English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ K ] / Kötü zamanlama

Kötü zamanlama Çeviri Portekizce

353 parallel translation
Kötü zamanlama.
Má altura.
Kötü zamanlama Charlie.
Má hora, Charlie. Chuck, ouve.
- Üzgünüm, kötü zamanlama.
- Oh, Desculpa, é uma má altura.
Dilerim gelebilirsin, babalık, ama bu hafta çok kötü zamanlama.
Gostava que pudesses, pai, mas esta semana não dá jeito.
- Biliyorum kötü zamanlama.
Com licença. - Sei que é altura má.
Kötü zamanlama.
Mau timing.
- Kötü zamanlama mı?
- Apanhei-te em má altura?
Sadece kötü zamanlama deyip geçmek gerek.
Põe isso na conta de que já veio fora de tempo.
Kötü zamanlama Dedektif.
Muito bem.
Daha kötü zamanlama olamazdı.
Isto não podia ter vindo em pior altura.
Kötü zamanlama mı?
Vim em má altura?
Kötü zamanlama mı?
É má altura?
Kötü zamanlama Leo.
Má hora Leo.
- Kötü zamanlama.
- Má altura.
Kötü zamanlama, Jacquart.
Desculpe, Jacquart.
Kötü zamanlama mı?
Hora errada?
Ve Kötü Zamanlama Ödülleri'nde iyi şanslar.
E boa sorte no prêmio de "pior hora".
Kendime bunun kötü şans kötü zamanlama ya da Elçilerin arzusu olduğunu söyledim.
Sempre disse a mim mesma que foi azar, má altura a vontade dos Profetas.
- Kötü zamanlama.
- É só que... - É má altura?
Kötü zamanlama.
Muito má altura.
Olabilecek en kötü zamanlama!
Não podia ser pior!
Kötü zamanlama Con.
É uma altura má, Con.
Benim için kötü zamanlama.
É uma má altura para mim.
Evet, epeyce kötü bir zamanlama.
O momento foi mal escolhido.
Kötü bir zamanlama sorunu?
Talvez fora de tempo?
Hem de kötü bir zamanlama.
Não se dá conta do tempo.
- Daha kötü bir zamanlama olamazdı.
- Estou grávida. - Entendo.
Ben olabildiğince açık olmaya ve... -... dışarıda kalmaya çalışıyorum. - Kötü bir zamanlama.
Estou a esforçar-me por manter as cartas na mesa e poder continuar cá fora.
Sorun değil. Muhasebecim kötü bir zamanlama dedi.
O contabilista diz que fiz isto numa má altura.
Kimsenin onu aldığını düşünmüyorum. Bay Holmes, şaka için kötü bir zamanlama.
Não estou convencido que a carta tenha sido roubada.
Zamanlama daha kötü olamazdı.
A ocasião não podia ser pior.
Kötü bir zamanlama.
Apenas uma má ligação.
- Kötü zamanlama. Uygun olmadı.
- Má altura, não podes.
Kötü... zamanlama.
Falta de sincronia.
Kötü zamanlama.
Que má altura.
- Büyükelçi, zamanlama çok kötü.
- Embaixador, agora não é boa altura.
Kötü bir zamanlama.
Não é boa altura.
Daha kötü bir zamanlama yapamazdın.
Não podia ter escolhido pior altura.
Zamanlama kötü.
Nem é por causa do agora.
Hayatımda daha kötü bir zamanlama görmedim.
Nunca na minha vida eu vi pior caso de escolha de altura.
Zamanlama kötü ama Campari reklamını hatırlıyor musun?
Sei que a altura é má, lembras-te do anúncio da Campari?
Zamanlama daha kötü olamazdı.
- Em estado crítico. Não podia acontecer em pior altura.
Kötü bir zamanlama mı?
- Faz isso. É má altura?
Şu an kötü bir zamanlama değilse. Belki de, daha sonra gelmeliyim.
Se for má hora, posso voltar depois.
Zamanlama kötü olabilir ama oğlum için bir imza verir misin? Senin harika olduğunu düşünüyor. Mikey'e diye yaz.
A ocasião não será a melhor mas assina-me um autógrafo para o meu filho.
Kötü bir zamanlama, tam bağbozumu sezonuna geldi diyorum.
- Não estou recusando. Disse simplesmente que nesta época é ruim.
Ne kadar da kötü bir zamanlama.
Que momento tão inoportuno!
Çok kötü bir zamanlama bu!
Esta altura é péssima!
Herhalde seni yemeğe davet etmek için kötü bir zamanlama?
Talvez não seja a ocasião para te convidar para jantar.
Son derece kötü bir zamanlama.
Péssima altura.
Kötü bir zamanlama mı?
É má altura?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]