English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And bang

And bang translate Turkish

1,287 parallel translation
And bang bang, something went off in me.
Sonra pat diye kafamda bir şimşek çaktı.
You gonna go public and bang the Mayor with it?
Kamuoyuna duyurup, Belediye başkanını mı suçlayacaksın?
You come here and bang her in the
Buraya gel ve onu arkadan pompala.
Yeah, I'm gonna take her across the country and bang a different broad in every state.
Evet, seyahat edip tüm eyaletlerde farklı birine çakacağım!
I miss one pill, and bang. As it were.
Ben bir kere hap almayı unuttum, hamile kaldım.
And bang, you're rich and you're famous.
Ve bam, hem zenginsin hem de ünlü.
Get two peas and a biscuit... and bang!
İki yumruk. Bir kroşe ve işte!
I don't give a crap if you covered yourself in peanut butter... and had a 15 hooker gang-bang.
Fıstık ezmesine bulanıp onbeş fahişeyle sevişsen bile sikimde değil.
If you are right, which you are not, there should be some left over radiation from the Big Bang and somebody should have heard it.
Eğer haklıysanız, ki değilsiniz, Big Bang'ten geriye kalmış radyasyon kalıntısı olmalıdır ve birileri bunu tespit ederdi
And him... he's'Goro The Bang'
Onun adı da'Güm güm Goro.'
The exploding chemicals have nowhere to go but out... and with a bang.
İnfilak eden kimyasallar dışarı çıkar. Büyük bir patlamayla hem de.
Nok-do, Sado, Bang-dap and the main unit will conduct a sail drill, and
Amanın! Neler oluyor? Suyu durdurun!
Go and see Chitty Chitty Bang Bang.
Gidip Chitty Chitty Bang Bang'i görün.
You and your buddy were up in the skybox watching the pros bang it around, feeling your testosterone, and you punched the first man that ran in to your path.
Sen ve arkadaşın birlikte lüks locada profesyonellerin boğuşmasını seyrettiniz. Testosteronun yükseldiğini hissetmişsin. Sonra da önüne çıkan ilk adam yumruk atmışsın.
I used to sit in a corner and... bang my head against the wall, trying to shut it off my caseworker... decided I was autistic put me in an institution.
Bir köşede oturup kafamı duvarlara vuruyordum, belki bu şey kapanır diye. Sonunda bir otistik olduğuma karar verdiler. ve bir enstitüye kapattılar.
I'm ready and I'm bang up for it.
Senin yerine de yaparım.
She was a stripper I used to bang every now and then.
Bir striptizciydi ve arası sıra onu düdüklerdim.
Start off in Europe and take that title, and then bang!
Avrupa'da başlayacağım tüm başlıklara çıkacağım ve BANG!
When he's finished slicing and dicing, we'll go bang heads.
Kesmeyi ve doğramayı bitirir bitirmez, patlamayla ilgileneceğiz.
Hold the ball tough till there's five seconds left on the clock then you bang inside and tie this thing up.
5 saniye kalana dek onu tutacaksın. Ve o anda içeriye dalıp işi bitireceksin.
You come over to my house you bang me, you get my hopes up, and now you're sorry?
Sen benim evime geldin, tamam mı. Beni ayarttın, benimle seviştin, umutlarımı yeşerttin, ve şimdi üzgünsün öyle mi?
And that's too bad,'cause I was gonna bang your brains out.
Ve çok kötü oldu, çünkü seni zevkten çıldırtacaktım.
I just flick a switch down there and - bang - you're toast.
Şuradaki düğmeye yanlışlıkla bir dokunurum kızarıverirsin.
You gonna bang Burrell and the state's attorney then?
O zaman Burrell'i yada eyalet savcısını mı suçlayacaksın?
And, you know, if you need any weed or anything... just come bang on my door.
Aklınızda bulunsun, canınız ot falan isterse... benim kapımı çalın yeter.
And, Goose, bang!
Ve Kaz, Bang!
Destroying the vessel, and scattering its broken shards... in a big bang of creation.
