğunu öğrenmeliyiz!
Nous devons découvrir ce que c'était!
Gerçekten ne olduğunu söyle.
Dites-moi simplement ce qui s'est vraiment passé.
Kıvılcımdaki kene, planın ne olduğunu bile bilmiyoruz.
Mercredi, on ne sait même pas quel est le plan.
Mitin ne olduğunu biliyor musun?
Tu sais ce qu'est un mythe?
Bana o gece neler olduğunu bilmiyorum.
Je ne sais pas ce qui m'a prise, ce soir-là.
Ne olduğunu bile sormadın.
Attendez de savoir.
Sanırım boktan işler yapan bir aileye sahip olmanın ne demek olduğunu biliyorum.
Je sais ce que c'est d'être déçu par ses parents.
Tam da demek istediğim bu anne. En iyisi olduğunu düşündüğün şeylerde karar kılıyorsun ve senin en iyisini bildiğinden şüphe ettiğim halde karara beni dahil etmiyorsun.
C'est exactement ce que je veux dire, Mère... je suis fâché car tu décides ce qui est le mieux et tu ne m'inclus pas dans la décision, alors que je ne suis pas sûr que tu saches ce qui est le mieux.
Gözünün önünde ve o anda tecrübe etmediğin sürece neyin gerçek, neyin yalan olduğunu anlamak zor.
Il est dur de savoir ce qui est réel à n'importe quel moment, à moins que ce ne soit juste en face de toi et que tu le vis.
Amanın, şu go-kartlı olan şeyin go-kart yarışmasından olduğunu söyleme.
Oh, ne me dites pas celle-là avec le kart, Pour un concours de kart.
Anne, Charlie 6 yaşımdayken neler olduğunu
Maman, Charlie ne veut pas voir
Kardeşim, patronun ne kadar huysuz biri olduğunu bilemezsin.
Le patron est vraiment pas commode.
- Hadi. En azından aranızda ne olduğunu söyle.
Qu'est ce qu'il s'est passé entre vous?
Bağlı olduğunu gösterecek hiçbir şey yok.
Rien ne montre qu'il était attaché.
Orada ne işim olduğunu sordu.
Elle m'a demandé ce que je faisais là.
Leamington'da bir tanıdığım olduğunu düşünmüyorum.
Je ne connais personne à Leamington.
William'a ne olduğunu bildiğimizi düşünüyoruz.
On croit savoir ce qui est arrivé à William.
Tyrell Hanesi'nin güvenliği için gerekli olduğunu düşündüğüm ne varsa yaptım.
Et j'ai fait ce que je pensais nécessaire pour protéger la Famille Tyrell.
Burada olduğunu bilmiyordum.
Je ne savais pas que tu étais ici.
Ne için olduğunu bilmiyordum ama vakti geldiğinde anlayacağımı biliyordum.
Je ne sais pas pour quoi, mais je savais que je devais être prêt.
Ama orada olduğunu söylediklerin gerçekten varsa... Bu savaşın geçmesini bekleyemem.
Mais si vous dîtes vrai, sur ce qui nous attend, je ne peux rester à l'écart.
Buralarda 20 dakika daha dolaşırsan ne kadar güçlü olduğunu göreceksin.
Si vous pouvez tenir une vingtaine de minutes, vous constaterez sa puissance.
Üzgün olduğunu ama Amerika'da yaşayamayacağını söylüyor.
Il dit qu'il est désolé mais qu'il ne peut pas vivre en Amérique.
Pasha'nın durumunun ne denli kötü olduğunu görememişim.
Je n'ai pas vu que Pasha allait mal.
Kim olduğunu söyleyemiyorsun ama.
Et tu ne peux pas me dire qui.
Neler olduğunu anlatır mısınız?
Juste... dites-moi, qu'est-ce qui ne va pas?
- Senin olduğunu bilmiyordum.
- Je ne le savais pas.
Nerede olduğunu bilmiyorum.
Je ne sais pas où il est.
Ne kadar delice olduğunu hiç düşündün mü, bir helikoptere atlayıp çılgın bir bilim insanının özel adasına atlamayı?
Tu ne t'ais pas dit que c'était insensé de sauter de l'hélico sur l'île privée d'un scientifique fou?
Ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyor muyum sence?
Tu penses que je ne sais pas qu'il est dangereux?
Kaçınmak için ne gerekirse yapacağız ama mahkûmların ne gibi silahları olduğunu bilmiyoruz ve adamlarımı oraya silahsız yollamam.
On fera notre possible pour l'éviter, mais on ignore comment elles sont armées, et je refuse d'envoyer mes hommes non armés.
- Ne tür olduğunu biliyor musun?
Et plus tard non plus. - Tu connais sa race?
Sonra, ne kadar güçlü olduğunu biliyorum.
Et je verrai à quel point vous êtes fort.
Neden bana senin hatalı olduğunu söyleyemez misin?
Pourquoi ne pas me dire ce qui ne va pas?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]