English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kâra

Kâra Çeviri Portekizce

62 parallel translation
Yirmi sente bir kutusunu alıp buzdolabına koysan kâra geçersin.
Compra uma caixa, 20 cêntimos, põe-na no frigorífico e estás garantido.
Yo demek istediğim sattığınız biletlerden bari kâra geçebildiniz mi? Bizi bu hale sürükleyen insanların düşüncelerine göre, anla işte, biz aracı olduk biraz... böyle düşünseniz daha iyi anlarsınız.
Isto foi pago... por todos os que tiveram a ideia... de nos possibilitar ficar na posição... de ser um instrumento, um veículo para realizar isto.
... önceki yıllardan nakli yekun olarak artırılan 20 Dolar ve 30 Cent yani 2.890.281 Dolar ve 65 Cent kullanılabilir kâra denk 11.920- -
... $ 21,30. Aumento pelo transitado de anos passados, principalmente, $ 2 milhões, 890 mil, 251,65, equivalente a um lucro disponível de $ 11 milhões, 920 mil...
14 Kasım geldiğinde, CCA'nın yıllık yönetim toplantısında ayağa kalkıp şöyle diyeceğim : Beş yıldan beri ilk defa kanalımız kâra geçmiş pozisyondadır.
A 14 de novembro, estarei na Assembleia Geral da CCA anunciando que esta emissora deu lucros pela primeira vez em cinco anos!
Kanalımız UBS'nin, kazandığımız 110 milyon dolarla birlikte zarara geçen bir şirket olmaktan çıkıp kâra geçtiğini belirtmek isterim.
A UBS estava a atingir um fluxo de caixa de nivelamento, depois de estar com um prejuízo de 110 milhões de dólares.
Galiba 1975 yılında yaptığımız kârın, yılın başında yaptığımız kâra bölünmesi baz alınıyor. Maaşının % 50'sine, yılın başında yaptığımız kârın % 25'i ilave ediliyor ve sözleşmenin bitiş tarihiyle çarpılıyor.
Assim de repente, acho que foi baseado num múltiplo dos ganhos de 1975, num período base, que eu acho que foi de 50 % de salário, mais 25 % do lucro do primeiro ano, multiplicado pela parte não-expirada do contrato.
Hah, bakın bir-iki pound kâra geçtiniz?
Poupei-lhe uma ou duas libras aqui.
Bir anda büyük kâra geçtim ve benim için çalışan brokerler tuttum.
E em pouco tempo estava a ter lucros e a contratar pessoal para trabalhar.
- Ali, konar kâra.
Celerado que Bisa Alarme
Piyasanın şu anki haliyle o paranın % 20'sini kâra dönüştürürüm. - % 20 mi?
Podia pegar nesse dinheiro e, nesta conjuntura de mercado, dar-lhe lucros na ordem dos 20 %.
Zar zor kâra geçebiliyorsun.
A sua margem de lucro está por um triz.
Kâra geçeceğim! Teşekkürler!
Economizarei milhares.
Yine de bana yatırım yaptılar. Ben de onları kâra geçirmeliydim.
Mas eles engoliram-na, e agora eu tinha de apresentar resultados.
Son etkinlikte topladığımız paralar, bizi kâra geçirdi.
No último evento, conseguimos ficar com algum dinheiro na conta.
Her başarılı işadamı, anaparanın, kâra dönmesinin, zaman alacağını bilir.
E é sabido que há uma grande distância entre o investimento inicial... - E o lucro.
- Kâra geçmesi.
... e o lucro, exactamente.
Ayrıca... teslimat gerçekleşmezse, mektubun içeriğinden... elde edeceğiniz kâra karşılık... 100 dolar daha.
Mais US $ 100... reservados contra qualquer lucro que o senhor possa gerar... se a entrega se tornar impossível... por causa das informações contidas na carta.
Yani bu çok değerli bilgiler içeren... mektup yerine ulaşmazsa... elde edeceğim kâra karşılık.
Então, é uma compensação... contra os lucros que posso vir a ter no caso de essa carta... se não entregue, conter informações muito valiosas.
Bu destedekiler kumarhaneyi kâra sokuyor olmalı.
As cartas desta devem favorecer a casa.
United Ekspres'i aldığınızdan beri şirket art arda altı dönemdir kâra geçiyor.
Desde que tomou United Express leva seis trimestres de ganho.
Art arda altı dönem kâra.
Por seis trimestres de ganho.
Kitabının fazla satmayacağını biliyorum ama bunu küçük bir kâra dönüştürebileceğimizi sanıyorum.
Sei que o seu livro não vai vender muitas cópias, mas acho que poderemos ter algum lucro.
Başka insanların söylediklerini ve yaptıklarını kopyalayarak... -... bunları kâra çeviriyorsun.
Copias o que as outras pessoas dizem e fazem e lucras com isso.
