English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ B ] / Buraya geldiğinde

Buraya geldiğinde Çeviri Portekizce

957 parallel translation
Buraya geldiğinde, o henüz çocuktu, bir delikanlıydı.
Quando ele aqui chegou, era ainda uma criança, um adolescente.
O buraya geldiğinde, rekabet bu denli yoğun değildi.
Quando ele cá chegou não havia tanta competição.
Baban buraya geldiğinde annemle bu işi halleder.
O teu pai pode pagar à minha mãe quando chegar cá.
Pierrot kaçıp buraya geldiğinde, görmemezlikten geldi.
Quando Pierrot desertou e veio aqui, ele virou a cara.
Buraya geldiğinde ve işler...
Quando chegam aqui...
O buraya geldiğinde hazır olamayacaksınız.
Estou a achar que não estará pronta quando ele chegar.
Buraya geldiğinde, telefonu kullanmak için vezneye sor.
Quando chegar cá, peça na secretária da caixa... para usar o telefone.
Ocak ayında buraya geldiğinde, sana çok net olarak bunun seninle alakalı olmadığını, elçiliğin işi olduğunu söylemiştim.
Eu disse que não era serviço seu, mas da Embaixada.
Paderewski buraya geldiğinde
Quando o Paderewski vem participar
Atınla buraya geldiğinde niçin bende peşinden geldim biliyormusun?
Sabe porque corri até aqui quando o vi entrar?
Daha önce buraya geldiğinde kim olduğunu bilmiyordum.
Não sabia quem eras, quando aqui vieste antes.
Veya yarın Kızıl Bulut buraya geldiğinde kendin de alabilirsin.
Ou podes mesmo tu arranjar uma amanhã através do Nuvem Vermelha.
- Oldu, Sebo buraya geldiğinde nasılsa değiştiririz.
Bem, temos de mudar isso quando o Sebo, chegar.
Buraya geldiğinde beni sinirleri harap bir halde bulursa şaşırmamasını söyledim.
Eu disse-lhe para não se surpreender se me encontrar uma pilha de nervos, quando cá chegar.
Hey Chink şu herif elinde parayla buraya geldiğinde, Kadın işi için Sonora'ya gidelim.
Hei, Chink, quando chegar o sujeito com o dinheiro, o que acha de irmos para Sonora?
Ama Lew buraya geldiğinde ne yapacağımı düşünmeliyim.
Mas sabe uma coisa? Lembrei-me de que quando o Lew chegar... ele é bem bom com uma arma.
Sığırlar buraya geldiğinde.
Assim que a trilha de rebanhos chegar.
Bu akşam buraya geldiğinde halini görmeliydin.
E devias tê-lo visto quando aqui entrou esta noite.
Kirby, buraya geldiğinde ayık olmanı istiyorum.
Kirby, quando voltar, volte sóbrio
Roger yemek için taksiyle buraya geldiğinde zaten biraz sarhoştu.
Roger estava um pouco tocado quando cá chegou de taxi para jantar.
Buraya geldiğinde Deborah'ın generalinin adını aldı.
Mas quando chegou aqui, escolheu o nome do general de Débora.
Anne ve babası naziymiş ama o buraya geldiğinde sekiz yaşındaymış.
Seus pais eram nazis, tinha oito anos quando eles se filiaram.
Kelp, hatırladığıma göre, buraya geldiğinde, sana ve fakültenin diğer yeni üyelerine üniversite tesislerinin kişisel deneyler için kullanılmasına izin vermeyeceğimi söylemiştim.
Kelp, recordo-me que quando cá chegou eu disse a todos os membros novos da faculdade que não tolero que o pessoal use o equipamento da universidade para experiências pessoais.
Buraya geldiğinde annesini gördünüz mü?
Viu a mãe dela enquanto cá esteve? - Eu vi-a.
Buraya geldiğinde size söylemiştim.
Eu disse-lhes quando ela entrou aqui.
