Senin iyiliğin için Çeviri Portekizce
539 parallel translation
Queenie, bunu senin iyiliğin için yapıyorum anlamıyor musun?
Ai, Queenie, não vê que o faço por seu próprio bem?
Anlamıyor musun, ben de bunu senin iyiliğin için...
E não vê que o que faço é por você...
Hank senin iyiliğin için böyle konuşuyor.
O que Hank te esteve dizendo, é por seu bem.
Söylediklerim senin iyiliğin için.
Digo-lhe isso por seu bem.
Biliyorum, ama senin iyiliğin için.
Eu sei o que é bom para ti.
Bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
É para o seu próprio bem.
Senin iyiliğin için validen rica ediyordum. Senin zalimliğin kadar onun merhametli olmasını rica ediyordum.
Estive a implorar ao Governador a seu favor, a pedir-lhe que seja tão piedoso como o senhor seria cruel.
Antonia onunla senin iyiliğin için evleniyor.
- A Antonia vai casar com ele por sua causa.
Onlar sadece resmi görevlerini yapıyor. Senin iyiliğin için.
Eles fazem o seu trabalho, é para o seu bem.
dünyada hiç kimse Peter'in iyiliğini benden daha fazla isteyemez... ama senin yerinde ben olsaydım - ve bana inan, senin iyiliğin için söylüyorum -
Agora, não há ninguém no mundo que goste mais do Peter que eu... mas se estivesse no teu lugar... e acredita-me, digo isto para teu próprio bem...
Senin iyiliğin için.
Para teu bem.
Senin iyiliğin için.
E para teu bem.
Senin iyiliğin için yapacağım.
Para teu bem...
Beğenmeyebilirsin fakat senin iyiliğin için.
Podes não gostar mas é para o teu próprio bem.
Bak, yapmak istediğim senin iyiliğin için.
Ouça, minha pontaria é tão boa quanto a sua.
Hep senin iyiliğin için, Christiane.
Sempre para o seu próprio bem, Christiane.
- Hepsi senin iyiliğin için tatlım.
- É tudo para seu próprio bem.
Bana inan Spencer, bunu senin iyiliğin için yapıyorum.
me acredite, Spencer, faço-o portu próprio bem.
Hiç umurumda değil. Bunu senin iyiliğin için söylüyorum.
Para mim tanto se me dá, o que digo é para o teu bem.
Senin iyiliğin için yalan söyledim.
Se não te disse a verdade foi por não querer te causar mais dor.
Senin iyiliğin için bu riski göze alacağım!
Arriscar-me-ei por si.
Çünkü sana söylediklerimi hatırlatacaklar. Bunlar hep senin iyiliğin için.
Estarão sempre a lembrar-te do que tenho dito... para o teu bem.
- Senin iyiliğin için Daisy.
É para seu bem...
Seni seviyorum, Bay Karga ama kanatların iyileşinceye kadar bu senin iyiliğin için.
Adoro-o, Sr. Corvo! Mas até a sua asa estar curada, é para seu bem. Podes baixar agora.
Ama bu senin iyiliğin için.
Mas é preciso que saibas que é para o teu bem.
Senin iyiliğin için.
É para o teu próprio bem.
Senin iyiliğin için bitmemiş gibi davranmasına izin verdim.
Para o proteger fingiu que não e eu deixei-a fingir.
Senin iyiliğin için söylüyorum.
É por teu próprio bem.
Senin iyiliğin için söylüyorum. Bir baba gibi!
Digo-o para teu próprio bem, de pai para filha.
- Senin iyiliğin için söylüyorum.
- Digo-o para teu bem.
Senin iyiliğin için.
É para o teu bem.
Hakkında az şey bilmem senin iyiliğin için.
Quanto menos eu souber, melhor para si.
Bu senin iyiliğin için.
É para seu próprio bem.
Senin iyiliğin için, umarım yanılıyorsun.
Para teu próprio bem, espero que estejas enganado.
Haydi, bu senin iyiliğin için.
É para o seu próprio bem.
Biraz acı verse bile senin iyiliğin için bir konuda susmamı ister misin?
Quer que eu me cale em relação a algo para seu próprio bem?
Senin iyiliğin için anlatıyorum.
Digo-te para o teu bem.
Ama ben buraya senin iyiliğin için geldim Ebenezer.
Mas vim pelo teu bem, Ebenezer.
- Ortaya çıkmam senin iyiliğin için.
- É para o teu bem que apareço.
Bu, senin iyiliğin için. Yakalayın!
É para o seu próprio bem.
Senin iyiliğin için hapse girdi
Foi para a prisão para o teu bem.
Bak tatlım bu senin iyiliğin için, tamam mı?
Ouve, querida, é para teu próprio bem, entendes?
Ve bu senin iyiliğin için, biliyorsun.
E sabes que é para teu próprio bem.
Ben sadece senin iyiliğin için söylüyorum.
Eu apenas digo-te isto para o teu próprio bem.
Mac, senin iyiliğin için söylüyorum.
Só to digo para teu bem.
Senin de gelmeni ve olanları kendi iyiliğin için görmeni istiyorum.
Quero que... quero que venhas e vejas o que acontece.
Evde çalışman, kendi iyiliğin için daha iyi olacak. Senin için daha az utanç verici.
Sugeriria, pela tua tranqúilidade claro que trabalhes desde casa.
Ya da senin iyiliğin için.
Agora, é para seu bem.
- Bunu senin iyiliğin için yaptım.
So o fiz para teu bem.
Bilirsin ki yaptığım her şeyi senin iyiliğin için yaparım.
Sabes meu filho, que
bu senin kendi iyiliğin için. - Bende gidiyorum.
É para teu próprio bem.
için 166
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
içinde 110
içine 18
içiniz rahat olsun 22
için rahat olsun 32
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
içine gir 16
senin adın nedir 33
senin adın ne 311
senin 814
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338
seninle 184
seninle olmak istiyorum 35
senin için çıldırıyorum 35
seninle konuşmak istiyorum 561
seninle evlenmek istiyorum 67
senin yüzünden 95
senin adına sevindim 78
senin için 556
senin derdin ne 338