Yakaladın Çeviri Fransızca
5,905 parallel translation
Bak sen... beni yakaladın.
Tu m'as démasqué.
Ama beni nasıl yakaladın?
Mais comment tu as fait pour me remarquer?
Yani siz aynı yaşı yakaladınız.
Donc vous les types ont rattrapé.
Adamını yakaladın mı?
T'as eu ton gars?
Beni yakaladın, tamam mı?
M'eu. D'accord.
İyi iş Taru kızı yakaladın.
Bien joué Taru! T'as la fille!
- Yakaladın mı, dostum?
- Venir, copain?
Ancak onu yakaladınız.
Mais vous l'avez appréhendé.
Peki, beni yakaladınız.
Ok, tu m'as démasqué.
Beni yakaladın.
Tu m'as eu.
Beni yakaladınız.
Vous m'avez eu.
- Onu yakaladın mı?
Vous l'avez?
O torbacıyı yakaladın mı?
As-tu attrapé ce dealer?
Yakaladın ben, bebeğim.
Tu m'as eu, mamie.
Yakaladın mı Tony?
Tu l'as, Tony?
Yanlış adamı yakaladınız.
Vous avez le mauvais gars.
Moralini bozmak istemem ama yanlış adamı yakaladın Stephen.
Je déteste t'embêter mais tu as le mauvais gars, Stephen
Tebrikler, beni yakaladın.
Felicitations, tu m'as attrapé.
Babanı öldüren adamı yakaladın, John.
Tu as arrêté l'homme qui a tué ton père, John.
Bunu yapan pisliği yakaladınız mı?
Avez-vous attrapé le fils de p * * * qui lui a fait ça?
Bu arada beni iyi yakaladın.
Au fait, jolie mouvement pour me faire tomber.
Yakaladın.
Vous m'avez reconnu. Pardon?
Beni yakaladın, tamam mı?
Tu as deviné.
Tamam. Beni yakaladınız.
D'accord, vous m'avez eue.
İyi bir iş aldın, harika bir fırsat yakaladın bazı erkeklerle sorumluluktan kaçmaya başladın.
Tu as fait du bon travail ici, tu as eu une bonne opportunité, et tu fous tout en l'air pour un type.
Gördüğümüz adamı yakaladınız mı?
Vous avez attrapé le gars?
Evet, dalağı patlamıştı. Tam zamanında yakaladın.
Il a la rate éclatée, on l'a pris juste à temps.
Yakaladın mı?
Je l'ai eu?
- Başka bir şey var mıydı? - Yakaladınız mı?
- Besoin d'autre chose?
- Yakaladınız mı?
Vous l'avez eu?
Yakaladığı bir kadın hakkında konuşuyor.
Ça parle d'une femme qu'il a arrêté.
Reis Borg'u yakaladığınız gece yapılacak bir şeyin olmadığını söylemiştin bana.
La nuit où tu as capturé le jarl Borg, tu m'as caché tes intentions.
Alış-verişi gerçekleştirdi, tedarikçileri yakaladı, ama bilgece bir şekilde halledebileceğinden fazlasına bulaşmadı.
Il a fait l'achat, s'en est pris aux fournisseurs, mais sagement n'a pas pas fait plus qu'il ne pouvait gérer.
- Şerefsizi yakaladık amirim! - Bırakın beni!
- On a ce salopard, Capitaine!
Tebrikler, beni yakaladın.
Bravo, tu m'as eu.
Sana teşekkür etmek istedim adamı yakaladığın için.
Je voulais te remercier d'avoir attrapé ce type.
Birisi kalıbını yaptırmaya çalıştı ve ben onu suç üstü yakaladım
Quelqu'un a essayé d'en faire un moule, je l'ai pris en flagrant délit.
Yeni bir yayın yakaladım.
J'ai entendu un nouvel enregistrement.
Babamın bizi yakaladığı zamanı hatırlıyor musun?
Tu te souviens quand mon père nous a surpris?
Katilini yakaladın.
Tu as eu ton assassin. Echange équitable.
Şimdi beni Ultra'nın gözünün önünde yakaladığına göre başka şansı kalmadı.
Maintenant que tu m'as capturée devant Ultra, il n'a pas le choix.
Şimdi, eğer makine ses çıkartırsa, sen de son yakaladığımız polis gibi Hudson'un dibini boylarsın.
Maintenant, si cela bip, tu va finir dans le fond de l'Hudson comme le dernier Fédéral que l'on à attrapé.
Beni yakaladınız, tamam mı?
D'accord, vous m'avez eu.
Onu yakaladığımızda gözlerine bakarken bunu yapanın o olduğunu hatırla.
Quand on l'attrapera, tu le regarderas et te souviendras que c'est lui qui a fait ça.
Yakaladığın pederden bahsediyordun.
Tu parlais du Père Peu-Importe-Comment-Il-Se-Nomme.
Alpha Papa Bir İki'den Üniformalı'ya. Benedetto kızını yakaladık.
On a la fille Benedetto.
Seni ağ ile mi yakaladı? - Onun at arabasını soymak üzereydim.
Il vous a attrapée dans un filet?
İş arkadaşlarıyla birlikte yakaladıkları suçluları tanımalarını sağlayacak bir sistemleri yokmuş. O da bir tane geliştirmiş.
Il était frustré qu'il n'y ait aucun système grâce auquel lui et ses collègues puissent identifier les criminels capturés qu'ils avaient déjà arrêtés.
Genç bir adamın takımını böyle taşıması beni tam buradan yakaladı.
Voir un jeune homme soutenir son équipe comme ça m'atteint au coeur.
Sınır devriyesi onu Kanada'ya geçmeye çalışırken yakaladı.
La douane l'a attrapé alors qu'il essayait de fuir au Canada.
- FBI'ın seni yakaladığını sanıyordum.
Je pensais que le FBI te retenait. C'était vrai.
yakaladın mı 38
yakaladınız mı 17
yakalandın 36
yakalayacağız 17
yakalandı 21
yakalayacağım 23
yakaladım 595
yakalandım 32
yakala 462
yakaladık 100
yakaladınız mı 17
yakalandın 36
yakalayacağız 17
yakalandı 21
yakalayacağım 23
yakaladım 595
yakalandım 32
yakala 462
yakaladık 100
yakaladı 27
yakalandık 16
yakalayalım 28
yakalayın 546
yakaladılar 18
yakaladım seni 179
yakala beni 35
yakalanacağız 19
yakaladım sizi 16
yakala onu 288
yakalandık 16
yakalayalım 28
yakalayın 546
yakaladılar 18
yakaladım seni 179
yakala beni 35
yakalanacağız 19
yakaladım sizi 16
yakala onu 288