English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ A ] / And blah

And blah translate Turkish

321 parallel translation
Since times immemorial, every 200 years,... to the same day and hour, when the planet Mercury becomes liberated from the sun,... comes a bug to the castle of L'Esperance and blah blah blah.
eskiden beri, her 200 yıl,... Aynı gün ve saatte, güneşten, Merkür gezegeni ne zaman kurtulması için... L'Esperance kalesine bir böcek geliyor falan filan.
You know, she's on your mind, and blah, blah...
Yok aklından hiç çıkmıyormuş da, falan filan...
Do you think just because you Dracs got a lineage 200 miles long, you can blah, blah this name and blah, blah that name?
Sırf Drac'lerin 200 km sülalesi var diye sanıyorsun ki...
Harriett and blah blah Nyborg.
Harriett ve bla bla Nyborg.
Mr. White whips out his gun, he's stickin'it in my face... callin'me a motherfucker, sayin'he's gonna blow me away... and blah, blah, blah, blah, blah.
Mr. White silahını çıkarıyor, suratımın ortasına tutuyor ve... bana bağırmaya başlıyor, "orospu çocuğu, seni geberteceğim" bla bla bla bla...
And yeah yeah yeah, I know I lost a bundle at the game and blah blah blah.
Evet, evet bir deste oyunu kaybetti mi biliyorum ve bir sürü lakırdı.
And blah, blah, blah
Ve dır, dır, dır
I mean, I talked to him and blah, blah, blah. He asked about you guys and : More questions.
Yani adamla konuştum ve bla bla bla, sizin hakkınızda bir şeyler sordu ve, da da da, birkaç soru daha bleh bleh bleh.
And you can tell him how tough things are for you... and that you have to look after yourself and don't know what's gonna happen... and blah, blah, blah.
Ve ona her şeyin senin için ne kadar zor olduğunu ve kendi kendine bakman gerektiğini ve neler olacağını bilmediğini anlatırsın falan filan.
- Really drunk and blah-blah-blah.
- Çok sarhoştum ve bla bla bla.
The French, stinky and blah-hh.
Fıransızlar kokuyorlar ve mızmızlar.
and we had to stop and blah-blah. ugh.
Dur kalk, dur kalk ancak gelebildik.
" I the of do hereby ordain that when fifty planets and blah blah blah blah...
" Ben elli gezegenin cumhuriyetin emirlerine uyacağıma... ve blah blah blah blah... şiirin babaları
Milo, I know, he thinks we've... cloned too many programs an forced people to buy our inferior versions and blah, blah, blah.. Ad infinitum, ad nauseum
Milo, biliyorum, sanıyor ki biz bir çok programı kopyaladık ve insanları bizimkilerden almaları için zoruluyoruz ve bunun gibi şeyler... bunlara sonsuz tane can sıkıcı şeyler ekle
It says you have no money and that you are a man of honor... and blah, blah, blah, blah.
Senin paran olmadığını, fakat çok onurlu bir adam olduğunu falan filan söylüyor.
They were gonna take me on, only I had a bit of trouble and blah, blah.
Başim dertte olmasaydi, beni tekrar alacaklardi.
Look, the only time you call me is when you're in a tough spot... and you wanna talk about God, guilt, booze and bullshit, blah, blah, blah, blah, blah.
Bak, beni sadece sıkıştığında arıyorsun ve konuşmak istediklerin Tanrı, günahların içki, yalanların vesaire vesaire,
She pulls out a gun, blah, blah, blah, blah, and...
Kız bir tabanca çıkartıyor, Falan, filan...
The death of a loyal and talented staff member, blah, blah, blah.
Sadık ve yetenekli bir memurun ölümü, vesaire vesaire.
Worried sick and driven to suicide by the Gestapo methods of a brutal intelligence officer, blah, blah.
Endişeye kapılıp... cani bir gizli ajanın Gestapo yöntemleriyle intihar etti vesaire vesaire.
Blah, blah, blah! And thou wilt tutor me from quarrelling?
Bir de bana kavga çıkartmama konusunda ders mi veriyorsun?
I didn't feel shame or fear, but just kind of blah like when you're sitting there and the water's run out of the bathtub.
Utanç ya da korku hissetmiyorum, sadece banyo küvetinde oturmuşum ve su kalmamış gibi.
Well, here in london it's 12 : 30 and time for the robinsons an everyday story of blah-di - blah-di-blah-di-blah.
Londra'da saat 12 : 30 ve sırada The Robinsons. Her günkü öykü :
Now if there is anyone who has not found this obscene, you're full of blah, and I hope you never get your blah blahed again!
