English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yarın

Yarın Çeviri Fransızca

81,672 parallel translation
Yarın konuşur muyuz?
On se parle demain?
Yarın aynı vakitte mi?
Même heure demain?
Yarın şirketten Mundo ziyaretimize gelecek.
Mundo vient nous voir demain.
Yarın da uçakla Amerika'ya gidecek.
Et demain, elle partira en avion pour les États-Unis.
Tamam, yarın sabah ilk iş oradayız.
D'accord, on y sera à la première heure demain.
Yarın görüşürüz Marge.
A demain, Marge.
Bunu yarın konuşuruz.
On en reparlera demain.
Hogarth'la yarın yüzleşmeliyim ve az önce olduğu gibi hazırlıksız yakalanmak istemiyorum.
Je serai face à Hogarth demain et je ne veux pas d'autre surprise comme aujourd'hui.
Çok cazip ama yazımı yarın sabaha yetiştirmeliyim.
C'est tentant, mais j'ai rendez-vous tôt demain.
Sakın ön sayfayı Karen'a verme. Yarın için bomba gibi bir haberim var.
Ne file pas la une à Karen, j'ai un scoop énorme pour demain.
- Yarın hallet.
- Fais ça demain.
Yarın ön sayfa haberi olacak.
Ça fera la une de demain.
Yarın ararım.
Je t'appelle demain.
Sana yarın iş görüşmesi ayarladım
C'est demain.
Evet, evet, evet, öyle hemde yarın
Si, je t'assure! Demain.
Yarın gideceğim.
J'y retourne demain.
Yönetime yarın sabah çıkış yapacağımı söyler misin?
Pourriez-vous me laisser la gestion? Je vérifierai les comptes demain matin.
- Bu atları yarın müzayedeye çıkaracaksak acele etsek iyi olur.
- On a intérêt à se bouger si on veut les retrouver avant la vente de demain.
Yarınki müzayedeye katılacaksanız lütfen dört numaralı çadırda kaydınızı yaptırınız.
Pour la vente aux enchères de demain, inscrivez-vous à la tente numéro 4.
Müzayede, yarın saat 14.00'de.
La vente a lieu demain à 14 h.
Sadece, yarın ne olursa olsun büyük büyükannen, aynı kandan geldiğiniz için gurur duyardı.
Mais quoi qu'il arrive demain... votre arrière-grand-mère serait fière de vous.
- Seni yarın arayacağım.
Je t'appelle demain. D'accord.
Yarın akşam döneceğim.
Je reviens demain soir.
Yarın Kate ile içmek için buluşacağız.
Je vais prendre un verre avec Kate demain.
Yarın seni partide görebilecek miyiz?
Viendras-tu à sa fête demain?
- Yarın görüşürüz.
À demain, Ana.
Adamlarım yarın detaylarla ilgilenecekler.
Tout. Mes employés vont tout régler demain.
- Yarın dönecek.
Elle doit rentrer demain.
Bugün ya da yarın gelip seninle görüşebilmeyi umuyordum.
J'espérais venir vous voir aujourd'hui ou demain.
Yarın büyük gün.
Une longue journée t'attend demain.
Koşullar ne olursa olsun sakın yarın gece o galaya gitmeyin. Anladın mı beni?
Vous ne devez, sous aucun prétexte, vous approcher du gala demain soir.
Bugün, yarın ve sonraki her gün.
Aujourd'hui, demain... et tous les jours d'après.
Yarın bahçeye getir.
Amène-le dans la cour demain.
Tam konumu yarın gece bir saat önceden latinlerden alacağız.
Les SS vont nous fournir les coordonnées demain soir, une heure avant la transaction.
Hayır, onu yarın alacağız.
- Non. On ira la chercher demain.
Pekâlâ, yarına kadar orada güvende olacaksın.
Bon, chez lui, tu seras en sécurité jusqu'à demain.
Çinliler yarın binayı görmeye gelecek.
Les Chinois viennent visiter demain.
Havai partisi yarın.
La fête samoane, c'est demain.
Tamam, sorun değil. Yarın görüşürüz.
Pas de souci, à demain.
" Yarımların yeniden buluşması.
" Réunion des moitiés.
Yarışmada heyecan doruğa ulaşınca Dr. Johnny, burada, New York'ta canlı yayınlanacak Sihirli Hayvanlar'da kazanana tacını takacak.
Une fois la compétition à son apogée, le Dr Johnny couronnera le vainqueur pendant un direct des Animaux magiques qui aura lieu ici, à New York.
Güzellik yarışmaları için kusursuz olmasını istiyorlar.
Elle doit être parfaite pour leur concours de beauté.
Bu çocukların yarısı devamlı ailelerinden ya da kabadayılardan dayak yiyor.
La moitié se fait frapper quotidiennement par la famille ou dans la rue.
Gecenin bir yarısı beni ceset attırmak için mi aradın?
Tu m'appelles en pleine nuit pour te débarrasser de corps?
Bir gecede yarısını eleyebiliriz.
Dont la moitié immédiatement.
Yem bütçemin yarısına geldim ve daha Mayıs bile olmadı.
J'ai déjà entamé la moitié du budget et on n'est même pas en mai.
Cezamın yarısına doğru MARP programına girdim.
Puis à la moitié de ma peine, j'ai commencé le Programme éducatif.
- Saat gece yarısını geçti.
Il est passé minuit.
- Gecenin yarısını ayakta geçirdik.
- Nuit blanche.
- Yarısını ister misin?
En voulez-vous la moitié?
Her gece en az yarım şişe Delaney Şirketi kanyağı yuvarladığını biliyorum.
Je sais que tu vides la moitié d'une bouteille de la Delaney Compagny Brandy tous les soirs.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]