English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ F ] / Fakat şimdi

Fakat şimdi Çeviri Portekizce

1,083 parallel translation
- Hafızamı kaybetmiştim, hatırlıyor musun? - Fakat şimdi?
- Perdi a memória, lembras-te?
Fakat şimdi Thundranium'a ihtiyacım var.
Mas agora preciso de Thundranium.
Sör George kendi arazisinde halka açık etkinliklere ya da festivallere her zaman karşıydı. Fakat şimdi bir tanesini düzenlemek bir fırsattı. Cinayet avı da buna dahildi.
Sir George sempre se havia oposto a eventos públicos, festivais em suas propriedades, mas era oportunidade de fazer um, incluindo a "Caçada ao Assassino".
Fakat şimdi kontrol bizde.
Mas nós temos o controle.
Bak, bize sormadan nefret ettiğimiz bir şey aldılar. Bu kötü tabii. Fakat şimdi gidip, onlara sormadan istediğimiz her şeyi alma şansımız oldu.
Eles compraram uma coisa que nós odiamos sem nos consultarem, e isso é mau, mas, agora, temos o direito de comprar o que quisermos, sem os consultarmos, e isso é bom.
Oh. Eskiden bu gibi durumları büyüdüğümde kontrol altında tutabileceğimi düşünürdüm, fakat şimdi ciddi olup olmadığını bile bilmiyorum.
Dantes, pensava que sabia lidar com estas situações, mas nem sei se ele fala a sério.
İstiyorum, fakat şimdi patlamış mısır istiyorum.
E quero, mas agora quero pipocas.
Onlara ihtiyacım olduğunu düşünmüştüm, fakat şimdi bakınca ihtiyacım yok.
Bem, eu pensava que precisava delas. Mas parece que não.
Senin teorilerini dinlemek için bir sürü zamanım var. Ve bu kahrolasıca teorilerin her birini de dinlemek istiyorum, fakat şimdi çok yorgunum ve beyzbol hakkında düşünmek istemiyorum. Ve kuantum fiziği hakkında da düşünmek istemiyorum.
Tenho muito tempo para escutar suas teorias... e quero escutar cada uma delas, mas... agora estou cansado, e não quero pensar sobre beisebol... e não quero pensar sobre física quântica... e não quero pensar sobre nada.
Elbette bir hayalet ve katil olduğumun farkındayım, fakat şimdi bunu unutalım.
Sei que sou um fantasma... e um assassino, mas esqueça de todo resto.
Radyonuzun en ateşli frekansında Doorman ile birliktesiniz fakat şimdi biraz yavaşlayacağız sizler için dünyanın en iyi sanatçısı geliyor.
Esse foi mais um sucesso dos Doorman mas agora vamos colocar algo mais lento para todos os amantes que estão no "Topo do Mundo".
Fakat şimdi bu topraklar, 10 kat daha fazla kar bırakıyor.
Mas agora, a terra rende dez vezes mais.
Fakat şimdi her şeyi batırmaya gerek yok ismini de dahil.
Mas não há razão para arruinar tudo agora, incluindo o seu nome.
Fakat şimdi bunu biliyorsunuz.
Mas agora, você sabe isso.
Şeyy, Plato'nun birkaç teorisi vardı gerçi ama... fakat şimdi... daha çok... ee.. genç erkeklerin kampına takılıyor.
O Platão tinha algumas teorias, mas agora, praticamente, só leva rapazes jovens a acampar.
Fakat şimdi onları adadan ayrılmadan durdurmak zorundayız.
Mas agora temos de impedir que eles deixem a ilha.
Fakat şimdi size bir tavsiyem bu evden uzak durun.
Vamos levá-lo para a delegacia. Entretanto, vou lhe dar um conselho : Se afaste desta casa.
Önemli olan önceden neden yapmadığımız değil fakat şimdi halledebiliriz.
Não se trata daquilo que se poderia ter feito, mas o que fazer agora.
Fakat şimdi bakınız, daha iyi çıkmaya başladılar.
Mas desde há alguns momentos elas sobem bastante melhor.
Fakat şimdi bana neden yardım ettiğini bilmiyorum... anlamıyorum.
Mas não sei porque está a ajudar-me. Eu não sei.
Hassasiyetini anlıyorum, fakat şimdi değişim içindesin, "Başkan Yardımcısı" Martin.
partilho da tua sensibilidade mas agora és um tipo de peso,
Eşinin şefkat ve sevecenliğinin tadını çıkartmıştın. fakat şimdi o uyuyor ve sen yalnızsın.
Gozou a ternura da sua mulher, mas agora ela dorme e você está só,
Fakat şimdi anlıyorum ki Amerikan uçaklarını her zaman mükemmel yapanlar, kokpitinde senin gibi mükemmel adamlar, ve Alman parçalarıdır.
Só agora percebo que os aviões americanos serão sempre superiores desde que haja fantásticos homens como tu no cockpit e componentes alemãs.
Fakat şimdi, bu pisliği yiyeceksin.
Mas agora, comes isto.
