English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your own

Your own translate Turkish

39,311 parallel translation
"You create your own merit."
"Kendi erdemini kendin yaratırsın."
Remember... you create your own merit.
Unutmayın kendi erdeminizi kendiniz yaratırsınız.
Remember... you each create your own merit.
Unutmayın... kendi erdeminizi kendiniz yaratırsınız.
And remember... you create your own merit.
Ve unutmayın kendi erdeminizi kendiniz yaratırsınız.
From now on, each of you will get your own room.
Bundan sonra her birinizin kendi odası olacak.
You wouldn't do that to your own son.
Kendi oğluna bunu yapamazsın.
- You wouldn't do that to your own mother.
Bunu kendi annene yapmazsın.
If you choose to come back, you'll be on your own.
Geri dönmeyi seçersen tek başına olacaksın.
Being on your own will be good for you.
Tek başına olman senin için iyi olacak.
You can draw your own conclusions.
Kendiniz bir sonuca varabilirsiniz.
- But it was your own test that got you.
Ama seni yakalayan kendi testin oldu.
Remember, you create your own merit.
Unutmayın, kendi erdeminizi kendiniz yaratırsınız.
When you and I first started... I quickly recognized your merits, both as a detective in your own right... and in that you facilitated my own process.
Seninle çalışmaya ilk başladığımızda hemen meziyetlerini fark ettim hem kendi başına dedektif olarak hem de çalışma yöntemimi kolaylaştırarak.
You will die on your own.
Kendi başına ölürsün.
This is for your own protection, ma'am.
Bu sizin güvenliğiniz için hanımefendi.
It's true that there can be safety in numbers, but numbers can also be something of a problem when you're trying to find your own nest.
Yüksek sayıların güvenlik sağladığı doğru, fakat problem de yaratabilir.
This would've been a whole lot easier if you had been considerate enough to die on your own.
Eğer kendi başına ölmeyi başarmış olsaydın ikimiz için de her şey daha kolay olurdu.
So you want to... you want to live on your own?
Tek başına mı yaşamak istiyorsun?
Could you not regurgitate that happy report on your own?
Bu mutlu haberi kendin veremez misin?
You staged a robbery at your own kitchen to throw suspicion off other members of staff such as yourself.
Şüpheleri kendinizden ve diğer çalışanlardan uzaklaştırmak için kendi mutfağınızda bir soygun sahnelediniz.
Why not use your own crew?
Neden kendi tayfanı kullanmıyorsun ki?
Oh, but you forfeited this crate when you went off to look for your own loot.
Fakat sen kendi ganimetini aramaya gittiğinde bu kasayı kaybettin.
I look forward to you gentlemen continuing this conversation on your own ship.
Beyler bu konuşmaya kendi geminizde devam etmenizi sabırsızlıkla bekliyorum.
If you want to survive, mind your own damn business.
Hayatta kalmak istiyorsan, kendi lanet işine bak.
And you pointed a gun at your own people.
Kendi adamlarına silah doğrulttun.
You could have said, "Hey, there's a freak on the loose, and I'm doing this for your own good."
Şöyle diyebilirdin : "Kaçak bir yaratık var, bunu senin hayrına yapıyorum."
Oh, so you did this for your own selfish reasons.
Yani bunu kendi bencilce sebeplerin için yaptın.
You were shot and your own guy set you up.
Vuruldun ve kendi adamın seni tuzağa düşürdü.
That's the whole point of the trial ; you get the Rolls-Royce of dialysis in the privacy of your own home.
Deneyim amacı bu zaten. Rolls Royce'u alıyorsun. Kendi evinin rahatlığında diyalize giriyorsun.
Have you ever thought about owning your own business?
Kendi işini kurmayı hiç düşündün mü?
No, no, I-I can't imagine how hard it must have been for you to see your own brother pass.
Kardeşinin öldüğünü görmenin ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemem.
Mind your own business.
Seni ilgilendirmez.
So, just to be clear, you sent two highly-trained operatives into a mission that, by your own account, should have taken a matter of minutes, and instead, they turned what was a peaceful, diplomatic gathering
Yani kısacası, sana göre dakikalar sürecek bir operasyona iki üst düzey ajan yolladın. Ama barışçıl bir diplomatik toplantıyı, hiçbir iz bırakmadan, savaş alanına çevirip ortadan kayboldular.
You can find your own way back.
Kendi yolunuzu bulursunuz.
Oh, so, you believe your friend, and your friend's wife and your own eyes over me?
Yani ben dururken arkadaşınla eşine ve kendi gözlerine mi inanıyorsun?
Having her here could put my family at risk, jeopardize my promotion to sergeant, not to mention your own career.
Burada olması bütün ailemi tehlikeye atabilir. Komiser yardımcılığımı terfimi tehlikeye atabilir. Kendi kariyerinden söz etmiyorum bile.
" Carve out your own place.
Kendi yerini kur.
You're defending some drug-dealing piece of tail better than your own wife.
Eşinden daha çok kahpe bir torbacının tekini savunuyorsun.
Look, if you're in your own car you're in the wrong car.
Bakın kendi arabanızdaysanız, yanlış arabadasınızdır.
You'd have to be an idiot to rent a room in your own name and then blow a guy away outside of it.
Gerçek adınızla oda kiraladıktan sonra otelin dışında birisini öldürmek için aptal olmalısınız.
You'd be your own boss.
Kendi patronun olacaksın.
My God, you have your own TrueRomantix account?
Aman tanrım, TrueRomantix hesabın mı var?
Join us of your own volition, and you will know wealth and power beyond imagining.
Bize iradenizle katılırsınız ve hayallerinin ötesinde bir servet ve güce kavuşursunuz.
Shot your own pa with a poaching rifle.
Ruhsatsız tüfekle kendi babanı vurmuştun.
Of which your own map is but a mere fragment.
Sendeki harita bunun küçük bir parçası.
You can all go after him later, on your own time.
Daha sonra boş zamanınızda onun arkasından gidersiniz.
See in your own words.
Kendi cümlelerinde gör.
It's like you were pregnant with your own self-confidence and now you're giving birth.
Özgüvenine hamile kalmış ve şimdi doğuruyorsun gibi.
Commodus. As if he were your own.
Commodus'u kendi çocuğunmuş gibi koru.
I just needed to hear it from your own lips.
Kendi ağzından söylediğini duymam gerekiyordu.
But all you own is your two cars and the the complete works of Bruce Willis on DVD.
Ama tek varlığın iki araban ve... Bruce Willis'in tüm filmlerinin DVD seti.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]