English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ N ] / Ne yapacağını biliyorsun

Ne yapacağını biliyorsun Çeviri Portekizce

416 parallel translation
Hoşuna gitmiyorsa, ne yapacağını biliyorsun.
Se não te agrada, sabes o que fazer.
Beceremezse, ne yapacağını biliyorsun.
Se ele se atrapalhar, sabes o que tens a fazer.
Ne yapacağını biliyorsun, Hawkins.
Tu sabes o que fazer, Hawkins.
Ne yapacağını biliyorsun.
Sabes o que fazer.
Pekala, Secord, ne yapacağını biliyorsun.
Bom, Secord, já sabes o que fazer
- Ne yapacağını biliyorsun.
- Sabes o que fazer.
Beni yakalarlarsa ne yapacağını biliyorsun.
Se me apanharem, sabes o que tens que fazer.
- Ne yapacağını biliyorsun Bob.
- Sabe o que tem a fazer, Bob.
O bulaşıkları ne yapacağını biliyorsun.
Jà sabe o que pode fazer com os pratos.
Evet, haklısın ama ne yapacağını biliyorsun.
Sim, é claro. Mas você sabe o que fazer.
Eğer Sabata gelecek olursa, ne yapacağını biliyorsun.
- Se o Sabata aparecer, sabem o que fazer.
Onlarla ne yapacağını biliyorsun.
Já sabe o que fazer com elas.
Onun ne yapacağını biliyorsun
Conheces os seus passos E nós conhecemos a lei
Kahrolası fıstıklarını ne yapacağını biliyorsun.
Já sabe o que pode fazer com esses malditos amendoins.
- O zaman ne yapacağını biliyorsun.
- Deve saber como age.
Ne yapacağını biliyorsun, değil mi?
Sabes o que vais fazer?
Ne yapacağını biliyorsun, değil mi? Benimle çalış.
Sabe que pode vir comigo, verdade?
Maya, ne yapacağını biliyorsun.
Maya, sabes o que tens a fazer.
Bak, ne yapacağını biliyorsun.
Você sabe o que tem de fazer.
Ben yokken ne yapacağını biliyorsun öyle değil mi?
Tomaste nota do que tens que fazer durante a minha ausência?
Ne yapacağını biliyorsun, değil mi?
Sabe o que fazer, não?
- Ne yapacağını biliyorsun.
- Sabes o que fazer. - Recebido.
Ne yapacağını biliyorsun.
Já sabes como é...
Tamam, nereye gidip ne yapacağını biliyorsun.
Muito bem, sabes para onde ir e o que fazer.
Ne yapacağını biliyorsun.
Já sabes o que tens a fazer.
Bunun bana ne yapacağını biliyorsun?
Sabes o que isso faz a um tipo desta idade?
Ne yapacağını biliyorsun ve hata yapma!
Agora já sabes o que tens a fazer. E nada de erros!
Ne yapacağını biliyorsun.
Sabes o que tens a fazer.
Eğer bir şey olurda Thornton ortaya çıkarsa kim olduğunu ve ne yapacağını biliyorsun.
Se acontecer alguma coisa, se o Thornton aparecer, sabes quem é e o que quer fazer.
Ne yapacağını biliyorsun.
Sabe o que tem a fazer, Pitts.
Ve her ne olursa olsun, ne yapacağını biliyorsun değil mi?
E se algo viesse a acontecer, saberias o que fazer, não é?
Bak, Nicola, söyledim, hoşlanmıyorsan ne yapacağını biliyorsun.
Já te disse! Se não te agrada, sabes bem o que fazer!
Bence sen ne yapacağını biliyorsun.
Pensei que tu conseguisses armadilhar aquela coisa.
Dışarı çıkınca Leo'nun ne yapacağını biliyorsun.
É uma sorte estarmos presos.
- Ne yapacağını biliyorsun.
- Você sabe o que fazer.
Eğer onu burada bulursa, efendimizin ne yapacağını biliyorsun.
Sabes bem o que o Senhor fará se o encontrar aqui.
Hayır. Onu ne yapacağını biliyorsun.
Jà sabes o que tens a fazer.
Ne yapacağını biliyorsun.
Ele deve encontrar-se com o sábio no Cairo.
Ben gittiğimde ne yapacağını biliyorsun.
E quando me levantar... Você sabe.
Ne yapacağını biliyorsun.
Tu sabes o que fazer.
Ne yapacağını biliyorsun.
Já sabes como é.
- Ne yapacağını biliyorsun. - Bankaya gidip kasa kiralayacağım. Anladım.
- Ir ao banco, abrir a caixa do cofre e por isso lá dentro.
Ne yapacağını biliyorsun sanırım, baba.
Julgo que sabe que destino lhes dar, pai.
Ne yapacağını biliyorsun.
Uma coisa com que se pode lidar.
İşi çabuk bitiririm Bana bir şey olursa ne yapacağını biliyorsun.
Se algo acontecer, tu... faz o que tiveres que fazer.
Öyleyse neyi ne zaman yapacağını nasıl biliyorsun?
Como marca o tempo? Premonição?
O bahis parasının senin olduğunu öğrenirsem... ne yapacağımı biliyorsun, Basil.
Se eu descobrir que apostaste nas corridas, já sabes o que te faço.
Ne yapacağını iyi biliyorsun.
Conhece a rotina.
Ne yapacağınızı biliyorsun, Joyce.
Sabes o que tens a fazer, Joyce.
Biliyorsun, bu çok tuhaf o kadar uzun zamandır intikam peşindeydim ki hayatımın geri kalanında ne yapacağımı hiç bilmiyorum.
Sabes, é muito estranho. Já estou no ramo de vinganças há tanto tempo, que agora que acabou, não sei o que fazer com o resto da minha vida.
Ne yapacağını biliyorsun.
Sabe o que fazer.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]