English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / Ain't you

Ain't you translate Turkish

20,916 parallel translation
You ain't cut out for something like this.
Sen bu işi kıvıramazsın.
It ain't just on you.
Sadece sen sebep olmadın.
You ain't scared?
Korkmuyor musun?
Trying to get a look at that girl, ain't you?
O kıza bakacaksın değil mi?
~ The rock cried out,'I ain't gonna hide you, guy.'~
Sapık mı?
But this is fucking avant-garde theater, so, you know, the river ain't water or papier-mà ¢ ché or some shit.
Ama bu yenilikçi bir tiyatro amınakoyayım... yani, bilirsin, nehirde gerçekten su yok... ya da maketten bir şeyler de yok.
Then you should do that,'cause I'm afraid this ain't working out.
Sanırım o işe geri dönmelisin. Korkarım bu iş böyle yürümeyecek.
Ooh, you ain't gonna get it.
Alamazsın.
Ain't nowhere else for you to hide.
Kaçacak yerin yok.
I ain't talking to you. Where's Chadwick?
Bay Chadwick nerede?
- You ain't gonna call us.
- Bizi aramayacaksın.
I'll tell you, there ain't nothing like Easter Eve and a tall glass of bunny juice to make a feeler...
Çok ciddiyim, Paskalya arifesinde bir bardak Tavşan Suyu adamı kendine getiriyor.
We ain't anchoring to be sharing your lunch with you, lad.
Biz sizinle evlat öğle paylaşımı için ankraj değildir.
For I'm warning you, it ain't pretty.
Seni forewarning, bu hoş değil.
You talkin'real big, but I ain't heard no plan yet.
Çok emin konuşuyorsun ama, daha bir plan duymadık.
You ain't telling'a lie.
Yalan değilmiş.
You keep reminding me how Ben's growing up, but his feet ain't nearly that big.
Bana hep Ben'in nasıl büyüdüğünü anlatıyorsun ama ayakları bu kadar büyük değil.
No, you ain't.
Hayır, değilsin.
You ain't gonna like it.
Hoşuna gitmeyecek.
You're thick as thieves with that Noah, ain't you?
Noah'la etle kemik gibisiniz değil mi?
No, you ain't.
Bitmedi.
I ain't running'without you.
Sensiz kaçmam.
You ain't gonna do it.
Yapamazsın.
Ain't nobody gonna hear. And they find a bullet in you ten yards from where you took it to that white women?
Kimse duymaz ve cesedinde beş metre yakındaki beyaz kadından çaldığın kurşun bulunur.
Oh, yeah, there's gonna be tons of stories about how you died. Ain't none of'em gonna include me.
Evet, ölümüne dair tonla hikaye olur hiçbirinde de benim adım geçmez.
I ain't about to let you mess this up for the rest of'em.
Bunu herkes için batırmana izin vermem.
Tell me you ain't thinking he's still out there waiting for us.
Bizi beklediğini sandığını söyleme bana.
I didn't go. You workin'in this shop with him all day, every day, and you tellin'me you ain't know nothin'?
Her gün akşama kadar onunla burada çalışıyorsun ve bana hiçbir şey bilmediğini mi söylüyorsun?
You ain't seen the overseer's cabin.
Kahyanın kulübesini görmedin.
- You ain't nothin'but a coward.
- Benimle alakası yok.
And until you are, ain't no more water breaks!
O zamana kadar da su molası yok!
You gonna carry our little girl to freedom. Ain't no risk too much for that.
Her risk buna değer.
You said you ain't gone leave me. - Go.
Beni bırakmayacağını söylemiştin.
- Ain't no can't any more. You have to.
Artık yapamam edemem yok.
Ain't nothin'you could have done.
Yapabileceğin hiçbir şey yoktu.
- You ain't never gonna tell the truth.
- Sen yalandan başka konuşmazsın.
Aw heck, you ain't seen the half of it
Sus, daha yarısını görmedin.
'Cause I got news for you. You ain't that important.
Sana bir haberim var o kadar da önemli değilsin.
We ain't paying you shit.
Sana beş kuruş ödemeyiz.
You ain't.
Sen değil.
- God! You ain't hit again?
- Yine mi vuruldun?
Ain't nobody gonna stop you.
Seni tutan yok.
A shotgun in your face ain't enough to teach you the white folks ain't gonna give you nothing?
Suratına doğrultulan tüfek beyazların sana bir şey vermeyeceğini anlatamadı mı?
You ain't never heard of Patty Cannon?
Patty Cannon'u hiç duymadın mı?
Damn it, you ain't got to call him Mr. Cato no more.
Bay Cato deyip durma şuna artık!
That catcher ain't gonna leave us alone as long as you with us.
Sen bizimle olduğun sürece, o avcı peşimizi bırakmayacak.
You ain't have to cut me.
İlla kesmen gerekmezdi.
I ain't taking you, Holly.
Seni götürmüyorum yanımda, Holly.
I'm number one now, and you could be number two, but you ain't never gonna second-guess me again.
Bir numara benim. Sen iki numara olabilirsin ama bir daha beni sorgulamaman lazım.
Ain't no way in hell you could know something like that.
Böyle bir şeyi senin bilebilmenin imkanı yok.
You ain't driving nothing round here.
Senin borun burada ötmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]