English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tan

Tan Çeviri Fransızca

232,764 parallel translation
Tanıdım bu sesi.
Je reconnais cette voix.
Tamirat istasyonu kullanıcıları, lütfen kendinizi tanımlayın.
Occupants de l'atelier, veuillez vous identifier. Occupants de l'atelier, veuillez vous identifier.
- Hareket edemiyorum. - Bu kıyafet an itibariyle sorun tanılama amacıyla kapalı konumdadır.
- La combinaison est hors-ligne pour diagnostic.
Enzomodons, tanıştıkları diğer ırkların da kendileri gibi birbirini sindirerek iletişim kuracağını varsaymış.
Bref. Les enzomodons croyaient que toutes les espèces qu'ils rencontraient communiquaient comme eux, en se digérant les uns les autres.
Gelin siz de tanışın.
Venez le rencontrer.
O sizinle tanışmak için buraya geldi.
Il est venu ici pour vous voir.
Sizin gibi bir sürü insanla tanıştı.
Il a rencontré des tas de gens comme vous...
Sanırım Mars'tan nasıl dönebildiğimizi unutuyorsunuz.
Je pense que vous oubliez comment nous sommes rentrés de Mars.
Hayır Austin. Seni sevdim ama daha yeni tanıştık.
Austin, on vient de se rencontrer.
Eyaleti temsil ettim. Valiyle tanıştım.
J'ai même serré la louche au gouverneur.
Steve Harvey'ye tanıtım filmimi de vereceksin.
Et vous parlerez de moi à Steve Harvey.
Seni muhasebecilerimden biriyle tanıştırayım
Je voudrais vous présenter un de mes comptables,
Hükümetinin, Tanık Koruma listesi çalındı.
La liste de votre gouvernement sur la protection des témoins a été volé.
Tanık koruma listesinin çalınmasıyla zamanlaması tesadüf olamaz.
Et avec la liste de protection des témoins à l'air libre, Le moment n'est pas une coïncidence.
Kimlikleri ortaya çıkarsa tanıkların her biri tehlikede olacaktır.
Chacun de ces témoins serait en danger Si leurs identités sortir.
Reddington geçmişte çalıştığı, bana kefil olacak birisini tanıdığını söyledi.
Reddington dit qu'il connaît quelqu'un avec qui elle a travaillé dans le passé Qui peut me témoigner.
Margot Rochet'i tanıdığımı sana düşündüren ne?
Qu'est-ce qui vous fait penser que je connais Margot Rochet?
Margot'u tanırım.
Je connaissais Margot.
Çalışacağı insanları tanımayı sever.
Elle aime connaître les gens avec qui elle travaille.
Ve o Tanık Koruma listesini aldıktan sonra
Et après avoir obtenu cette liste de temoins,
Margot Rochet'i zaten tanıyorsunuz.
Vous connaissez déjà Margot Rochet.
Tanık Korumasında bir şantaj muhbiri
Un informateur de raquettes dans la protection des témoins
Yıldız tanıkları öldüyse, yok.
Pas si leur témoin est mort.
Margot'a karşı tanıklık et.
Témoignez contre Margot.
- Elizabeth, onu tanırsın.
- Elizabeth, tu la connais. Liz :
Tanırsın.
Tu fais.
Tanıklık etmeyi seçti.
Elle a choisi de témoigner.
Tanıştırayım, Patty Logan.
C'est Patty Logan.
Etrafımda dönüp saldırmadan önce beni tanımaya çalışacaklar.
Ils vont m'encercler pour me comprendre avant d'attaquer.
- Her ne kadar kusurlu olsam da tanışmamızdan öncesine göre hala daha iyi bir insanım senin sayende.
Aussi imparfait que je sois, Je suis devenu une meilleure personne qu'avant de te connaitre, merci à toi. Vas-y!
Köpekbalıkları etrafında dönüyor onu tanımaya çalışıyorlar.
Les requins l'encerclent ; ils l'étudient.
- İlk tanıştığımız zamanı hatırlıyor musun?
Tu te souviens quand on s'est rencontrés?
- Tanıştığımıza memnun oldum Philip.
- Enchantée, Philip.
Rusya'da tanıdığı herkes bildiği her şey yok olunca Alexei'nin ne diyeceğini görmek isterdim.
J'aimerais voir ce que dira Alexei quand tout ce qu'il connaissait de la Russie sera anéanti. J'espère qu'on empêchera que ça se produise.
Babam spor salonunda tanıştığı kadınla çıkmaya başladı.
Mon père a rencontré une femme à la salle de sport.
Tanıştığımıza memnun oldum.
_
Sizinle tanışmak hayatımı değiştirdi.
Vous rencontrer m'a transformée.
Tanıştığımıza memnun oldum.
Enchanté.
Sizinle tanışmayı çok istedim.
Je voulais beaucoup vous rencontrer.
- Öyle. Birbirimizi tanımaya başlayınca beklemek zor geldi.
Quand on commence à se connaître, c'est difficile d'attendre.
Bu aileyi tanıyorum ben.
Je connais cette famille.
Chris, St. Edwards'tan önümüzdeki bir-iki hafta içinde haber alırız dedi.
Chris pense qu'on aura un retour de Saint-Edward d'ici 2 semaines.
Savaştan sonra Almanya'da tanışmışlar.
Ils se sont connus en Allemagne après la guerre.
- Tanıştığımıza memnun oldum Henry.
Ravi de t'avoir connu.
Stan'in patronuyla tanıştım, Karşıistihbarat'ın başıymış bir de ortağı Dennis'le tanıştım, olaylara birlikte bakıyorlar.
Stan m'a présenté son patron, le chef du contrespionnage, et son coéquipier, Dennis. Ils travaillent ensemble.
Bahsettiğiniz insanı tanımıyorum.
Je... Je ne la connais pas.
Rusya'dan mı tanıdığımı sanıyorsunuz bu insanı?
Vous pensez que je l'ai connue en Russie?
İş tanımı bu.
C'est la description du travail.
- Tanıştığımıza memnun oldum.
- Enchanté.
Matthew'dan ilk tanıştığımızda hoşlanmıştım.
Tu sais, j'ai eu le béguin pour Matthew la première fois que je l'ai vu.
- Dennis. - Tanıştığımıza memnun oldum.
- Enchanté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]