Yalancı Çeviri Fransızca
9,749 parallel translation
Simone patolojik bir yalancı mesela.
Simone est une menteuse invétérée.
- Annen yalancı bir fahişe!
- Ma mère m'a tout raconté.
İyi bir yalancısın ama sabrım taşmak üzere.
Vous mentez bien. Mais je commence à m'impatienter.
Yalancı ve hırsızsın William Borden.
Tu es un menteur et un voleur, William Borden.
Yalancı, temiz bir sayfa için yakın dosta ihanet, ne yani iş mi bu?
Menteur. Pour faire comme si tu étais un héros de Pinkerton?
Yalancı, zampara ve ahlaksız.
C'est un menteur, un coureur de jupons dépravé.
Yalancılarla konuşmam ben.
Je ne joue pas avec les menteuses.
Beni bir bağımlıya, yalancıya, hırsıza çevirdi.
Il a fait de moi un drogué, un menteur, un voleur.
Baştan uyarayım, yalancıdır o.
Pour votre gouverne, elle ment.
Az önce patolojik bir yalancı olduğunu itiraf ettin.
Tu viens d'admettre que tu es un menteur né.
Yalancı sensin.
C'est toi, la menteuse.
- Yalancısın sen!
Vous mentez!
Bir yalancı ve hırsızla buraya girdin.
Tu es entrée avec un menteur et un voleur.
Bu adamın ne dediği önemli değil yalancının teki!
Mais peu importe ce qu'il dit, ce gars est un ramassis de mensonges!
Yalancı bir orospu çocuğusun derdim.
Que tu es un sale menteur d'enfoiré.
Yani bütün bu benim yalancı olduğum ve seni kandırmaya çalıştığım tiyatrosunu bir kenara bırakabilir miyiz?
On peut arrêter toute cette histoire par rapport à moi étant un menteur et essayant de te rouler?
24 saat içinde ikinci kez yalancı deniyor bana.
C'est la deuxième fois en 24 heures qu'on dit que je suis un menteur.
Önce yalancı sendin, şimdi ben oldum.
D'abord c'est toi le menteur, maintenant c'est moi.
O yalancı yüzüne bakmak istiyordum ama bir şekilde, FBI Spider'in mekânını buldu.
Je voulais voir son visage de menteur, mais le FBI à trouver le moyen de localiser notre planque.
Senin yüzümden işimden oldum, seni yalancı şerefsiz!
J'ai perdu mon travail à cause de toi, espèce de trou du cul!
Belki de söylemedim. Bir yalancı başka birine inanmaz değil mi?
Je ne l'ai peut-être pas fait, mais un menteur ne croit pas les autres, n'est-ce pas?
Sen bir yalancısın!
T'es une menteuse!
Sen, tatlım, şaşırtıcı derecede kötü bir yalancısın.
Toi mon amour, tu es un très mauvais menteur.
Bence sen bir yalancısın.
Je pense que tu es une menteuse.
Seni tanıdığımdan beri sinsi ve yalancı insanın teki oldun.
Vous manigancez tout dans le dos des gens depuis que je vous connais.
Yalancı mıyım ben?
Je ne suis pas une menteuse.
Onun kocası bir yalancı.
Son mari est un menteur.
Annem haklı, sen bir yalancısın.
Maman a raison... Tu es un menteur.
Yalancısın!
Tu es un menteur!
Bu adam, bu yalancı, bana bir şeyler söyledi... Doğrulamanı isteyeceğim bir şey.
Cet homme, ce menteur, il m'a dit quelque chose...
Yalancıların ağızlarından çıksa bile.
Même de la bouche des menteurs.
- Yalancı.
Mensonges.
O hâlde oğlunuz yalancı.
Votre fils est un menteur.
Yalancılık etmek istemiyorum.
Ce que je ne veux pas est d'être malhonnête.
- Sonne... - Sen bir yalancısın! - Değilim!
- Sonne, t'es un menteur!
Dünyanın en iyi yalancısı Londra'da yaşıyor maalesef. Gerçekten mi? Hayır, yalan söyledim Candace.
Quand Shelly a un peu d'action, il rend tout sexuel.
Bu da bir yalan. Aslında ben Dünya'daki en iyi ikinci yalancıyım.
Tu as amené une copine?
İkiniz de yalancısınız yani.
Donc vous êtes tous deux des menteurs.
Böylece siz iki yalancının da yüzüne bakmak zorunda kalmayacağım.
- Je pars. Pour ne plus voir vos têtes de menteurs.
Bana yalancı mı diyorsun? Sana hiçbir şey dediğim yok, fakat sen Sylvia'nın yalancı olduğunu ima ediyorsun.
C'est vous qui traitez Sylvia de menteuse.
Etraftaki en iyi yalancılardan işi öğrendin Rachel ;
Vous êtes formée par les meilleurs menteurs, Rachel. Harvey.
- Yalancı işte.
Ce mec est un puits à mensonges.
- Kazaktaki bir ip gibi Sistina Şapeli'ndeki bir resim gibi, tabii, üçkağıtçılık da yalan söylemeyi içerir ama ancak bir yalancı, buna yalan söylemek der.
Alors, une ficelle est un pull? La peinture est la Chapelle Sixtine? Bien sûr, arnaquer implique mentir, mais seul un menteur résumerait ainsi.
Ayaklar uslu çocuklar içindir, yalancı, aldatan adamlar için değil.
Ils sont réservés aux bons garçons, pas aux menteurs.
Yalancısın sen. At kuyruğun da çok salak duruyor.
Vous mentez et votre queue de cheval est ridicule.
Bir gün Sandra Bullock'un onu hak eden birini bulacağını ve Rahip Richard Wayne Gary Wayne'in yalancı olduğu için hayatının kalanını hapiste geçireceğine inanıyorum.
Qu'un jour, Sandra Bullock trouvera l'homme qui la mérite. Et que le révérend Richard Wayne Gary Wayne passera le reste de ses jours en prison, car c'est un menteur!
Jürinin hanımefendileri ve beyefendileri bu adam bir yalancı!
Mesdames et messieurs du jury. Cet homme est un menteur!
Yalancının teki!
C'est lui le menteur!
- Yalancı o!
C'est un menteur!
- Yalancı.
Menteur.
Değil mi, seni yalancı?
Oui, sale menteur.
yalancısın 41
yalancılar 44
yalan 387
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210
yalancılar 44
yalan 387
yalan yok 19
yalan söyleme 168
yalan söylüyorsun 705
yalandı 35
yalan söylemedim 30
yalanlar 47
yalan söyledim 210