English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ H ] / Hey bak

Hey bak Çeviri Portekizce

3,327 parallel translation
- Hey bak, John, dün gece hakkında. - Unut gitsin.
- John, sobre a noite passada...
- Ne konuda? Hey bak, öyle değil.
- Olha, não é assim...
Hey bakın.. mutlu çift.
Vejam só... O casal feliz.
Hey bakın! Yanında Kurt'te var.
Olhem, ele está com o Kurt!
- hey bakın!
- Olha!
Bakın, bugün herşey yolunda gitti.
Hey, olhem, acabou tudo bem.
- Hey, bak.
- Ouve...
Hey, bak, Seni orada göremeyince, Ben, seni kaybettiğimi düşündüm.
Ei, uhm, quando desapareceste lá dentro, pensei que te tinha perdido.
Öyle mi? Hey millet, şu övgüye bakın!
Ei, pessoal, vejam o meu elogio.
Hey, Mike. Bak sana ne getirdim?
Mike, vê o que tenho para ti.
Hey, bak şuna.
Ei, vejam.
Hey, bana bak.
Olha para mim.
- Hey, işte orda o, bak.
- Ei, lá está ele, olha.
Hey, şuna bakın.
Ei, vejam isto.
Hey, Stewie'nin penisinin büyüklüğüne bakın.
Vejam o tamanho do pénis do Stewie.
Hey kankalar neye bakıyorsunuz?
- Para onde estão a olhar?
Hey, kendine iyi bak Chewie.
Fica bem, Chewie.
Hey, şuna bak.
Olha para isto.
Hey, bak, üzgünüm, ben biraz...
Desculpa.
Hey, bak, bebek tehlikede. rahmi genişlemedi ama bekleyemem.
O bebé está em sofrimento e a Jane não dilatou, mas não posso esperar.
Hey, şuna bak.
Olha para aqui.
- Hey, bak.
- Ei, olha.
- Hey, Naomi. - Bak, bu adil değil. Sen benim adımı biliyorsun, ama ben seninkini bilmiyorum.
- Não é justo, sabes o meu nome e não sei o teu.
Ah, şey, hey, bak, garip bir soru olduğunu biliyorum, ama, aa...
Sei que é uma pergunta estranha, mas...
Hey, hanımefendi. Şuraya bakın.
Minha senhora, olhe para ali.
Hey, bak, önceden kısa kısa cevaplar verdiğim için üzgünüm.
Olha, desculpa por ter sido... antipático, à pouco.
- Çocuklarımın ölmesini istemiyorum. - Hey, hey, hey, bak.
- Não quero que os meus filhos morram.
Hey, bak fark ettim ki...
Veja... Percebi que se eu não viesse te ver... me arrependeria pelo resto da minha vida.
Hey, şuna bakın.
Olhem só.
Bak, hey...
Está bem.
Hey, bak, bekle, bekle, sadece izin ver...
Ei, olha, espera, espera, deixa-me apenas...
Hey, Adam, yukarıya bak!
Adam, olha para cima.
Hey! Önüne bak, ahmak!
Olha por onde andas, parvo!
Hey, asker, önüne bak.
Ei, soldado! Olhe para a frente.
Hey, bakın kimler var burada. Ezik ve çetesi.
Olha quem está aqui a gangue toda reunida.
Hey, şu işe bak. Tanya fotoğraf çekimi için ulaşım bilgilerini gönderdi.
Ótimo, Tanya me mandou as instruções para a sessão.
Hey, şuna bak.
Olhe isso.
Hey millet, bakın. Donu daha az homo.
Olhem todos é a cueca do "Cuecas".
Hey, bak neredeyiz!
Ei, vê onde estamos!
"Hey, Monica, bu adam canlı." Bak.
"Mónica, este tipo está vivo."
Hey, bak, sen bu takım işlerinden anlarsın.
Olha, tens jeito para as cenas em equipa.
hey, içeri bak tamam git git git
Zing, cuida dos teus homens. Vamos.
Hey, Bak bacım,... sadece acı gerçekleri söyledim diye bana patlayıcı atma!
Olha, irmã, não te ponhas a atirar-me explosivos só porque não aguentas a verdade!
Hey, Max bakıyorumda, bilmiyorum, sanki senin için fazla büyüğüm?
Ei, Max, pareço um pouco, sabes, rechonchudo para ti?
Hey, bu pencereye bak.
- Atenção a esta janela.
Hey bana bakın! Ben Herardo'yum.
Olhem para mim, sou o Geraldo!
Hey, bak!
Olha ali!
- Hey, bak!
- Ei, olha!
Hey, bana bak.
- Olha para mim.
Bu çok süper! Hey şuna bak.
Que espetáculo! Olha para isto.
- Haklısın. Hey, bak, normalde ben "Büyükbabayı kızdır" olayında olurdum ama ailemin şu anda benimle konuşmadıklarını bilmiyorsun.
Normalmente, estaria totalmente de acordo em irritar o teu avô, mas o que não sabes é que...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]