English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Annemden

Annemden Çeviri Portekizce

1,087 parallel translation
Ve asil olarak kalması için, sen kızımdan uzak duracaksın. Ya da seni annemden bana kalan evden attırırım.
E para que continue a ser proíbo-te que te chegues à minha filha, ou sou obrigada a expulsar-te desta casa que a mamã me deixou.
Annemden haber var mı?
Alguma notícia da minha mãe?
Biraz birikimim var. Biraz da annemden alırım.
Nós deveríamos estar falando sobre quanto queres pelo negócio.
- Uzun süre önce annemden öğrendim.
- Aprendi há que tempos com a minha mãe.
ANNEMDEN BABAMA
PARA O PAPÁ DA MAMÃ
"Annemden babama..."
Para o papá da mamã.
Ama kadınları annemden öğrendim.
Ensinou-me tudo sobre as mulheres.
Annemden özür dileyemez misin?
Não pode pedir desculpas prá mamãe?
Annemden öğrendiğim bir şey varsa o da inandığım şey için savaşmaktır.
Pai, à uma coisa que eu aprendi com a mãe, lutar por aquilo que acredito.
- Annemden kaçar gibi çıktım sen de gördün.
- Tive de me levantar e sair à pressa.
Annemden uzak dur diyorum!
Afasta-te da minha mãe!
Kesinlikle annemden değil.
Da minha mãe não, definitivamente.
Hayır, annemden bana kaldı.
Não, saí à minha mãe.
Annemden duydum ki emsalsiz bir bilgisi varmış.
Nos braços de minha mãe ouvi falar de seu conhecimentos sem par,
Hemen Deborah'ı aradım,... annemden ne kadar tiksindiğimi anlatmak için sempatik biriyle konuşmam gerekiyordu.
Telefonei de imediato á Deborah para ter alguém que compreendesse o quanto eu odiava a minha mãe.
Annemden aldığım romantik hayal gücü yüzünden oluyor bunlar.
É a imaginação romântica da minha mãe a influenciar-me.
Kardeşime annemden söz etmek istiyorum. Arkadaşlarıyla tanışmamı, onun özel biri olduğunu anlatmalıyım.
Gosto de falar-lhe sobre a minha mãe... como conheci os amigos dela e descobri como era especial.
Evet, Coligny... beni annemden kurtardı.
Como explicar, Coligny? Liberto da minha mãe...
Onu, öz annemden daha çok seviyorum.
Mais do que à minha própria mãe.
Annemden nefret ederdi, ama bu olağandışı değil çünkü babaannem herkesten nefret ederdi.
Ela odiava minha mãe. Aliás, vovó odiava a todos.
Kramer, sana annemden bahsetmiş miydim hiç?
Kramer, já te contei sobre a minha mãe?
Annemden çok hoşlanıyor bu yüzden en iyi ekmekleri bize ayırır.
Ele gosta muito da minha mãe e guarda-nos sempre o pão melhor.
Çünkü o büyük-büyük annemden, annemden, Lara'dan, ve büyük annemden sonra, bütün kasabadaki, bütün eyaletteki, bütün dünyadaki en iyi insan.
Pois depois da bisavó, mamãe, Lara e minha avó, Deedee é a pessoa mais querida do vilarejo, da província, de todo país, e de todo o universo.
Senden çalacağıma annemden çalarım.
Eu roubava a minha mãe primeiro do que te enganava.
Beş para etmez bir sürtükten değil,... o biletler için annemden bile vazgeçerim.
Dava-te a minha mãe por bilhetes desses, quanto mais uma pêga barata.
Müdür Wolters, merak etmeyin, annemden geç kağıdı getirdim.
Sr. Wolters, eu trouxe uma justificação da minha mãe.
Burada olduğun sürece Mary'e, annemden öncelikli olma konusunda bu kadar inatçı olmamasını çıtlatabilir misin lütfen.
Enquanto estás aqui, talvez poderias insinuar a Mary que seria muito melhor que não insistisse tanto em fazer valer seus direitos frente a mamãe.
Kimse onun Annemden öncelikli olma hakkından şüphe etmiyor, bu konuda sürekli ısrar etmesi ona yakışmıyor.
Ninguém duvida de que ela tem seus direitos frente a mamãe, mas... não é agradável por sua vez insistir tanto.
Annemden kiliseye gitmeme izni isterim.
Pedirei â Mamä para ficar para trás â saida da igreja.
- Diğer annemden olan kardeşim.
- Vento Fácil, meu irmão de outra - mãe.
Kimse annemden yararlanamaz. Herkül!
Ninguém, leva vantagem sobre minha mãe.
Yapmak zorunda olduğum şeyi yaptım. Muhtemelen annemden 20 yaş daha büyüksün!
Ficarei aqui para sempre.
Çocukken annemden tek duyduğum şey :
Toda a minha vida, enquanto cresci, passava o tempo a ouvir a minha mãe a dizer :
Annemden başka kimse bunu bilmez.
Ninguém sabe isto, excepto a minha mãe.
Onu annemden devraldım.
A minha mãe deu-mo.
Pijamalarınla evde oturup, annemden daha fazla puding istiyordun.
- Vamos. - Não. Vá.
- Annemden birşey almak için çabalıyorsun.
- Estás a tentar arranjar alguma coisa com a minha mãe?
Demek annemden hoşlanıyorsun.
Então gostas da mãe.
Annemden istediğini alıyordu.
Estava a aproveitar-se dela.
Bir televizyon, ailesi ve toplum tarafından kabul edilebilir şekilde madde bağımlısı olan annemden çoktan tedarik ettiğim bir şişe Valium.
Um televisor e um frasco de Valium. Que já tinha fanado à minha mãe, que é, à sua maneira doméstica e socialmente bem-aceite, também uma toxicodependente.
Annemden kurtulmanın bu kadar kolay olacağını bilseydim... ... onu çok önceden getirirdim buraya.
Se eu soubesse que era assim tão fácil calar a minha mãe podias tê-la trazido cá mais cedo.
- Babamdan ve annemden uzak dur.
- Afasta-te do meu pai e da minha mãe.
Teyzem hiç size annemden bahsetti mi?
Minha tia falou a você sobre minha mãe?
Mektup annemden.
É uma carta da minha mãe.
- Sen, annemden almalısın.
- Tens de receber o teu da mãe.
Bu da annemden geliyor.
Esta é da minha mãe.
- Annemden sana anlatmamasını istemiştim.
- Eu disse à mãe para não te dizer nada. - Porquê?
Annemden bir haber var mı?
Tem notícias da minha mãe?
- Annemden kalan hatıralar.
- Recordações da mãe.
Prenses Sarachina bana annemden para ve evrak getirdi.
Não consegui obtê-los ontem.
Büyük annemden bana kalan bir aile yadigârı, Sivil Savaş'tan kalma nadir bir heykelcik.
Uma figura rara da Guerra Civil.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]