English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Y ] / Yalanlar

Yalanlar Çeviri Fransızca

3,007 parallel translation
Sezar yalanların arkasına saklanmaz!
César ne se cache pas derrière un mensonge.
Bence bu öfkenin nedeni WikiLeaks'in hükümetin halka söylediğin yalanları ortaya çıkarmasıydı.
C'était en partie dû au fait que Wikileaks publiait les mensonges que le gouvernement voudrait nous faire croire.
Ve şimdi hükümet umutsuzca bu yalanların açığa çıkmadıklarından emin olmaya çalışıyor.
Et ce même gouvernement essayait à tout prix d'empêcher que ces mensonges soient divulgués.
Borçları ve yalanları biliyorum.
Je sais pour l'argent, les mensonges.
Nasıl bir kız kardeş öz ağabeyini sokağa terk eder? Yalanlarından bıkmış olan birisi.
Quel genre de soeur met à la rue son propre frère?
Bu akşam kendi yalanlarını ona karşı kullanacağım.
Ce soir, je lui ferai avouer ses mensonges.
Elbette ayağa kalkıp, herkesin duymayı beklediği yalanları söylemeyince milletin bana kötü bakışlar atacağını emindim.
C'est sûr qu'ils me jetteront de mauvais regards quand je me lèverais en ne racontant pas l'histoire que tout le monde veut entendre.
Yalanları iyi bile değil.
Ce ne sont même pas de bons mensonges.
Yalanlar kaybolmaz.
Les mensonges ne disparaîtront pas.
Suçlu bir adamın varlığını hissetmedin mi? Saçma yalanlar söylüyordu. O seans hikayesine ne demeli?
Ne ressentiez-vous pas la présence d'un escroc, un paquet de mensonges?
David Clarke'a gerçekte ne olduğunu herkese söylemek için üç saniyen var. ... yoksa yemin ederim, yine, sen kendi yalanlarının arkasında durmak için çok zayıf olduğundan, birisi ölecek.
Tu as trois secondes pour dire la vérité à tout le monde à propos de ce qui est arrivé à David Clarke, ou je jure, une fois encore, quelqu'un va mourir parce que tu a été trop lâche pour t'accrocher à tes mensonges.
Bazen söylediğimiz yalanlar gerçekler kadar işe yaramayabilir.
Parfois les mensonges que nous disons ne sont pas plus utiles que la vérité.
Rebecca ve Tommy'nin yalanlarının sana ne yaptığına bir bak.
Regarde ce que les mensonges de Rebecca et Tommy t'ont fait.
Bu çiftlik için hissettiğin hiçbir şey yok altında yatan yalanlar dışında.
Tu n'as aucun sentiment pour ce ranch, excepté pour ce qui repose en dessous.
Hırsızlıkların, yalanların, örtbas etmelerin bana göre değil.
Avec tous tes vols et tes mensonges et tes couvertures... Ce n'est pas moi.
Sanırım ikimiz de bu anlaşmanın yalanlar üzerine kurulu olduğunu biliyoruz...
Eh bien, je pense que nous savons tout les deux que cette affaire est costruite sur un paquet de mensonges.
Kısacası, kocam hakkındaki yalanlarını kes.
Alors vous feriez bien d'arrêter de répandre des mensonges sur mon mari.
Senin yalanlarını yaymayı bıraktım artık.
J'en ai marre de vos mensonges.
Müvekkillerimin yalanlarını elekten geçirerek yeterince vaktimi harcıyorum.
J'ai gaspillé trop de temps à trier les mensonges de mes clients.
Makas, kağıdı keser, kağıt, taşı örter taş, kertenkeleyi ezer, kertenkele, Spock'u zehirler Spock, makası parçalar, makas, kertenkeleyi keser kertenkele, kağıdı yer, kağıt, Spock'u yalanlar Spock, taşı buharlaştırır ve her zamanki gibi taş, makası ezer.
Les ciseaux coupent le papier qui recouvre la pierre. La pierre écrase le lézard qui empoisonne Spock. Spock casse les ciseaux qui décapitent le lézard.
İyi yapmışsın, ama yalanları en aza indirmeye bak. Yoksa iki hafta sonra Ay'dan topladığın taşları görmek isteyen hatunla karşı karşıya kalabilirsin.
C'est sûr, mais évite les mensonges, sinon, dans deux semaines, une ukrainienne en colère voudra voir les pierres que t'as eu sur la lune.
Daha ne yalanlar çıkar bilmiyorum ama sana söz veriyorum ki, asla unutulmayacaksın.
Je ne sais pas ce qu'on va rencontrer mais je promets que vous ne serez pas pris au dépourvu.
* Yalanlarını saklamaya çalıştın, gizlemeye kendini *
♪ you tried to hide your lies ♪
Seni neden tutuklamadığını neden bütün yalanlarına inanmaya devam ettiğini inandığı her şeyden senin için neden vazgeçtiğini.
