Tanrı bilir Çeviri Fransızca
1,445 parallel translation
Kızın orada ne yaptığını Tanrı bilir.
Qui sait ce qu'elle fait là-dedans.
Ellerini nereye sürdüğünü Tanrı bilir.
Vous ne pouvez pas prendre mon taux d'alcoolémie.
Belki ben de gitmeliyim. Ne yaptığını Tanrı bilir.
Dieu sait ce qu'elle fait.
Tanrı bilir kaç kez yapmıştır bunu.
Combien de poissons y sont passés?
Bilmiyorum. Ancak Tanrı bilir.
Je n'en sais rien, seul Dieu le sait.
- Beecher'a tecavüz ettin, ve Cyril O'Reily'ye ve Tanrı bilir daha kimlere.
- Tu as violé Beecher, et Cyril O'R eily et Dieu sait combien d'autres.
Tanrı bilir, kardeşin onu hiç kullanmayacak.
C'est pas ton frère qui va s'en servir.
Gün boyu yatakta uzanıyorsun, Tanrı bilir neden. Başım ağrıyor.
Tu restes allongé toute la journée.
İşkence dolu bir evliliğe devam edip... tanrı bilir yaşamınızın kaç yılını heba ettiniz.
Vous êtes restée dans un mariage violent et avez perdu des années de votre vie.
Tanrı bilir, başlarına ne geliyor.
Dieu seul sait ce qui leur arrive.
Tanrı bilir nerelerdeydi.
Va savoir où elle est allée.
Sonra neler olacağını Tanrı bilir.
Et Dieu sait ce qui arrivera.
Tanrı bilir başka neleri var bilmediğimiz.
Dieu sait ce qu'il a d'autre dont on ne sait rien.
Neler yaşadığını, nerede olduğunu Tanrı bilir.
C'est vrai, Dieu sait où elle est, et ce qu'elle doit endurer!
Tanrı bilir.
Dieu seul le sait.
Anthony. Ne yaptı yine tanrı bilir.
C'est Anthony, il a braqué je sais pas quoi.
Bu filmi izlediğimde neler hissedeceğimi tanrı bilir.
Dieu sait ce que je ressentirai quand je verrai ce film.
Brad öldü. Vücudu mahvedildi ve bu hale nasıl geldi, Tanrı bilir.
Brad est mort. son corps est mutilé et Dieu sait comment on est arrivé sur ce chemin.
- Nasıl tepki vereceğini Tanrı bilir.
- Dieu sait seulement comment elle réagira.
- Bunu bilemezsin, sadece tanrı bilir.
- Tu l'ignores. Dieu seul le sait.
Şimdi ne yaptıklarını Tanrı bilir.
Dieu seul sait ce qu'iIs vont faire.
Sana ne yapacaklarını tanrı bilir.
Dieu sait ce qu'ils vous feront.
büyük bir miras bırakacağınızı görseydi, neler yapabilirdi Tanrı bilir.
S'il vous a déshérité, qui sait de quoi d'autre il est capable?
- tanrı bilir, nereden geldin,
Pourquoi? Comment, pourquoi?
Neden yapıyor Tanrı bilir.
Sans raison apparente.
Beni bulup ayaklarımdan bağlayacaklar ve Tanrı bilir nereye götürecekler.
Ils vont venir me chercher, me menotter et m'emmener Dieu sait où.
O ekmeğin içinde ne vardı Tanrı bilir.
Dieu sait ce qu'ils mettent dans leurs pitas.
O nerede Chris, ve Tanrı bilir peşinde dışarı muhtemelen.
Il court sûrement après Chris. Dieu seul sait où ils peuvent être.
- Bir tek Tanrı bilir.
- Mais qu'y a-t-il dans le Maine?
Tanrı bilir nasıl bir işe girmek zorunda kalacağım.
Je suppose que je dois trouver un travail maintenant, faire je ne sais pas quoi.
Gerçi Tanrı bilir, neden bu cennetten çıkmak isteyesiniz ki?
