English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ S ] / Sorun ne ki

Sorun ne ki Çeviri Portekizce

340 parallel translation
Sorun ne ki?
Qual é o problema?
Hayatındaki sorun ne ki?
O que está errado, com a tua vida?
- İyi peki, sorun ne ki? Kate'inkini kullanırım. - Hayır!
Willy, tem tido dificuldade em dormir ultimamente?
Sorun ne ki?
Que se passa?
Haydi Peg, sorun ne ki?
Ora, Peg. Qual é a importância?
- Sorun ne ki?
- E então?
Sorun ne ki burada?
- Não sei. É uma espécie de ataque.
- Sorun ne ki?
- Que mal tem isso?
Olimpiyat hokey oyununda şike mi yaptınız? Sorun ne ki?
Influenciaste o jogo de hóquei olímpico?
Hiçbir insan dayanamaz. Sorun ne ki?
Mas nenhum humano conseguiu.
Demek istediğim, sorun ne ki?
Deixa ir! O que é que isso interessa?
- Sorun ne ki?
- Qual é o problema?
Büyük kıçlarla ilgili sorun ne ki?
Qual é o mal de ter um cu grande?
Sorun ne ki yani?
Qual é o problema aqui afinal?
Sorun şu ki, ne öğrendiğime pek emin değilim.
O problema é que não sei ao certo o que aprendi.
- Sorun olmayan ne var ki?
- O que não há de errado?
Ne sorun çıkabilir ki?
O que é que achas que pode acontecer?
Ne sorun olabilir ki?
Que poderia estar errado?
Sorun şu ki ne yapmam gerekiyor?
- A questão é : O que faço?
Ne zamandan beri bu sorun oluyor ki.
Desde quando é que isso é importante?
Ne sorun olabilir ki?
- Não se passa nada.
Sarah, sorun şu ki senin ne kadar zeki olduğunu biliyorum.
Bom, Sarah, o problema é o seguinte : Eu sei que é muito esperta.
Metroda sorun ne olabilir ki?
Que pode correr mal com um metro?
Sorun şu ki, yüz gross kendinden sürgülü kilitle ne yapacağız?
A questão é, o que vamos fazer com mil parafusos estaminais auto-vedantes?
Ne yazık ki, bir sorun var.
- Infelizmente, há um problema.
Sorun şu ki, artık burada olduğunuza göre, sizinle ne yapacağız? İstediğim tek şey bu yeni dünyayı keşfetmeme izin verilmesi.
Se for assim, existem oportunidades esperando você, mais do que você jamais imaginou.
Sorun da şu ki, konser bittikten sonra ne kadar harika bir program yapılmış olsa da siz kızların gözü hep komedyeni arıyor.
O problema é depois do concerto, não importa se foi muito bom vocês raparigas estão sempre à procura do comediante, outra vez.
Ne var ki Nicky sadece kendine değil bana da sorun yaratıyordu.
O problema é que as atenções não só caíam nele, mas em mim também.
Sorun şu ki, artık kafam allak bullak ve ne hissettiğimden emin değilim.
O problema é já nem saber o que sinto, estar baralhada.
Ancak sorun şu ki, çok uzun süre boyunca ne zaman birisi ismimi kullansa,... aklıma gelen ilk şey kelime anlamıydı. Hiçbir şey.
Durante muito tempo, sempre que alguém pronunciava o meu nome, a primeira coisa que me ocorria era o significado : "Nada."
- Sorun ne olabilir ki?
- Qual será o problema?
Bunu neden söyledim ki, sorun ne?
Porque eu disse isto?
Sorun şu ki ne arıyorlar?
A questão é... do que se trata?
Ne yazık ki, ışınlayıcılara ulaşma konusunda sorun yaşıyorum.
Infelizmente, estou tendo problemas em acessar o teletransporte.
Evet ne yazık ki sorun kafadaysa, sadece iki seçenek var.
Infelizmente, se for na cabeça, só há 2 hipóteses.
Hayır, seni üzmek istemezdim ama buradaki sorun şu ki sende ne böyle bir vücut ne de böyle bir görüntü var.
Detesto dar-te esta noticia, mas o problema é que tu não tens corpo para isso. Estes gajos são enormes.
- Bunda yanlış olan ne? - Sorun şu ki, erkek panda özgür değilken çiftleşemez.
Os pandas também não acasalam em captiveiro.
"Sorun ne?" diye sordum. Dedi ki :
Perguntei-lhe o que tinha e ela disse...
Aslında sorun şu ki, hiçbirimiz gerçekte ne olduğumuzu bilmiyoruz.
Acho que ninguém se conhece realmente.
Bak, baba- - - Fernly Park da ne sorun vardı ki?
- O que há de mal em Fernly Park?
Ne yazık ki çoğu insanla sorun yaşamadığım tek şey huzurdur.
Ao contrário da maioria das pessoas, prosperidade é uma coisa que eu não tenho qualquer dificuldade.
şimdi sorun kendinize.. Hiçbir öğrenciyi eğitmemiş, hatta hiçbir veliler toplantısına bile katılmamış.... olan biri sizin çocuklarınıza ne verebilir ki?
Perguntem a vós próprios que tipo de futuro será se elegerem um homem que nunca ensinou um aluno, nem foi a uma reunião de pais.
Ama ne yazık ki sorun bu değilmiş.
Mas, infelizmente, também não foi isso que aconteceu.
Ne yazık ki bir sorun var, Bay Jung.
Receio que haja um problema, Sr. Jung.
Ne gibi bir sorun olabilir ki Matt?
O que pode estar errado, Matt?
Sorun şu ki eskiden ne zaman lezbiyenlik üzerine düşünsem bu fikir bana hep "iğğ" dedirtirdi.
É só que.... sempre que pensava em lesbianismo no passado, sempre disse, "Ew" percebes?
Dedim ki, "Şorun ne? Kung fu biIen insanIarı kuIIanaIım."
Vamos chamar quem saiba lutar kung fu! "
Sorun şu ki, bu üreme programında önemli olan ne?
A questão é, o que é este programa de reprodução?
Ve şimdi bir erkek robot işe karışıyor, sorun şu ki seninle ne yapacağım ben?
E agora, meu homem robô metediço, está a questão do que fazer contigo.
Öpüşmemde ne sorun var ki?
O que tem de errado no jeito que eu beijo?
Evet, hadi Natalie ne sorun çıkabilir ki? Ne sorun çıkabilir mi?
O que poderá correr mal?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]