English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ O ] / Onu serbest bırak

Onu serbest bırak Çeviri Portekizce

343 parallel translation
Defol ve onu serbest bırak.
Está bem. Desapareça e solte-o.
- Eğer onu serbest bırakırsam korkarsın!
- Terás, se eu o soltar!
Eğer onun benimle ayrılmasını engellerseniz, onu serbest bırakırım!
Se você se nega a entregar-mo, a mim, eu liberto-o!
Onu serbest bırakın!
Deixem-no em paz!
Onu serbest bırak. O kaplanı serbest bırak.
Dá-lhe, Garvey!
Binbaşı, onu serbest bırak.
Major, conceda-lhe a liberdade.
- Beni ona götürecek.Onu serbest bırakın
- Ela levar-me-á a ele. - Solte-a.
Onu serbest bırak!
Libertai-o!
Onu serbest bırak.
Soltem-no.
Onu serbest bırak.
Liberte-o.
Onu serbest bırakın.
Devolva-lhe a sua liberdade.
Onu serbest bırak.
Guardiã está doando sua liberdade.
Onu serbest bırak!
Liberte-a!
Lütfen onu serbest bırakın.
Por favor, liberta-o.
Eğer haklı değilsem onu serbest bırakın.
Se eu estiver errado, deixa-o ir.
Onu serbest bırak.
Liberte-a.
Onu serbest bırakırsan, ganimet sende kalabilir.
Se a libertarem, podem ficar com o saque.
- Onu serbest bırak, Paul!
- Largue-a, Paul. - Baixe a arma, Book. - Largue-a.
Onu serbest bırak.
Liberta-o.
İtirazını dikkate aldım ama şimdi onu serbest bırak.
A tua objecção será tida em consideração. Agora liberta-o.
Ve eğer biz onu serbest bırakırsak, onun suçuna ortak oluruz. Gerçeklere rağmen onun suç ortağı oluruz.
Se o libertarmos, tornamo-nos cúmplices materiais no seu crime.
Doktor, onu serbest bırakıyorum ama sabah ilk iş sorgulama için buraya gelmesini istiyorum.
Doutor, ela vai consigo, mas quero-a de volta de manhã, para a interrogar.
Onu serbest bırakın.
E agora, soltem-no.
Ama güzel gözlü, ve zeki bir tip olduğundan, sana bir anlaşma öneriyorum. Onun yerine geçersen, onu serbest bırakırım.
Mas, como é gira e inteligente... estou disposto a fazer uma troca.
Onu serbest bırakın!
Parnell, solta-a.
Onu serbest bırakın!
Solta-a...!
100 dolar vereyim... onu serbest bırakın.
Dou-lhe $ 100... para devolver o escalpe dele.
Şimdi onu serbest bırak ve kendi işine bak.
Em vez disso... Vai à tua vida.
Onu serbest bırakın.
Deixem-no em paz.
Seni.okkafalı! Onu serbest bırak!
Vamos, solte-o agora!
Lütfen onu serbest bırakın!
Deixe-o ir. Por favor
Serbest bırak onu.
Soltem-no!
Kolayca. Benden ayrıldığında, Çocuklarla buluştum Bana verdiğin şu küçük atı serbest bırakıp onu takip ettik, doğru yuvasına döndü.
Quando me deixou, juntei-me com os rapazes... e aí soltámos aquele lindo cavalinho que me deu... e o seguimos até aqui.
Onu 10.000 dolar kefaletle serbest bırakıyorlar.
A fiança dela são só 10.000 dólares.
Onu yakalamak için o kadar zahmet ve iki ay sonra serbest bırak.
Depois de tanto trabalho a apaná-la, tivemos de libertá-la 2 meses depois.
Serbest bırak onu.
Solte-o!
Onu açtığında, bu küçük bebeğe basarsın ve milyonlarca voltonluk ateş gücünü serbest bırakırsın.
quando está acesso, carrega neste lindo bébé e liberta milhões de voltons de potência de fogo. Incrível.
Görüldüğü kadarıyla Bay Teruggi, sıkıyönetim ihlali nedeniyle tutuklanmış ve stadyuma getirilmiş ve sonra serbest bırakılmış ve jandarma geç saatlerde onu caddede ölü bulmuş.
Parece que prenderam o Sr. Teruggi por violar o toque de recolher depois levaram-no para o estádio e então soltaram-no. Depois os "carabineros" encontraram-no morto na rua.
Tüm suçlamalar düşüyor ve onu hapisten serbest bırakıyorlar.
Retiram as queixas todas, e ele é solto da prisão.
Bir kaç ebeveyn toplandık, hemen serbest bırakıldıktan sonra... onu izledik ve bulduk.
Alguns pais deram com ele depois de o terem soltado...
Yüzyıllardır saklanıyor. Ama Boynuzlu Kral onu bulup, gücünü serbest bırakırsa karşısında hiçbir şey duramaz.
Ele tem estado escondido durante séculos, mas se o rei do mal o encontra e desencadeia o seu poder, ninguém o poderá derrotar.
Onu serbest bırak, silahı bırakıyorum!
Deixe-a, Paul. Já larguei a arma.
Onu nasıl serbest bırakırlar?
Como podem terem-no deixado sair?
Serbest bırak onu!
Solta-a.
Bilmem ki, yardım etmeliyiz onu bir şehre götürmeliyiz ve umarım ki kimse, benim şartlı serbest bırakıldığımı anlamaz.
Eu não sei, temos de a ajudar, levá-la para cidade e esperar que ninguém perceba que eu estou em liberdade condicional.
Onu da serbest bırak, Lar.
- Então, solta-os.
Serbest bırak onu.
Solte-o.
Serbest bırakın onu.
Solte-o!
Serbest bırakın onu.
Libertem-no.
Cokely serbest bırakıldı, ama onu tutuklatabiliriz.
O Cokely foi solto mas acho que temos o suficiente para o prender.
Eğer onu şimdi serbest bırakırsam, hepsi sona erecek.
Agora se a libertar, tudo acabará.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]