Bien qu'on se demande pourquoi vous voudriez quitter ce paradis.
Ray bunu ancak Tanrı bilir.
Seul Dieu peut en décider.
- Kokain mi diye. İyi mi diye değil. Eğer bu satılırsa Tanrı bilir kaç ceset toplarız.
Si cette saloperie est mise en circulation, ce sera l'hécatombe.
Nereye gittiğini Tanrı bilir.
Allez savoir où elle va.
Diğer bir olasılık ise aramıza çift taraflı çalışan bir ajan girdiğidir, kim için çalıştığını Tanrı bilir - Cezayir Gizli Servisi mi?
On ne peut exclure la possibilité que ce soit un agent double travaillant pour Dieu sait qui. Services secrets algériens,
Bize bunu açmamız neden söylendi, Tanrı bilir.
Dieu seul sait pourquoi on nous a dit d'ouvrir celle-ci.
Tanrı bilir, kendi çatım altında neler oluyordur.
Dieu sait ce qui doit se passer sous le mien.
Aman Tanrım. Charlie. Tanrı bilir hangi zavallı kızdan peydahladın.
C'est pas vrai, quelle pauvre fille as-tu finalement réussi à piéger?
- Tanrı bilir.
- Si Dieu le veut.
"Tanrı bilir" dedi, 5 : 00'te seni görmeye geldi.
Il a dit que si Dieu le voulait, il vous verrait à 17 h.
Ne kadar kötü olduğunuz Tanrı bilir. İstediğim tek şey bunu daha da zorlaştırmak.
Vous avez beaucoup souffert, je ne veux pas en rajouter.
Lowestoft'da, Bournemouth'da ve Chesterfield'da... ve Tanrı bilir başka nerelerde.
Lowestoft, Bournemouth, Chesterfield en Dieu sais-je où encore...
- Tanrı pişmanlık duymadığını bilir.
- Dieu sait que tu n'es pas sincère.
- Tanrı düşündüğümüz her şeyi bilir mi? - Her şeyi.
- Est-ce que vous croyez que Dieu sait tout?
- Cevabı bilir çünkü... - Hey, o Tanrıdır.
Il connaît la réponse parce que... c'est Dieu.
- Tanrı cevabı sizin de bildiğinizi bilir.
Et Dieu sait que vous savez aussi.
Tanrı, saçının bir telinin kımıldayışını bile bilir.
Dieu sait même quand un seul cheveu bouge sur ta tête.
Bizim için nasıl muzur bir bok hazırladıklarını tanrıbilir.
Qui sait quel genre de truc pervers ils nous préparent.
bunlar benim konuşmalarım olurdu sanırım hayır, ama yazdığımda kelimeler arasında bir ahenk kurmaya çalışıyorum kelimeleri birleştirmeye ve bir ritm, bir ahenk kurmaya çalışıyorum daha çok da üretebilirim sadece halka konuşarak kaç hikaye anlattığımı sadece tanrı bilir..
Je pense que ce serait mes discours. Vous n'écrivez pas de poésie. Non mais parfois quand, j'écris j'aime que les mots s'harmonisent.
- Ve Tanrı bilir neler yapacağız.
- Je ne vais pas rester ici.
Paige, o bilir her savaş planı koştu bir savaş tanrıçası olarak
Paige a étudié toutes les batailles.
bilirsin 3409
bilirim 164
bilirsin işte 407
bilir misin 110
bilirsiniz 1045
bilirsiniz ya 19
bilirsin ya 42
bilirsiniz işte 75
bilir misiniz 24
tanrım 20459
bilirim 164
bilirsin işte 407
bilir misin 110
bilirsiniz 1045
bilirsiniz ya 19
bilirsin ya 42
bilirsiniz işte 75
bilir misiniz 24
tanrım 20459
tanrim 140
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrı sizi korusun 208
tanrı 3726
tanri 18
tanrı aşkına 2781
tanri askina 24
tanrı seni korusun 268
tanrıça 25
tanrı seninle olsun 70
tanrıya 18
tanrı sizi korusun 208