English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Onu durdurmalıyız

Onu durdurmalıyız Çeviri Portekizce

252 parallel translation
- Onu durdurmalıyız.
- Temos de travá-lo.
Onu durdurmalıyız!
Temos que detê-la!
Artık onu durdurmalıyız.
Está na altura de pararmos de nos esconder.
Hangi şekilde gelirse gelsin, onu durdurmalıyız.
Venha como vier, há que detê-lo.
Onu durdurmalıyız, Jim.
Temos de o impedir, Jim.
Kaptan, onu durdurmalıyız...
Capitão, temos de o impedir...
Onu durdurmalıyız.
Temos de o impedir!
Sorun Dobbs, onu durdurmalıyız.
É o Dobbs, temos de impedi-lo.
- Onu durdurmalıyız.
- Temos de impedi-lo.
Onu durdurmalıyız.
Temos que deté-lo!
Hiç korunmamız yok. Onu durdurmalıyız! - Hayır.
Tempo para quê?
Kampa ulaşmadan onu durdurmalıyız!
Não podemos deixá-la se aproximar!
Onu durdurmalıyız.
Temos de pará-lo.
Farges, onu durdurmalıyız!
Temos que o deter, Farges.
Onu durdurmalıyız.
Temos de detê-lo.
Onu durdurmalıyız, Trelis.
Temos de o impedir, Trelis.
- Oh, yüce Tanrım, onu durdurmalıyız.
- Meu Deus! Temos de o impedir.
Onu durdurmalıyız, ona bir sinyal göndermeliyiz.
Temos de o impedir. Temos de lhe enviar um sinal.
Onu durdurmalıyız!
Temos de o parar!
Onu durdurmalıyız!
Temos de pará-lo!
Onu durdurmalıyız.
Ela tem de ser parada.
Onu durdurmalıyız.
Temos de a parar.
Onu durdurmalıyız!
Nós temos que pará-lo!
Onu durdurmalıyız!
Temos de detê-lo!
- Öyleyse onu durdurmalıyız.
- Eu sei. - Então temos de detê-la. - Não.
- Onu durdurmalıyız. - Onları yörüngeden çıkarmalıyız!
- Temos de o parar, temos de os tirar de lá.
Onu durdurmalıyız!
- Temos que os deter!
Sentor delirmiş. Tekrar öldürmeden önce onu durdurmalıyız.
Só quero ter a certeza que o fugitivo é trazido aqui com vida.
O zaman gözüküyor ki bir yolunu bulup onu durdurmalıyız.
Então parece que teremos que achar um modo de pará-lo.
- Hayır. Onu durdurmalıyız.
Eu não quero uma saída!
En kötü ihtimalle, bombayı patlatacağını düşünüp onu durdurmalıyız.
Vamos trabalhar presumindo que vai ser detonada a não ser que o evitemos.
Çocuklar, onu durdurmalıyız!
- Pessoal, temos que o deter!
Onu durdurmalıyız!
Temos de pará-los!
Danny'e sempati duyuyorsun ama yine tehlikeli bir şey yapmadan onu durdurmalıyız.
Compreende o Danny mas temos de o deter, antes que fique perigoso.
Onu durdurmalıyız!
Temos que pará-lo!
Mümkün olduğunca kısa süre içinde onu durdurmalıyız.
Devemos pará-la tão logo seja possível.
Onu durdurmalıyız, Majeste.
Temos de a parar, Vossa Majestade.
Onu durdurmalıyız.
Temos de o parar.
Bunun için onu suçlayamam, ama onu durdurmalıyız.
Eu não a culpo por isso, mas temos que incapacitá-la.
Kendi gözlerinle gördün. Fakat artık buraya almaya geldiği şeyi almadan onu durdurmalıyız. Fakat burada bulunmasının sebebi kaza.
Julgue-me como quiser... mas agora precisamos impedi-lo antes que consiga o que veio procurar.
Onu buldum ve çok geç olmadan onu durdurmalıyız.
Eu encontrei-o e temos que o deter.
- Onu durdurmalıyız.
- Há que pará-lo!
Onu durdurmalıyız.
Está louco!
Onu bir şekilde Cybertron'u yok etmeden durdurmalıyız.
Esta nova ameaça é mais perigosa que todos os Decepticons juntos. De alguma forma devemos destrui-la, antes que devore Cybertron.
Onu biz durdurmalıyız.
Nós temos que detê-lo.
Onu kesinlikle durdurmalıyız!
Temos de impedir isto a todo o custo!
O zaman onu bir şekilde başka tarafa yönlendirmeli ya da bir şekilde durdurmalıyız.
Temos que pará-la de alguma forma. Há duas mil pessoas no caminho.
Dışarıda, başka bir kızın peşinde ve ben onu durdurmalıyım.
Ele está algures lá fora, a caçar outra menina. E eu tenho de o deter.
Onu ne pahasına olursa olsun durdurmalıyız.
Temos de parar com isto a todo o custo.
- Onu hemen durdurmalıyız.
- Já o apanhámos.
- Onu hemen durdurmalıyız.
- Eu disse tu. - Já os apanhámos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]