Benim arabamdan kâra mı geçeceksin?
Tu estás a vender o meu carro com lucro.
Kâra geçirir mi?
O que vai repelir?
Elektriklerin kapanmaması için yüzde onluk kâra ihtiyacımız var.
Precisamos dos 10 por cento dele para pagar a luz.
Ayrıca indirimim sayesinde çok büyük kâra geçiyoruz.
E, com o meu desconto, estamos a poupar uma fortuna.
Tebrik kartlarına tonla para harcayarak nasıl kâra geçiyoruz acaba?
Como é que comprar montes de postais é poupar uma fortuna?
Bilin bakalım kim vitrin mankeninin üstündeki kıyafeti giyip bizi % 20 kâra soktu?
Adivinhem quem é que se conseguiu enfiar no fato do manequim e poupar-nos 20 %?
Kâra geçeceksin, evet.
Vais ter lucro.
Neye mal olursa olsun, kâra bağımlı olmak, saygıdeğerdir.
É respeitável ser viciado no lucro, independentemente das consequências.
Yani, toplumumuzda neyin kabul edilebilir ve neyin saygıdeğer olduğu son derece değişkendir ve görünen o ki, verdiği zarar büyüdükçe kâra bağımlı olmanın saygıdeğerliği artmaktadır.
Então, o que é aceitável e o que é respeitável, é um fenómeno muito arbitrário na nossa sociedade, e parece que, quanto maior o dano, mais respeitável é o vício.
Kâra geçmek istiyorsan cücelerle çocuklar için ufak bisikletler satmamız lazım.
Se queres ter lucro, precisamos de umas mais pequenas para anões e crianças.
Evet. Anında kâra geçeceğiz ve kayıt dışı olacak.
Mas é isso, os lucros são quase instantâneos e sem registos.
Büyükannen sana o şeyi bedavaya vermişti... Bana göre 30 dolar kâra geçtin.
A tua ama deu-te aquilo de graça, portanto, quanto sei, saíste a ganhar 30 dólares.
Teorinin söylediği üzere, kâra olan ihtiyaç, bir şahsa ya da organizasyona, pazarda alıcı bulabilecek ürünler ve fikirler üzerinde düşünmesi için, gerekli motivasyonu sağlar.
Conforme a teoria, a necessidade de lucro providencia a uma pessoa ou organização com motivação, trabalhar em novas ideias e produtos que possam vender bem no mercado.
Bowery Caddesindeki dükkânı Mayıs ayında kâra geçti.
A loja dele na Bowery Street teve lucro no mês de Maio.
Diğerleri geride kalıp acı çekerken böyle kâra konman hiç yüreğini sızlatmıyor mu Yüzbaşı Hatfield?
Alguma vez pensaste, Capitão Hatfield, que, enquanto lucravas, outros ficaram pela causa e sofreram com ela?
O da kâra odaklanmış durumda.
Ele está comprometido com o lucro.
Overholt içki fabrikasının bir ay içinde faaliyete geçmesini ve sonraki ay da kâra geçmesini istiyorum.
- Em troca, conto que a Destilaria Overholt esteja operacional dentro de um mês e a gerar lucros no mês seguinte.
Seni kâra dönüştürmek dışında.
A não ser transformar-te... em... lucro.
Kulüp biraz kâra geçebilsin diye onunla çalışacaktım.
Trabalho com ele para que o clube possa ganhar nome.
Bu makineyi işler hale getirmenin potansiyel riskleri elde edilebilecek bilimsel kâra değmez.
O potencial risco de uma catástrofe ao ligar a máquina... supera qualquer descoberta cientifica que se obtenha.
"Voulez" nin Avrupa sayısında babam üç sene sonra kâra geçmişti.
Foram precisos três anos para o meu pai aumentar os lucros da Voulez na Europa.
Normalde Constantine geceliği 44bin dolardır. Ama özel promosyonunuz sayesinde 4 bin dolar kâra geçtiniz
Normalmente, a Constantine custa $ 44.000 por noite, mas com a promoção especial, o senhor economiza muito.
Güce ve kâra çok şartlanmışız.
Somos tão motivados pelo poder e pelo lucro.
Zarar eden şirketleri alır ve kâra geçirir.
Compra um negócio falhado e fá-lo prosperar.
Ama sizi temin ederim son birkaç haftadan bu yana kendisi mağazanızı kâra geçirdi.
Mas posso garantir que ela lhe poupou centenas de dólares nas últimas semanas.
Genelde yeni bir işletmenin kâra geçmesi 5 yılı alır.
Os novos negócios, geralmente, costumam demorar 5 anos até dar lucro.
Şu anda tahmini 40 milyon $ net kâra bakıyorsun.
Estima-se que o lucro líquido ultrapasse os 40 milhões.
Hepimiz günahımızı kâra dönüştürmek istemiyor.
Nem todos queremos transformar o nosso pecado em lucro.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]