Kabı yok ediyor ve kırık parçalarını yaradılış denen büyük bir patlamayla saçıyor.
The defendant is charged according to paragraph 210 and 222, parts 1-2 with having sexual intercourse in 2001 and 2002 with his daughter - - Stine Bang Christoffersen on 4 or 5 different occasions.
Zanlı, kızı Stine Bang Christoffersen ile 2001 ve 2002 yıllarında dört veya beş kere cinsel ilişkiye girdiği ve bundan dolayı da paragraf 210 ve 222, bölüm 1 ve 2'deki hükümlere göre suçlanmaktadır.
Once you blast the roof off a pub and seen all the parts flying off people, a little bang bang's never gonna match the sight of that.
Bir keresinde bir barın çatısını havaya uçurmuştum ve bütün parçalar insanların üzerine uçuşmuştu. Küçük bir çatışma asla bunun yerini tutamaz.
And at one end of it you have the Big Bang and at the other end of it everything comes together again in a big crunch.
Bu topun bir ucunda Büyük Patlama varken diğer ucunda büyük çöküş ile her şey yeniden birleşiyor.
Yeah, Michelle and I were gonna gang-bang the entire varsity squad in the back row of the Cineplex.
Evet, Michelle'le ben de bütün takımla düzüşeceğiz. Hem de sinema salonunun arka koltuklarında.
Hey uh, me and me mates are gonna see if your girlfriends would be interested in a little bit of a gang bang?
Biz merak ettik. Kız arkadaşların azıcık toplu seks ister miydi acaba?
♪ Creak, bang and boo!
Gıcırtı, bam ve bumları!
I mean, we've been going out for years, and all of a sudden... bang... she drops me.
Yani, yıllardır çıkıyorduk ve birden bire pat diye beni bırakıyor.
And the least we can do is go bang on a few doors and see what happens.
En azından gidip birkaç kapıya dayanalım bakalım neler olacak.
Well, it looks like Steve gave someone the old Stifler bang-and-boot.
Hmm, Steve birilerine eski stil döşe-ve-tekmeyi-bas yöntemini uygulamış galiba.
Some drummer. He has... no rhythm, and he can't even bang very long.
Ritmi tutturamıyor... ve uzun süre çalamıyor bile.
Next... load the magazine... And then... bang.
Şarjörü tak sonrada... bang.
Either to die slowly like me or to speed along and go with a bang...
Benim gibi yavaşça ölmek mi, yoksa apansız ölmek mi?
A group of boys playing guitars loud and do so...
Bangır bangır gitar çalan çocukları düşün,
And that was it.
Böylece Big Bang evreni yarattı.
Shock waves from the Big Bang were echoing through the cloud, making it billow and swirl.
Big Bang'ın şok dalgaları bulutun içinde yankılanarak, onu sarstı ve bir girdap oluşturdu.
I rotate, pulled back, hit the brakes and there- - bang!
Döndüm, geri çektim, frenlere bastım ve- - beng!
All these things, they come together, and all of a sudden, bang... a number just jumps out at you.
Tüm bunlar, birleşir, ve bir anda... patlar, kupona yazacağın bir sayı olarak.
Whenever Trip would get drunk and lock himself out, he would bang on my door.
Trip ne zaman alkolü fazla kaçırsa hep odasının kapısını yanlışlıkla kilitleyip dışarda kalırdı, ve benin kapıma dayanırdı.
And I hear this bang.
Sonra silah sesini duydum.
It was totally my fault. I was changing in the car and, and there was just this bang, and we went off the road.
Üstümü değiştiriyordum, sonra güm diye bir ses geldi ve yoldan çıktık.
Well, bang the drum and play the pipes and I'll rend our fucking garments.
O halde davullar çalsın, kutlayalım. Ben de kostümleri dağıtayım.
... and some with a bang.
... ve bazıları büyük bir patlamayla.
"Page Six" just outed Vince and Mandy. Bang-bang.
Sayfa Altı, Vince ve Mandy'yi kovmuş.
He's doing something, and crash, bang, there you go.
Bir şey yapıyordu ve bam, güm, gitti işte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]