Pourquoi elle ne t'a pas arrêté. Pourquoi elle continue de croire tous tes mensonges. Pourquoi elle est prête à abandonner tout ce en quoi elle croit, pour toi.
Git sen ve yalanlarınla uzan.
Va dormir. Au lieu de m'endormir.
Yalanlar üreterek biri olmaya çalışan bir hiç kimse.
Personne qui essayait d'être quelqu'un en postant des mensonges.
Yalanlarını ve entrikalarını yatacağın sıradaki diğer ahmak için sakla!
Garde tes mensonges et tes manigances pour ton prochain amant.
Büyük yalanlar söylediğim oldu.
Bien sûr. J'ai menti de façon honteuse.
Backstabbers Hiçbir şey ama, pislikler ve yalanlar.
Rien d'autres que des traites, des salauds, et des mensonges.
Daha güzel hatıralar için yalanlar, bilirsin.
Les mensonges font de meilleurs souvenirs, vous savez?
Yalanlarıyla onu tehlikeye sokan bir anne.
Qui le met en danger.
Senin söylediğin yalanların arkasındaki gerçek seni gördüm ben.
À travers tes mensonges, j'ai vu ta véritable nature.
Declan konusuna gelirsek, seni bu duruma sokanın onun yalanları olduğunu unutma. Onun ve senin yalanların.
Et pour Declan, n'oublie pas que ce sont ses mensonges qui t'ont mis dans cette situation.
Sana ne yalanlar söyledi bilmiyorum ama her hikâyenin 3 tarafı olduğunu hatırlasan iyi edersin.
Je ne sais pas quel mensonge il t'a dit, mais tu ferais bien de te rappeler qu'il y a trois faces à chaque histoire.
Kıçınızı kurtarmak için söylediğiniz yalanlar beni çıldırtıyor.
J'en ai marre de vos mensonges pour vous couvrir. C'est fini!
Ömürümün en çirkin tüm detaylarını biliyorsun- - yalanlarımı, içki içmelerimi, hafifmeşrepliğimi.
Tu connais tous les pires secrets de ma vie Mes mensonges, mon alcoolisme, ma promiscuité.
- Gerçek olanlar nerede. Hep yalanlar, yalanlar.
Où sont les mensonges?
Tüm yalanlarına rağmen sana hâlâ güveniyorum.
En dépit de tous tes mensonges, j'ai toujours confiance en toi.
Her zaman yalanlarını haklı çıkarmak için bahaneler uydurup duruyorsun.
Tu peux toujours vnir avec une excuse pour justifier ton mensonge.
- Yalanlar evinde yaşamak istemiyorum.
Je veux pas vivre dans le mensonge.
Kahretsin, Whip Chatterly, balıkçı yakalı yalanlarınla bizi ağına düşürdün, senin yüzünden atıştırmalık yiyemiyoruz.
Sois maudit, Whip Chatterley- - Tu nous as prit au piège dans une toile et maintenant à cause de toi, on a aucun encas.
Teninin tadını ve bana fısıldadığın yalanları hatırlıyorum.
Je me rappelle du goût de ta peau et des mensonges que tu a murmuré.
Sadece orada oturup konuğunun yalanlarını seyircine yedirmesine müsade edemezsin.
Tu ne peux pas simplement t'asseoir ici et être une animatrice quelques soient les couleuvres que l'invité veut faire avaler au public.
Bunlar sadece küçük aptal bar yalanları.
Ce ne sont que de stupides petits mensonges de bar.
Yani, bedava içki alabilmek için bar yalanları atıyor, ama ta derinlerde, o iyi bir insan.
Je veux dire, elle raconte des mensonges pour avoir des boissons gratuites, mais au fond, elle est une bonne personne.
Chloe, bu zararsız bar yalanlarından çok daha kötü.
Chloé, c'est bien pire que les mensonges de bar.
Yalanların kalbini yediğini fark ettiğin için James'in evini kiralamaktan vazgeçtiğini söylemek istiyorsun!
Tu vas me dire que tu as décidé de ne pas louer l'appartement de James car tu as réalisé que les mensonges rongent ton coeur!
Tadını aldığım tek şey yalanlar!
Tout ce que je goûte est mensonge!
Tüm o yalanlar? Tüm o zaman boyunca? Seni daha sonra arayacağım, ve bu konuyu enine boyuna konuşacağız.
Tous ces mensonges pendant tout ce temps je t'appelle plus tard et nous parlerons de tout ça
Makas, kağıdı keser, kağıt, taşı örter taş, kertenkeleyi ezer, kertenkele, Spock'u zehirler Spock, makası parçalar, makas, kertenkeleyi keser kertenkele, kağıdı yer, kağıt, Spock'u yalanlar Spock, taşı buharlaştırır ve her zamanki gibi taş, makası ezer.
La pierre écrase le lézard qui empoisonne Spock. Spock casse les ciseaux qui décapitent le lézard. Le lézard mange le papier qui réfute Spock.
Bir aktristin yalanlarının mı?
Les mensonges d'une actrice?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]