Bu odada bunu müstehcen bulmayan biri varsa tamamen palavracısınız ve umarım bir daha hiç falan filan yapamazsınız.
Well, what often happens in some of these evenings... is that these really crazy little fantasies will just start being played with, you know... and everyone will be talking at once and sort of saying... Right. "Hey, wouldn't it be great if Frank Sinatra and Mrs. Nixon and blah-blah-blah... were in such and such a situation?"
"Frank Sinatra'yla, Bayan Nixon falan filan yerde falan filan olsa?" diye.
"Blah blah blah blah blah, slings and arrows" - - good!
Falan filan, falan filan... "... yumruklarına, oklarına... "... güzel!
And it's your wish that I leave for my own safety, blah, blah.
Ve ülkeyi kendi yararıma terk etmemin Senin isteğin olduğunu söyledi, vs vs.
He tells Johnny that Laura's in a better place now, blah, blah, and he knows that, because Laura was his patient.
Johnny'e anlatıyor, Laura şimdi daha iyi yerdeymiş, falan, filan ve bunu da biliyor çünkü Laura onun hastasıydı.
Why is it other countries'stamps are so beautiful and ours are so blah?
Neden diğer ülkelerin pulları o kadar güzel? Belki bizimki filanda vardır?
And cut! - Blah!
Ve kestik!
So let's forget the blah-blah-blah and go have a drink. Amen.
O yüzden vıdı-vıdı kısmını boşverelim ve gidip bir şeyler içelim.
There's nothing wrong with a church organ and a combo after if you want to go the blah route.
Tabii eğer sıradan bir düğün istiyorsanız kilise piyanosu ve bando takımını da tercih edebilirsiniz.
Your mission is to unite man and woman, blah, blah, blah, blah.
Göreviniz bir kadın ve erkeği birleştirmek ; vesaire, vesaire...
He's gonna be in L.A. lf anybody's getting back together Joey and Pacey. Blah, blah, blah. All you guys do is talk.
Dawson's Creek 4x02 "Falling Down"
" Sickness and health, blah, blah, blah.
" Hastalıkta ve sağlıkta- -
Yes, aqua and yellow... blah, blah, blah, yak, yak, yak.
Evet, akua ve sarı... blah, blah, blah, yak, yak, yak.
And watch over my loving family blah, blah, blah.
Ve benim sevgili ailemi koru blah, blah, blah.
A flat and a pension your country is worthless, blah blah...
Senin ülkende daire ve emekli aylığı değersiz. Peh... Balon...
Dearly beloved uh, we're gathered here, blah, blah, blah so on and so forth, rat-a-tat-tat, yabba-dabba.
Güzel. Tamam. Ben papazım ve diyorum ki...
Blah, blah, et cetera. So, I say, " Play me $ 200 and I'll tell some girls you're dynamite in bed.
Ona, "200 $ verirsen kızlara yatakta bir bomba olduğunu söylerim." dedim.
Serve and protect and all that other blah-blah-blah... on the side of the car.
Arabanın dışında yazdığı gibi hizmet etmek... korumak ve diğer saçma yazılar.
This is the... regret that you make and the something you take... and the blah, blah, blah... something, something.
İşte pişmanlığım. Bu hatalarımdan dolayı ve hatalarımın... karşılığı ve artık nesiyse. Her neyse...
- Make something up. Tell them that Abby was a wonderful person and she'll be deeply missed, blah, blah, blah, blah, blah.
Abby'nin mükemmel bir insan olduğunu, çok özleneceğini falan söyle.
Let's see here. "We the people," "cruel and unusual," blah, blah, blah.
Bakıyım şuna. "Biz insanlar," "zalim ve alışılmamış," vs, vs, vs.
And three. Schools, blah, blah, blah.
Ve üç, okullar, falan falan falan.
Because she uh, she - she thinks that you are blah and that you, Monica, are too loud.
Çünkü, senin "boş", senin de gürültülü olduğunu düşünüyor.
And I am not blah, I am a hoot!
Ben "boş" değilim, konuşkanım!
And I'm blah?
Ve ben "boş" muymuşum?
And he would say, "Well, because blah blah blah blah."
O da şöyle dedi : "Pekâlâ, çünkü blah blah blah blah."
And I was wearing the helmet, the goggles... the big, baggy clothes, covered in snow, blah, blah, blah....
Kafamda kask vardı, büyük renkli gözlük ve büyük şişkin kıyafetler, kara bulanmışım, vesaire vesaire... Kocan Larry'i görüyorum.
I talk, I think I'm being clear, and all she hears is : 'Blah, blah, Ginger.'
Ben kendimi açıkça ifade ettiğimi sanırken, o yalnızca "vesaire vesaire" dediğimi duyuyor.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]