English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Buraya geldin

Buraya geldin Çeviri Portekizce

3,638 parallel translation
Buraya geldin. Kendi başına başardın hepsini.
Vieste para aqui, arriscaste tudo sozinha.
İşte bu yüzden sen bir anlaşma daha yapmak için buraya geldin, Binbaşı.
Que é o motivo de você ter mais de um acordo, Comandante.
Elbette zombi haberini görünce zor duruma düştün ne kadar acısa da onu avlamak için buraya geldin.
Mas quando viu o artigo do zombie, não tiveste alternativa. Tiveste de ir atrás dele, apesar de te custar.
Ama dikkatini çekerim birkaç dakika önce buraya geldin ve birine çarptığını söyledin ben de reddettim.
Mas deixe-me realçar que entrou aqui há dois minutos, disse-me que atropelou uma pessoa e eu recusei.
Diğerlerinden çok daha hızlı buraya geldin.
Chegaste cá mais depressa do que a maioria.
Bu yüzden buraya geldin seni ikna edebilmem için.
É por isso que vieste aqui, para que eu pudesse dizer que não acontecerá contigo.
Yani, yalnızca buraya geldin ve hepimize yalan söyledin, öyle mi?
E pensaste vir até aqui e mentir a todos nós?
Neden buraya geldin?
- por que vieste aqui?
Sen de buraya geldin işe uygun olmadığını bile bile dosyayı aldın, işi kabullendin öyle mi?
Então, veio para cá, aceitou o caso e o trabalho sabendo que não estava bem?
Buraya geldin çünkü, yeni hayatın için benden onay alıp, suçluluk hissetmeyecektin.
Vieste aqui procurar pelo meu selo de aprovação para a tua nova vida, para não te sentires culpada.
Neden buraya geldin?
Porque vieste?
Bu yüzden mi buraya rahatça geldin?
E achas que vires até cá é uma boa ideia?
Buraya işi pişirmek için geldin ve şimdi de romantizm mi yapıyorsun?
Agora chega aqui, dás umas voltas, e também me queres seduzir?
- Buraya nasıl geldin?
Como atravessaste? Determinação.
Aklını mı kaçırdın da geldin buraya?
Perdeste o juízo ao vires aqui, seu louco?
Buraya ne maksatla geldin?
- Qual é o teu propósito aqui?
Buraya müşterimin varlıklarını donduracağını söylemek için mi geldin? Elbette.
Veio aqui para me alertar que vai congelar os bens dos meus clientes?
En başta neden geldin ki buraya?
Então, porque estás aqui?
Niye geldin buraya?
- O que estás a fazer aqui?
Madem coşkularla buraya hesap görmeye geldin o zaman tam karşıma dikel.
Você está aqui para resolver as pontuações... Então venha me encarar no meio.
- Buraya nasıl geldin?
- Quem é que te trouxe?
Buraya ne zaman geldin?
Quando é que chegaste?
Buraya iş ilişkisi planlamak için değil de, vaktimi öldürmek için geldin demek?
E vem aqui desperdiçar o meu tempo, sem planear fazer negócio?
- Sanırım buraya anlaşmaya geldin.
Presumo que estejas aqui para chegar a acordo.
Buraya kadar aşk hayatım için yorum yapmak için mi geldin?
Vieste até aqui para comentar a minha vida amorosa?
Buraya nasıl geldin?
Como foi aí para cima?
Oyun oynamak için mi geldin buraya?
O quê... veio aqui para jogar?
- Defol. Bak, buraya Emma'yı korumak için geldin anlaşmada kendi üzerine düşeni yapmasını sağlamak için.
- Escuta... voltaste para proteger a Emma para mostrar que ela... cumpriu a sua parte do acordo comigo.
Az önce... Uçarak mı geldin buraya sen?
- Vieste a voar até aqui?
- Buraya nasıl geldin?
- Como chegaste aqui? - Apanhei um autocarro.
Buraya kadar geldin.
Vieste até tão longe.
Yine buraya ifade vermem için mi geldin?
Está aqui para me interrogar de novo?
Bu da demektir ki buraya Don'dan bile sonra geldin. Bana başka bir sandalye bulabilir misin?
Podes ver se há mais alguma cadeira?
Kırmızı Fenerler'den Atrocitus, buraya aşkın şampiyonu Dünya'dan Carol Ferris'e karşı ölümüne bir savaşta nefreti temsil etmeye geldin.
Atrocitus dos Lanternas Vermelhas, estás aqui para representar o ódio Numa luta até a morte, contra a campeã do amor, Carol Ferris da Terra.
- Ne bok yemeye geldin buraya?
Que caralho fazes aqui?
Sen buraya Lily için geldin.
Estás aqui pela Lily.
Yani sen buraya onun Beyaz atlı şövalyesi olarak geldin.
Então vieste ser o cavaleiro andante dela.
Onun yerine buraya geldin.
Mas, acabaste aqui.
Buraya neden geldin?
Agora, porque vieste aqui?
Buraya kendi adamını satmak için mi geldin?
Vem aqui apenas para encabular o garoto?
Buraya yemeğe geldin işte, değil mi?
Veio cá jantar, não veio?
O kadın söyledikten sonra hemen buraya geldin.
Sempre que aquela mulher manda, vais a correr.
Buraya nasıl geldin?
- Uma boleia da Guarda Costeira.
Çünkü dediklerin doğru olsaydı, o zaman bu gece buraya neden geldin?
Porque se o que afirmas fosse verdade, Por que terias vindo esta noite?
Yani, buraya bana kelek attığın için özür dilemeye ve hazır bunu yaparken arkadaşına da ihanet etmeye mi geldin?
Então vieste até aqui para pedir desculpas por me teres lixado e aproveitas para lixar a tua amiga?
Kusura bakma. Muhtemelen buraya yanıt aramaya geldin.
Desculpe, deve ter vindo cá à procura de respostas.
- Buraya nasıl geldin?
- Como cá chegou?
Daisy buraya Alfred'i görmemek için mi geldin?
Daisy, estás aqui para evitar ver o Alfred?
Ve şimdi buraya beni öldürmek için geldin.
E agora estás aqui, para me matares.
Buraya... buraya beni kurtarmak için mi geldin?
Vieste... Tu vieste salvar-me?
Buraya benim için mi geldin?
Vieste aqui por mim?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]