Anlamadığım bir şey var Çeviri Portekizce
209 parallel translation
Anlamadığım bir şey var, Susan :
Uma coisa que jamais entendo, Susan :
Anlamadığım bir şey var ki o da Alman çocuklara neden terbiye öğretmek zorunda olduğunuz.
Por que ensina boas maneiras a crianças alemãs?
- Yalnız anlamadığım bir şey var.
Mas há algo que não entendo. O quê?
Fakat anlamadığım bir şey var.
Mas eu não posso entender.
Bay Baron, anlamadığım bir şey var, kendim de servisteydim...
Sr. Baron, há qualquer coisa que não percebo.
Bence yaptıklarında bir kötülük yok... yalnız anlamadığım bir şey var.
Acho que não há perfídia nas tuas acções, apenas algo que desconheço.
Ancak anlamadığım bir şey var.
Mas, sabe, há uma coisa que não entendo.
Anlamadığım bir şey var.
Uma coisa que eu não entendo.
İzin verirseniz... anlamadığım bir şey var.
Há aqui qualquer coisa que não estou a perceber bem.
Anlamadığım bir şey var.
O que eu não percebo...
Evet, ama anlamadığım bir şey var.
Sim, mas há uma coisa que não compreendo.
Burada anlamadığım bir şey var.
Há algo que não entendo.
Anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que não entendo, sabes?
Sana bir şey soracağım. Anlamadığım bir şey var.
Deixa-me perguntar-te uma coisa que me custa a perceber.
Anlamadığım bir şey var, burada yarım saattir bekliyoruz.
Não entendo uma coisa. Esperei meia hora.
Anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que eu não compreendo.
Bana şunu bir anlatır mısın, çünkü bu konuda anlamadığım bir şey var.
Diz-me uma coisa... É algo que não entendo. Deve ser culpa minha.
Anlamadığım bir şey var. Herkesi bıraktılar ama neden Brad'in kefaletini yüksek tuttular.
Por que será que deixaram sair todos e o Brad tem uma fiança tão alta?
Onda anlamadığım bir şey var, Megan.
Não confio naquele tipo, Megan.
Anlamadığım bir şey var...
Há uma coisa que eu não percebo...
Anlamadığım bir şey var neden bunu burada kendi elemanlarınla yapmayıp bize geldin?
Porque não organizaram o projecto aqui? Porque vieram ter connosco?
Sir George, anlamadığım bir şey var.
Sir George, há algo aqui que não compreendo.
Anlamadığım bir şey var. Inglethorp, neden tutuklanmaya o kadar istekliydi?
Sabe, o que não entendo é por que razão o Inglethorp parecia tão interessado em ser preso.
Fakat anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que não sai da cabeça.
Anlamadığım bir şey var. Fransa'ya bir dublör gönderdiklerini nereden anladın?
A única coisa que não percebo, é como soube que enviaram um sósia para França.
Ama anlamadığım bir şey var.
Mas há algo que não entendo.
- Gerçi anlamadığım bir şey var.
Mas há uma coisa que eu não entendo.
Anlamadığım bir şey var, Mösyö Tassigny.
Há uma coisa que não entendo, Monsieur Tassigny.
Hala anlamadığım bir şey var.
Há aqui algumas coisas que eu não entendo.
Beyler. Yine de anlamadığım bir şey var.
Rapazes, há algo que ainda não compreendo.
Anlamadığım bir şey var.
Mas há uma coisa que eu não percebo.
- Anlamadığım bir şey var.
- Não entendo.
Anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que não entendo.
Anlamadığım bir şey var.
Há apenas uma coisa que eu não compreendo.
Anlamadığım bir şey var soytarı.
Uma coisa que não compreendo, Sr. Belvedere...
- Alabilir miyim? - Anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que não compreendo.
Anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que não compreendo.
Hala anlamadığım bir şey var.
Há uma coisa que ainda não entendo.
Anlamadığım bir şey var.
Há algo que não percebo.
- Ama anlamadığım bir şey var.
Mas há uma coisa que não entendo.
Benim anlamadığım şey, burda tam olarak ne oldu... yani - anlarsınız, Eğer... burada bir anahtar var idiyse... - Evet?
Eu só quis dizer que se ali estivesse uma chave e o Bryce soubesse, claro que ele usaria a chave para entrar pela porta principal.
O gezegen hakkında anlamadığımız bir sürü şey var.
Há muita coisa acerca daquele planeta que não entendemos.
Anlamadığım bir şey var.
Não percebo.
Aman Tanrım. Michael, anlamadığın bir şey var.
Michael, há uma coisa que tu não percebes.
Anlamadığım şu. Anlayamadığım bir şey var.
É o que eu não compreendo.
Pekala, fakat anlamadığım bir şey var.
Muto bem.
Anlaşılan anlamadığınız bir şey var, bunu size açıklayacağım.
Há qualquer coisa que vocês não parecem compreender, portanto vou explicá-las.
- Fakat anlamadığım bir tek şey var.
- Só não compreendo uma coisa.
Anlamadığım bir şey daha var.
E há outra coisa, eu não entendo.
Anlamadığın bir şey var mı?
Há alguma coisa que não tenha percebido?
Anlamadığım tek bir şey var
É algo que nunca ficou esclarecido
bir şey var 114
bir şey var mı 140
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
bir şey var mı 140
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamı nedir 18
anlamıştım 59
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20