English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yakaladı

Yakaladı Çeviri Fransızca

18,963 parallel translation
Yakaladım!
Je l'ai! Je l'ai!
Seni yakaladım.
Je te tiens, je te tiens.
Evet, aynen öyle. Yakaladın beni.
T'as tout compris.
Yakaladığımız DGİ'lı kaçakçının gizlilik terkibi taşıması raslantı olamaz.
Le contrebandier de l'OPA que nous avons capturé transportait des composant furtifs. Ce n'est pas une coincidence.
İşteki üçüncü yılımda Skinny'i yakaladım.
La troisième année à ce poste, J'ai attrapé ce Maigrichon, il venait des niveaux inférieurs.
Gece vardiyalarından birinde onları okşarken yakaladım.
Une nuit je l'ai surpris en train des les caresser.
Teyzeni kaçarken yakaladığım gün ona neler yaptığımı ayrıntılarıyla anlatacağım.
Je vais te dire en détail ce que j'ai fait à ta tante après l'avoir rattrapée dans sa fuite.
Patty, 18 kilo ağır bir lüfer balığı yakaladı.
Patty a même réussi à pêcher un énorme tassergal de 9 kilos.
İlk kez babam beni o dergilerden birine bakarken yakaladığında...
La première fois, mon père m'a surpris à regarder un de ces magazines,
Nasıl mükemmel bir dalga yakaladım, inanamazsın.
T'imagines pas le tube que je viens de prendre.
Prens Trystane'in katillerini yakaladık mı?
Tenons-nous les assassins du prince Trystan?
İnanç militanları onunla Margaery'i yakaladığı zaman ben ne yaptım?
Quand la Foi militante a arrêté ma mère et Margaery, qu'ai-je fait?
Eğer Ailesinin hayatını kurtarmak mı, onları yakaladı.
Comment t'as fait? T'as sauvé la vie des membres de sa famille en les sortant d'un immeuble en flammes?
Biz de herifi yakaladık.
Et on l'a lui.
Fare mi yakaladın?
Une souris.
Lekesizler ile çıktığım devriyeleri. Devriyede gördüklerimizi. Devriyede yakaladıklarımızı.
De mes patrouilles avec les Immaculés, de ce qu'on y voit, des hommes qu'on capture.
Beni hazırlıksız yakaladın.
Tu m'as bien eu.
Yakaladık!
On vous tient!
Yakaladık sizi be pislik herifler!
On vous tient, enculés!
Onu dışarıda mı yakaladın?
Tu l'as chopé à déconner dehors?
Ty birilerini yakaladı.
Ty a rattrapé un traînard.
- Luke Cage'i yakaladınız mı?
- T'as eu Luke Cage?
Onu yakaladılar.
Ils l'ont eu.
- Yakaladım, yakaladım.
- Je la tiens. je te tiens.
Kamyona bombayı koyan pisliği yakaladım.
J'ai attrapé le bâtard qui a mis la bombe dans le camion.
Kalbinin küçücük bir parçasını karanlık bir gecede boş bir ahırda yakaladığımı hissettim sadece.
Si j'avais su que tu tenais un peu à moi... Cette seule nuit noire dans une grange solitaire...
Evet Hoyt'u yakaladıktan hemen sonraydı.
Oui, c'était, juste après que j'aie attrapé Hoyt.
Köşedeki dükkândaki kasiyer hiçbir şey görmemiş, ama güvenlik kameralarını kontrol ettim, silahlı erkek bir gencin... şu yöne doğru kaçtığını yakaladım.
Le caissier du magasin au coin de la rue n'a rien vu, mais j'ai vérifié la vidéo de surveillance, et on y voit un jeune homme blanc avec une arme qui s'enfuit par là.
Köpekler bir koku yakaladı.
Les chiens ont senti une odeur.
- Evet. - Onu yakaladıkları zaman bize haber ver.
- Dis-nous quand ils l'ont.
Sanırım yakaladık.
On le tient.
Kapıyı kırdık, orada yaşayan kızı yakaladım ve saçından tuttum, kafasına silah dayadım barikat olarak kullandım.
On a enfoncé la porte, j'ai attrapé une fille qui vivait ici, je l'ai attrapée par les cheveux et j'ai mis un flingue sur sa tête, et je l'ai utilisée comme bouclier.
Yakaladım.
Je l'ai eu.
Balık avlamaya geldim ama tek yakaladığım pis kokulu bir maymun.
Je vais à la pêche et je capture un singe puant.
Sizinle tanışma fırsatı yakaladığım için çok mutluyum. Sizden akıl alıp iyiliğinizi hissettim. Hatta aranızda oturup yemek bile yedim.
Je suis heureux d'avoir eu la chance de vous rencontrer, d'écouter vos conseils, de profiter de votre bonté, et même de manger entre vous deux.
Kulübemizin dışındaki kayalıklarda yakaladığım ahtapotu anlattım mı size hiç? Bianca ile sahilde ateşte birlikte pişirmiştik.
Je vous ai raconté la fois où j'ai attrapé une pieuvre sur le récif à côté de notre hutte et que Bianca l'a fait cuire sur un feu de camp sur la plage?
Dün gece olan garip bir dava yakaladım.
On en a choppé un bizarre la nuit dernière.
Yakaladık!
Je l'ai!
Yakaladık adamı!
On l'a!
Yakaladınız beni.
Vous m'avez eu.
Onu yakalayacağımı söylemiştim, ve yakaladım da.
J'ai dit que je l'attraperai. Et je l'ai attrapé.
- Yakaladım, yakaladım.
- Je l'ai, je l'ai.
Tek elinle Park Teşhircisini yakaladın sen.
Vous avez attrapé à vous seul l'exhibitionniste du parc.
Hayır, bir çam kozalağını yakaladığı için özel bir tür promosyon almıştır diye düşünmüştüm.
Non, j'ai pensé qu'il aurait pu avoir une sorte de promotion spéciale pour avoir arrêté une pomme de pin.
Onu metronun tünelinde takip ettik su gideri boyunca, sonra nişanlandık ve çorabında yarım kilo kokainle yakaladık.
On l'a suivi dans le métro, jusqu'à remonter par les égouts, Adrian et moi on s'est fiancés, et on l'a prit avec un demi kilo de coke dans ses chaussettes.
Yakaladım yakaladım, biri ceplerine baksın.
Je l'ai! Je l'ai! Vérifiez ses poches!
Yakaladım seni!
Je t'ai eu!
Seni yakaladım ufaklık!
Je te tiens, minable!
- Bir çıkış yakaladık.
- On avait du mal à suivre.
Tamam, beni yakaladın.
Tu l'as fait? Ok, tu m'as eu.
-... temizlikçiyi kanıt çalarken yakaladı?
C'est nous.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]