English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / Your honor

Your honor translate Turkish

11,490 parallel translation
Your Honor, we're holding her on a misdemeanor.
Sayın Hâkim, işin aslı şu ki, kadını ufak bir suçtan içeride tutuyoruz.
Thank you, Your Honor.
Teşekkürler Sayın Hâkim.
Your Honor, this is a good kid.
Sayın yargıç, bu temiz bir çocuk.
Thank you, Your Honor.
Teşekkür ederim Sayın Yargıç.
Your Honor, Mr. Tomita is here.
Affedersiniz. Sayın Yargıç, Bay Tomita geldi.
You may not be bothered about your honor, but we are.
Kendi şerefini düşünmüyor olabilirsin ama biz kendimizinkini düşünüyoruz.
I will have your honor laid out now!
Şerefine güzel bir muamele göstereyim hemen!
Your honor, in addition to Ms. Keating's 911 call, the prosecution would like to submit a written testimony.
Sayın Yargıç, Bayan Keating'in 911 aramasına ek olarak yazılı tanıklığı da sunmak istiyoruz. İtiraz ediyorum.
Your honor, you can see for yourself, this is clearly too much for Ms. Keating right now.
Efendim gördüğünüz gibi tüm bunlar Bayan Keating için çok fazla.
Your honor, counsel is badgering the witness.
Efendim, avukat tanığı rahatsız ediyor.
Your honor, Ms. Keating is not fit to sit here.
- Efendim, Bayan Keating iyi değil.
- Your honor...
- Sayın Yargıç...
Your honor, Ms. Keating just violated her oath to keep secret communications between her and her client in private.
Efendim, Bayan Keating biraz önce avukat-müvekkil gizlilik yeminini bozdu.
I have something I'd like to say, your honor.
Söylemek istediğim bir şey var efendim.
Your honor, I demand that we recess so that I can properly confer with my client, who is... Clearly she is mentally incompetent right now.
Efendim, müvekkilimle konuşmak için ara talep ediyorum belli ki şu an ruhsal olarak iyi durumda değil.
An agreement you need to refuse to accept, Your Honor.
Kabul etmeyi reddetmeniz gereken bir antlaşma, Sayın Yargıç.
Your Honor, Ms. Robinson came to me requesting a restorative justice hearing.
Sayın Yargıç, Bayan Robinson onarıcı adalet için bana geldi.
Your Honor, my client has already agreed to a quite lengthy sentence... 15 years... and it would be unfair to allow the victim's family to now hijack this process.
15 yıl... Ve kurbanın ailesinin bu süreci şimdi gaspetmesi haksızlık olur.
Your Honor, if Ms. Robinson tried to contact me, I apologize.
Sayın Yargıç, eğer Bayan Robinson bana ulaşmaya çalışıyorsa, özür diliyorum.
I have to stand up for Ms. Keating here, Your Honor.
Bayan Keating'i savunmalıyım, Sayın Yargıç.
After attempting a restorative justice hearing, per Your Honor's instructions, the Commonwealth has decided to move forward with trial.
Onarıcı adalet denemesinden sonra Sayın Yargıç'ın talimatları vasıtalarıyla Commonwealth mahkemede öne çıkmaya karar veriyor.
Which still makes it illegal, Your Honor, and I cite Wong Sun v. United States as precedent.
Ki hala yasadışı yapar, Sayın Yargıç ve Birleşik Devletlerden Wong Sun v.... yu örnek vaka olarak gösteriyorum.
The defense has no proof of bias, Your Honor.
Savunmanın ön yargıya karşı hiçbir kanıtı yok, Sayın Yargıç.
You now changing your charge proves your own bias, and accepting the change, Your Honor, destroys any chance of this process being used in the future.
Şimdi suçlamaları kendi ön yargılarına göre değiştiriyorsun ve değişikliği kabul ediyorsun, Sayın Yargıç davanın gelecekteki şansını yok ediyor.
My client's life is at stake here because he trusted in an experimental legal process that you demanded he take part in, Your Honor!
Müvekkilimin hayatığı kazığın ucunda çünkü deneysel yasal davaya inandı sizin içinde yer almasını istediğiniz Sayın Yargıç!
It's within your power here today, Your Honor.
Sizin bugünkü gücünüzle, Sayın Yargıç.
The original deal was 15 years, Your Honor.
Orijinal antlaşma 15 yıldı, Sayın Yargıç.
Your Honor, I was assured we had your signature.
Efendim, onay verdiğinizin garantisi verilmişti...
To protect your honor.
Şerefini korumak için.
! - Objection, Your Honor!
- İtiraz ediyorum, sayın yargıç!
Good morning, your honor.
Günaydın Sayın Yargıç.
Assistant u.S. Attorney douglas young For the government. As you know, your honor,
Hükümet adına Birleşik Devletler Savcılık asistanı Douglas Young.
So have i, your honor.
- Sayın Yargıç...
Thank you, your honor.
Teşekkür ederim, efendim.
Yes, your honor.
- Evet, efendim.
- No, your honor.
- Hayır, efendim.
No further questions, your honor.
Başka sorum yok efendim.
Sorry, your honor.
Özür dilerim, sayın yargıç.
No cross-examination, your honor.
Soracak bir şeyim yok, sayın yargıç.
Thank you, your honor.
- Teşekkür ederim, sayın yargıç.
God doesn't care if you honor your father and your mother, but I know you a while, and something tells me this wouldn't be your first time breaking number one.
Tanrı, anneni, babanı onurlandırdığını umursamıyor ama seni bir süredir tanıyorum. Ve bir şey bana, baştaki adamı ilk kez indirmediğini söylüyor.
You must always honor your ancestors. The ones who love you and watch out for you.
Seni seven ve gözeten atalarını daima onurlandırman gerek.
So, you can stay on that couch, or you can take your head out your ass, honor your friends, and maybe get a Pulitzer.
İstersen o koltukta kalabilirsin, ya da sorumluluğunun farkına varırsın, arkadaşlarını onurlandırırsın, hatta belki Pulitzer bile kazanabilirsin.
I must say, it's been an honor to serve as your cap...
Kaptanınız olmak benim için bir onurdu -
Look, Eddie, I know that you're a cowboy and you have to do your cowboy things - and you like honor and justice...
Eddie kovboy olduğunu, kovboyluğun gereklerini yapman gerektiğini..... saygı ve adalete önem verdiğini biliyorum.
Your honor, my client is...
- Efendim müvekkilim...
Honor your father, and your mother, so that you might...
Babanı ve anneni onurlandır, böylece...
All these years, man. I've... I kept my end of the bargain, you know, and now your mom doesn't wanna honor it.
Bunca yıl boyunca verdiğim sözü tuttum ama şimdi annen anlaşmaya uymak istemiyor.
Clary... in honor of your father's Mad Hatter party tonight.
Clary, babanın Çılgın Şapkacı partisinin şerefine içelim.
That's all, your honor.
Hepsi bu kadar, efendim.
Leading question, your honor.
- Yönlendirici soru.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]