Halkın, buraya geldiğinde...
O teu povo, quando vem para cá...
Buraya geldiğinde, birine ihtiyacın varmış gibi görünüyordun.
Quando apareceu aqui, pareceu-me precisar de uma.
- Bana hapları buraya geldiğinde verdi. Onu o zamandan beri görmedim.
Ele deu-me os comprimidos quando chegou a Sogo.
Buraya geldiğinde endişeye gerek kalmayacak.
Assim que chegar, estará tudo bem.
O bütün kalabalık buraya geldiğinde ben de buradaydım.
Estava aqui quando chegou a multidão.
Buraya geldiğinde o da senin gibi kokuyordu.
Quando ele veio para cá, também era parecido, e cheirava assim.
Umarım buraya geldiğinde görecekleri hoşuna gider... çünkü cehenneme giderken yanında götürecek.
Espero que goste do que vir quando entrar, pois é o que vai levar com ele para o inferno.
Buraya geldiğinde.
Quando cá chegar.
Dün gece buraya geldiğinde hakkımızdaki şeyleri biliyordu. Birileri ile konuşmuş olmalı.
Já sabia do plano quando chegou, deve ter falado com alguém.
Buraya geldiğinde yemekten kalkmış olmalısın.
É melhor acabares antes dele chegar.
- Cole. Şerefsiz Jesse dün buraya geldiğinde senin öldüğünü söyledi.
O Jesse disse ontem que tinhas morrido quando passou por aqui.
Buraya geldiğinde, adını bile söylemedi!
Nem sequer disse o nome quando entrou aqui!
Önemli olan Farmer buraya geldiğinde doğru cevap vermendir. İşte adamın, teğmen.
É melhor ter as respostas certas quando o Farmer chegar aqui.
Buraya geldiğinde, ışıkları bile açmadan.
Só queria ver o que fazia. Quando entrou, nem acendeu a luz.
Sorsana, kadın dün buraya geldiğinde onu neden görmemiş.
Pergunta-lhe por que não a viu ontem.
Ayrıca Herod buraya geldiğinde, ona birkaç krallık daha vermiştin.
E deste-lhe ainda mais do que já tinha.
"Bay Jubal Crabby buraya geldiğinde..."
Oh Vashti!
Buraya gelecek. Ve geldiğinde de bundan haberim olacak.
Ele há-de vir e quando vier eu saberei.
Buraya, batıya ilk geldiğinde burada yalnızca tepeler ve toprakta çukurlar varmış.
Sim, o Jim disse que quando veio aqui pela primeira vez... aquelas colinas não passavam de buracos no chão.
Buraya ilk geldiğinde, ikimiz de bunu beklemiyorduk değil mi?
Quando aqui chegaste, nenhum de nós o pediu, pois não?
Buraya bu yüzden döndüm. Aramıza geldiğinde yanında olmak için.
E eu voltei aqui para estar presente quando Ele aparecer entre nós.
İngiltere Kraliçesi, Paris'e geldiğinde buraya oturmuştu.
Foi lá que se sentou a Rainha de Inglaterra, na sua última visita.
Buraya ilk geldiğinde tavuklardan nasıl nefret ettiğini hatırlar mısın?
Lembra-se de como odiava galinhas, quando aqui chegou?
Buraya geldi belirli bir işaret grubu verdi paranın yarısını peşin ödedi gerisini de almaya geldiğinde.
Veio aqui... deu-me uns desenhos talhados... pagou a metade do valor ao encomendar, em dinheiro vivo... e depois a outra metade quando os veio buscar.
Genellikle buraya bir yabancı geldiğinde onu öldürürüz güvenliğimiz açısından.
Por motivos de segurança, costumamos matar estranhos que por cá passam.
Buraya son geldiğinde, sanırım kedini kaybetmiştin.
A última vez que estiveste aqui, acho que tinhas perdido o teu gato.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]