Burayı Çeviri Portekizce
13,907 parallel translation
Peki burayı seviyor musun?
Então, gosta de estar aqui, não é?
Bir şey daha, burayı sıkı şekilde yönetirim.
Mais uma coisa... Tenho isto muito bem controlado.
Burayı imzalarsanız.
Assine aqui...
- Tamam. - Burayı terk edelim. - Terk edelim.
- Vamos embora daqui!
Burayı kiralamayı mı düşünüyorsunuz?
- Estão a pensar arrendar esta casa?
Burayı özleyeceğim.
Vou ter saudades desta casa.
Burayı gerçekten özleyeceğim sanırım.
Acho que até vou ter saudades deste sítio.
Dedenin burayı rengarenk boyatacağını düşünüyorum.
Espero que o seu avô redecore em cores alegres.
- Burayı cehenneme çevireceğim!
- Destruirei este lugar!
Burayı yönetmeye başlar başlamaz maaşıma zaman yapmaya söz verirsen, olur.
Só se prometeres dar-me um aumento, assim que estiveres à frente disto tudo.
Sevmedin mi burayı?
Não gostas de estar aqui?
Çünkü seviyorsun burayı, değil mi?
Porque gosta de aqui estar, certo?
Kaylee burayı çok sevecek.
A Kaylee vai passar-se com aquilo.
Burayı bulup onları durdurmak için solan ışığın içinden geçip geldim.
Fui ao crepúsculo para encontrar isto, para os deter.
Burayı birlikte müdafaa etme fikri doğrultusunda.
É uma união para defendermos esta ilha.
Çünkü sen buradan denize açıldın ve burayı korkulan bir yere çevirdin.
E porque tu levantaste âncora daqui e fez desta ilha um sítio temível.
Kendimi altını hisarı, burayı çağla boyunca korumaya adadım.
Escutem. comprometi-me a defender o ouro, o forte, esta ilha, de preservar isto tudo durante décadas.
Haksız bir yağma hazinesini elden çıkarıyorsunuz yeni rejim buraya ayak basmadan burayı terk edebilirsiniz.
Estás a livrar-te dos despojos conseguidos em saques criminosos para saíres daqui antes do novo regime se instalar.
- Bir filo. 8 gemi, 700 kadar asker hepsi de buranın Vali'si tarafından tayin edilen askerler ve gerekirse zorla burayı geri almak için tüm izinler verilmiş.
Oito navios e centenas de soldados liderados por um homem que diz ter sido nomeado governador e dado o poder para tomar a cidade à força, se necessário.
Burayı karşı tarafı ürküterek koruyacaksak uygulayacak bir planımızın olması gerekiyor.
Parece-me que, se decidirmos defender esta ilha, precisamos de um plano.
Eğer kaybedersek, burayı terk etmemiz gerekirse neden kalmak istiyorsun?
Se perdermos, se tivermos de ir embora, porque queres tanto ficar?
Burayı nasıl buldunuz?
Como encontraram esta ilha?
Bir kez burayı evcilleştirdin.
Já domesticaste esta ilha uma vez.
Lakin ben burayı yöneten kadının ne ile karşı karşıya olduğunu anlıyorum.
Mas sei o que a mulher que lidera esta ilha está a enfrentar neste momento.
Baban ve ben burayı onların dünyasından uzak durmak için inşa ettik.
O teu pai e eu construímos este sítio para nos separarmos do mundo deles.
Sanırım burayı, geçirdiğin pençelerinden kurtarmanın bir kral, onun yasaları hatta ölümün için bile zor olacağını tahmin etmem gerekirdi.
Devia ter previsto isto. Devia saber que o teu controlo sobre este sítio é demasiado forte para ser contrariado pelo rei, pelas suas leis ou até mesmo pela tua morte.
Görünen o ki o altınlar olmadan burayı fethetmiş olmayacak.
Parece-me que sem aquele tesouro, a missão dele falha.
Ya da inatla reddedecek ve neticede İspanya burayı yerle yeksan edecek.
Ou teimosamente recusará e por causa disso, Espanha arrasará com esta ilha.
Sonsuza kadar burayı terk etmek üzere ve ben buna müsaade edemem.
Ela está prestes a fugir para sempre, e eu não permitirei isso.
Ben burayı nakit para basıp aldım.
Eu paguei por este lugar.
Burayı yerle bir edip bizi cehenneme yollamaları kimin umurunda ki?
Quem se importa se demolirem o hotel e nos mandarem para o inferno?
Neden burayı kapatmıyoruz ki?
Porque não fechamos o hotel?
Burayı biz tasarladık.
Desenhámos a casa juntos.
Burayı o işletiyor.
É ele quem manda aqui.
Burayı seviyor musun Morgan?
Gostas de estar aqui, Morgan?
İnsanlar burayı genelde avlanmak, balık tutmak ya da onun gibi bir şey için kullanıyor. Bulduğun gibi bırakman gerek
As pessoas costumam usá-la para caça ou para pesca ou algo assim e têm de a deixar tal como a encontraram.
Burayı ofiste geç saatlere kadar çalışarak satın aldım.
Comprei este apartamento... para quando ficasse até tarde no escritório.
Pekâlâ millet, herkes burayı dinlesin!
- Bravo! Certo, pessoal, escutem!
Burayı ofisteki mesailerim için satın almıştım. Megan'la sorun yaşamaya başlamamızdan beri.
Comprei este sítio para noites até tarde no escritório, desde que a Megan e eu começamos a ter problemas.
Ev derken burayı mı kastediyorsun?
- "Casa", como "aqui"? - Sim.
- Burayı sevmedim.
- Não gosto deste lugar.
Şimdi burayı terk etmezseniz sizi buradan yaka paça sürükler ve nezarete tıkarım.
Se não saírem já, mando tirá-los e pô-los na prisão.
- Burayı biliyorsun.
- Tu conheces este sítio.
Burayı daha çok seviyorum.
Gosto mais de estar aqui.
- Burayı özlemiyor musun?
Não tens saudades de estar cá?
Astra teyzeyi kovalarken düşüp burayı çatlatmıştım.
E eu fiz esta racha, quando tropecei enquanto corria atrás da tia Astra.
Burayı sevmediğim için değil.
Não é porque eu odeie viver aqui.
İşte bu yüzden dostun Kissy bana burayı anlatınca çok şaşırdım.
E por isso fiquei tão surpreendido quando o teu amigo Kissy me falou deste lugar.
Çocukken severdim burayı.
Quando eu era um garoto, gostava disto aqui.
Burayı izle bak, en güzel yeri.
Esta é a parte boa.
Burayı imzalayın.
Assine aqui.
burayı sevdim 35
burayı nasıl buldun 34
burayı seviyorum 78
burayı biliyorum 18
burayı sevmiyorum 19
burayı imzalayın 45
burayı sevdin mi 17
burayı boşaltın 20
burayı seveceksin 29
burayı imzala 31
burayı nasıl buldun 34
burayı seviyorum 78
burayı biliyorum 18
burayı sevmiyorum 19
burayı imzalayın 45
burayı sevdin mi 17
burayı boşaltın 20
burayı seveceksin 29
burayı imzala 31
buraya gel 5102
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya neden geldin 73
buraya gelin 820
buraya 1484
buraya gelecek 17
buraya bak 279
buraya kadarmış 49
buraya gelir misin 63
buraya geldin 19
buraya kadar 304
buraya neden geldin 73
buraya gelin 820