Fakat şimdi, hadi ama, pal... hadi bizim çocuklara iş ve konyak! a gidelim, he?
E agora... os Homens vão para o conhaque e aos negócios.
Fakat şimdi lütfen devam edin ve bırakında ona göz kulak olalım.
Mas agora, por favor, retirem-se e deixem-nos cuidar dela.
Ve söz veriyorum, çok iyi bir baba olacağım. Fakat şimdi hemen Ajan Cooper'ı bulmalıyım.
E prometo que serei um óptimo pai, mas agora tenho de encontrar o agente Cooper.
Ben küçükken belki. Fakat şimdi...
- Talvez quando eu era pequena...
Fakat şimdi Büyük Britanya'daki en karanlık deliğe çok yakınız ve sen hala benimle konuşmuyorsun.
Mas a verdade é que estamos muito perto do buraco mais negro da Grã-Bretanha... e, mesmo assim, você não quer falar comigo.
Fakat şimdi de ben size biraz Paris'i göstereceğim.
Mas agora há uma parcela de Paris que eu gostaria de lhe mostrar.
Fakat şimdi bu dükkanın nerede olduğunu bulmamız gerek.
Mas agora temos de saber onde fica a tal loja.
Şimdi, tam olarak olmasını umduğumuz şekil bu değil, fakat... Bir dakikan var mı?
Não é propriamente aquilo que esperávamos que fosse, mas, tem um minuto?
Şimdi yerlerinize dönün ve silahlarınızı doldurun fakat tekrar ediyorum, ben hedef alanından çıkıncaya kadar ateş etmeye başlamayın.
Regressem aos vossos lugares e carreguem as armas, mas não repito, não comecem a disparar enquanto eu não sair da área dos alvos.
Fakat simdi sizler bana bir zamanlar tüm kalbimle inandığım şeyleri hatırlama gücü verdiniz. Bunun için size teşekkür ediyorum.
Mas agora haveis-me dado a força para recordar aquilo, em que cria com todo o coração, e por isso, agradeço-vos.
Güneşi, daha önce de bahçe hortumunun üzerinde görmüştüm. Fakat, şimdi senin gözleminle görünce gerçekten anlıyorum.
Já tinha visto o Sol erguer-se sobre uma mangueira de jardim mas agora que o vi através dos teus olhos é que o compreendo.
Şimdi onlar hoşlanıyorlar, fakat bu bize fazladan iş.
Está bem.
Keşke, tabiat bize solucan gibi ihtiyacımız olan her şeyi verseymiş. Ya da şu antikacıda çalışan 2 adam gibi olsaydık. Fakat bana kimse sormadı ve şimdi de geç kaldım.
Quem me dera que a Natureza nos tivesse dado tudo, como á minhoca ou como àquele tipo que trabalha na loja de antiguidades mas ninguém me perguntou e, agora, é tarde de mais.
Şimdi, biraz zaman aldı, fakat... en azından kapana girdi gibi.
Foi bastante difícil, mas... Ao menos parece que está preso.
Şimdi, çok para harcamıyor fakat bir kaç yıl önce, bir süreliğine, çok para harcamış fakat sanırım, sonrasında, 10 Dolarlık iddialarla yetinmiş.
Agora, ela não gasta muito dinheiro... mas gastou muito mais por algum tempo um par de anos atrás... mas então creio que aprendeu a manter-se em apostas de dez dólares.
Fakat, şimdi gayri resmi olarak duyuramaz mısınız?
Mas, uh, você não poderia formalmente anuncia-los informalmente agora?
Fakat şu motorcu Jimmy Flood. Şimdi sınırı aştı.
Mas este motociclista, Jimmy Flood passou-se da raia
- Fakat ya şimdi?
- E agora?
Şimdi ise bir dekorasyoncu olmak istiyorsun buna karışamam. Fakat bu takımda hala sana ihtiyacımız var.
Se agora queres ser decorador de interiores, não é da minha conta, mas há quem precise da equipa.
Şimdi değil, fakat, eğer yalnız olursanız...
Não neste momento... mas se estivesse sozinha...
Bak denemene izin verirdim, fakat küçük parmağım kırıldı ve şimdi çıkmıyor.
Bem, eu deixaria experimentá-lo, mas quebrei este dedo e agora está preso.
Beni her şeyimle istediğini söyle, fakat bunu şimdi söyle.
Diz-me que desejas tudo, mas diz-me agora.
Fakat bunu şimdi yapmayacağım.
Mas não o vou fazer agora.
Fakat, ardından Bayan Dunbar onu reddetti. Şimdi birini öldürmekten ve diğerini suçlamaktan daha iyi ne olabilir?
A mulher opunha-se e a Sra. Dunbar recusou os seus avanços, nada melhor que matar uma e incriminar a outra.
Fakat.. şimdi sana aşık olmaya başladım.
Mas... agora eu amo-te.
Dobralığım için beni bağışla ; fakat Atılgan şimdi benim.
E perdoe que lhe seja tão franco, mas agora a Enterprise é minha.
Fakat bu şimdi mümkün değil.
Aqui você facilitará o meu trabalho.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]