English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Annemin

Annemin Çeviri Portekizce

10,142 parallel translation
O meyve suyu makinesi annemin nişanlısının tek gelir kapısıydı.
Essa máquina de sumo de laranja era a única fonte de rendimento do noivo da minha mãe.
- AJ nerede? - Annemin yanında.
Onde está a A.J.?
Annemin.
É da mãe.
- Annemin nemlendiricisi için de aynı şeyi söylemiştin!
Foi o que disseste do humidificador da minha mãe!
Annemin adı.
É o nome da minha mãe.
Bu şeytan, annemin hayatta olduğuna beni inandırdı.
Este Mal fez-me pensar que a minha mãe estava viva.
Sadece annemin gördüğünü düşündüğü şeyi söylüyorum.
Só disse o que mãe viu.
Annemin gözü kör olmuş demek ki. Ya da onun kafası güzeldi.
Então ela está a ficar cega ou está drogada.
Annemin üzerine yemin ederim ki ben yapmadım!
Juro-te pelo túmulo da minha mãe, eu não fiz nada!
Annemin bilmediği gelebileceğim tek yer burası.
Este é o único lugar a que posso vir que a minha mãe não conhece.
Eğer annemin çantası mikrodalga fırınına ait değilse, oraya neden sığıyor?
Se a bolsa da mamã não deve estar dentro no micro-ondas, porque é que coube lá?
Bugün annemin doğum günü.
É o aniversário da minha mãe!
Ekstra geniş annemin burada ne aradığını hiç bilmiyorum.
NÃO FAÇO IDEIA O QUE A MAMÃ EXTRA-GRANDE FAZ AQUI
Annemin anılarına sahip değilim, ama Christine'in anıları zihnimde.
Não tenho qualquer recordação da minha mãe, mas tenho da Christine.
Her Ekim ayında annemin olduğu mezarlığa giderdik.
Todos os meses de Outubro íamos até ao cemitério onde estava a minha mãe.
Babam, annemin yan tarafını gösterip, "Bir gün bende burada olacağım" derdi.
O meu pai dizia : "Sabes, um dia eu vou estar aqui"... Apontando para o lado da minha mãe.
Condé ile birlikte olmakta özgürsün, ama annemin intikam açlığını kontrol edemem.
És livre de estar com o Condé, mas não consigo controlar o apetite da minha mãe por vingança.
Annemin beni sarhoş görmesini istedim, seni ahmak.
Eu queria que a minha mãe me visse bêbada, seu idiota.
Ve annemin tüm o yalancı ve dolandırıcıların önünde saygıdeğer Margaret Mitchhell hakkındaki övgülerini duymak, sadece...
E ouvir a mamã, a falar com todos aqueles traidores e mentirosos, e a fazer um elogio fúnebre digno de Margaret Mitchell, fez-me...
Annemin günlüğünde kaybolmadan önce onunla buluşmaya gideceğini yazmış.
No diário dela dizia que se encontraria com ele, na hora do seu desaparecimento.
Bu uzun hayatım boyunca annemin sevgisini neden hak edemediğimi düşündüm.
Toda a minha longa vida me perguntei o que teria feito para merecer uma mãe que se recusava a mostrar afeto.
Annemin bir şeyi sevme kabiliyeti yoktu.
A minha mãe não era capaz de amar nada.
Annemin sigarayı bırakmasını sağlamış bir hipnotizmacısı vardı.
Minha mãe tinha um hipnotizador que a ajudou a parar de fumar.
Ama annemin intikam açlığını kontrol edemem.
Mas não consigo controlar o apetite da minha mãe por vingança.
Matt vampirlerden nefret ederek yaşamaya devam ediyor. Stefan, Caroline görevine başladı. Annemin durumunu da artık herkes biliyor.
Bom, o Matt vive para odiar vampiros outro dia, o Stefan está a tratar da Caroline, e eu estive a aturar a minha mãe.
Annemin yerine benim bırakmamı umduğunu söyledi.
- Disse que preferia a mãe dela.
Annemin ölümüyle bir ilgim olabileceğini düşünüyorlar.
Porquê? Acham que tenho algo a ver com a morte da minha mãe.
- Hastayım, annemin de çalışması gerekiyor.
O que fazes aqui? Estou doente, a mãe foi trabalhar.
Annemin ağrı kesici hap bağımlılığı nüksetti.
Bem, a minha mãe exagerou nos analgésicos.
Annemin kararı.
É da minha mãe.
Büyük annemin tavukları yoktu.
A minha avó não tinha galinhas.
Onlar annemin yastıkları değil mi?
Essas eram as almofadas preferidas da mãe?
Annemin yastıklarını mahvetmiş.
Ele destruiu as almofadas favoritas da mãe.
- O annemin bilekliği değil mi?
- É a bracelete da minha mãe?
Annemin esaretinden beni kurtardığında sana çok minnettardım ama hiçbir zaman gerçek Wonder Twin'im olmamışsın.
Fiquei-te tão grata quando me salvaste das garras da minha mãe que... Nunca foste o meu verdadeiro Gémeo Maravilha.
- Annemin kızlık soyadıydı.
É o nome de solteira da minha mãe.
82 yılının başlarında yengem kaybolup haberlere çıkana kadar, o annemin abisiydi.
Ele era o irmão mais velho da minha mãe. Excepto nos primeiros meses de 82, quando a minha tia estava desaparecida e isso apareceu nos jornais.
- Annemin dünyasına hoş geldiniz.
Bem-vindos ao mundo da minha mãe.
Sonra da annemin yanına giderim ve ona ve Arnold'a olan biteni anlatırım.
Depois vou à mãe e conto a ela e ao Arnold o que aconteceu.
Ona annemin yaptıklarının üzerimde bir etkisi olmadığını ve eğlenceye devam etmek istediğimi söyleyeceğim.
Digo-lhe que o meu encontro com a nossa mãe não me afetou e que quero continuar com a festa.
Neyse. Annemin arkadaşlarını 1903 hapis evreninden kurtarmak için kullanacağı bir kuyruklu yıldızmış.
Enfim, é um cometa estúpido que a minha mãe acha que vai usar para tirar os amigos dela do mundo-prisão de 1903.
Görmezden gelindiğimi hissedince senden nefret ettiğimi söyledim. Seninle öpüştüğüm için annemin son anlarını kaçırdım.
Eu disse que eu odiava você quando eu senti ignorada, perdeu momentos finais da minha mãe, porque eu estava beijando você,
Yeni görevin bana nereye gitmek istersem ve kimi görmek istersem bana eşlik etmek ve bundan annemin haberinin olmamasını sağlamak.
Os teus novos deveres incluem tu a escoltares-me até à cidade para ver quem eu quiser e encobrir isso da minha mãe.
Annemin ölmesi senin suçundu.
Foi por tua culpa que a mãe morreu.
Annemin eski aile çini olan porseleninin üzerine bir damla kan düştü.
Uma gota de sangue num pedaço partido... Da loiça de família chinesa da minha mãe.
Annemin deli olduğunu herkes bilir.
- Todos sabem disso.
Annemin tarçınlı ekmek tarifini buldum.
Encontrei a receita de pão de canela da mãe.
Sonra annemin cesedinin yanında durduğumu hatırlıyorum,
Depois só me lembro de estar sobre o corpo da minha mãe
Annemin hesap özetleriyle ne işiniz var be?
O que estão a fazer com os registos bancários da minha mãe, meu?
Olaylar annemin planlarına göre gelişmedi.
As coisas não correram exactamente como a minha mãe planeou.
Annemin cep telefonundan konuşuyorum.
Este é o telemóvel da mãe.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]